Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
DÜŞMAN ELİNE GEÇMESİNDEN KORKULDUĞUNDA MUSHAF
İLE KÂFİRLERİN YURDUNA YOLCULUĞUN YASAK KILINDIĞI
1798. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Kur'ân-ı Kerîm ile düşman diyarına yolculuk yapmayı yasakladı.
Buhârî, Cihâd 129; Müslim, İmâre 92-94. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 81; İbni Mâce, Cihâd 45
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
DURGUN SULARI İDRAR VE BENZERİ PİSLİKLERLE KİRLETMENİN YASAK OLUŞU
1776. Câbir radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem durgun sulara idrar yapmayı yasakladı.
Müslim, Tahâret 94. Ayrıca bk. Tirmizî, Tahâret 51; Nesâî, Tahâret 31, 140; Gusül 1; İbni Mâce, Tahâret 25
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
DOĞRU BİLE OLSA ALIŞ VERİŞTE YEMİN MEKRUHTUR
1724. Ebû Hüreyre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken işittim dedi:
"Yemin, malın sürümünü artırır; fakat kazancın bereketini giderir. "
Buhârî, Büyû' 26; Müslim, Müsâkât 131. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Büyû' 6; Nesâî, Büyû' 5
1725. Ebû Katâde radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Alış verişte çok yemin etmekten sakınınız. Yemin mala sürüm kazandırır; fakat sonra mahveder. "
Müslim, Müsâkât 132. Ayrıca bk. Nesâî, Büyû' 5; İbni Mâce, Ticârât 30
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
CANLILARI YAKMA YASAĞI
KARINCA VE BENZERLERİ DAHİL HERHANGİ BİR CANLIYI ATEŞLE YAKMANIN HARAM OLDUĞU
1613. Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir keresinde bizi bir seriyye içinde savaşa gönderdi. Kureyşlilerden iki kişinin adını vererek:
- "Falan ve falanı ele geçirirseniz ateşte yakınız!" buyurdu.
Sonra yola çıkacağımız sırada:
- "Ben daha önce size falan ve falanı ele geçirdiğinizde ateşte yakmanızı emretmiştim. Halbuki ateşle ancak Allah azâb eder. Bu sebeple siz o iki kişiyi ele geçirdiğinizde (yakmayın) öldürün!" buyurdu.
Buhârî, Cihâd 107, 149. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 112; Tirmizî, Siyer 20
1614. İbni Mes'ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir seferde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem' in maiyyetinde bulunuyorduk. Hz. Peygamber abdest bozmak için yanımızdan uzaklaştı. Bu sırada biz iki yavrusu olan küçük bir kaya kuşu gördük, yavruları aldık. Kuşcağız yavrularını kurtarmak için çırpınmaya başladı. Tam bu sırada Nebî sallallahu aleyhi ve sellem geldi ve:
- "Bu kuşu yavrularını almak suretiyle kim tedirgin etti? Verin ona yavrularını!" buyurdu.
Bir kere de yaktığımız karınca yuvasını gördü ve:
- "Karıncaları kim yaktı?" diye sordu.
- Biz, dedik.
- "Gerçek şu ki, ateşle azâb etmek, ateşin yaratıcısından başka hiç kimse için uygun ve meşrû değildir" buyurdu.
Ebû Dâvûd, Cihâd 112, Âdâb 164
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
CANLI RESMİ YAPMA VE BULUNDURMA YASAĞI
YAYGI, TAŞ, ELBİSE, GÜMÜŞ VEYA ALTIN PARA, YASTIK, MİNDER GİBİ EŞYÂYA CANLI RESMİ ÇİZMENİN HARAMLIĞI VE YİNE DUVAR, TAVAN, PERDE, SARIK, ELBİSE VE BENZERİ YER VE EŞYÂ ÜZERİNDE RESİM BULUNDURMANIN HARAMLIĞI VE SÛRETLERİ YOK ETMEYİ EMRETMEK
1682. İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bu sûretleri (resim ve heykelleri) yapanlar, kıyamet günü, 'bu yaptıklarınıza can verin, haydi!' diye azâb edileceklerdir. "
Buhârî, Büyû' 40, Bedü'l-halk 7, Nikâh 76, Libâs 89, 92 95, Tevhîd 56; Müslim, Libas 96, 97. Ayrıca bk. Nesâî, Zînet 113; İbni Mâce, Ticârât 5
1683. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir seferden dönmüştü. Ben de odamın önündeki sekiyi resimli bir perde ile örtmüştüm. Bunu görünce Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yüzünün rengi değişti ve şöyle buyurdu:
- "Ey Âişe! Kıyâmet günü Allah katında insanların en şiddetli azâba uğrayacak olanları, Allah'ın yarattığı şeyi taklide kalkışanlardır. "
Bunun üzerine biz de o örtüyü kesip bir (veya iki) yastık yaptık.
Buhârî, Libâs 91; Müslim, Libâs 92. Ayrıca bk. Nesâî, Zînet 112
1684. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ, "Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim" dedi:
"Her sûret yapan cehennemdedir. Yaptığı her sûret için orada bir kişi yaratılarak ona cehennemde azâb edecektir. "
İbni Abbâs, (kendisinden fetvâ isteyen ve tek işi resim yapmak olan kişiye) şöyle dedi:
- Eğer mutlaka resim yapman gerekiyorsa, ağaçların ve cansız şeylerin resimlerini yap!"
Buhâri, Büyû 104 ; Müslim, Libâs 99
1685. Yine İbni Abbâs radıyallahu anhümâ, "Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim" dedi:
"Kim dünyada bir canlı resmi yaparsa, kıyamet günü yaptığı resme can vermeye zorlanır. O ise, buna aslâ can veremez. "
Buhârî, Libâs 97, Ta'bîr 45; Müslim, Libâs 100
1686. İbni Mes'ûd radıyallahu anh, "Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim" dedi:
"Kıyamet günü azâbı en şiddetli olanlar, sûret yapanlardır. "
Buhârî, Libâs 89, 91, 92, 95; Müslim, Libâs 96, 97, 98. Ayrıca bk. Nesâî, Zînet 113
1687. Ebû Hüreyre radıyallahu anh, "Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim" dedi:
"Allah Teâlâ:
Benim yarattığım gibi yaratmaya kalkışandan daha zâlim kim vardır? Haydi bir zerre, yahut bir habbe veya bir arpa tanesini yoktan yaratsınlar (bakalım!), buyurdu. "
Buhârî, Libas 90; Müslim, Libâs 101
1688. Ebû Talha radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İçinde köpek ve sûret bulunan eve melekler girmez. "
Buhârî, Libâs 88, Bedü'l-halk 7; Müslim, Libâs 83, 87
1689. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Cebrâil aleyhisselâm, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e geleceğini söylemişti. Gecikti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çok üzüldü ve dışarı çıkınca Cebrâil ile karşılaştı ve gecikmesinden şikayetçi oldu. Bunun üzerine Cebrâil aleyhisselâm:
"Biz melekler, içinde köpek ve sûret bulunan eve girmeyiz" cevabını verdi.
Buhârî, Libâs 94
1690. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Cebrâil aleyhisselâm, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e belli bir saatte geleceğini vadetmişti. Vakit gelmiş ama Cebrâil gelmemişti. Resûlullah elinde bulunan sopayı yere attı ve "Allah da Resûlleri de va'dinden caymaz!" dedi. Sonra etrafa bakınmaya başladı. Bir de ne görsün, sedirinin altında bir köpek eniği. Bunun üzerine:
- "Ey Âişe! Bu enik buraya ne zaman girdi?" diye seslendi. Ben:
- Allaha yemin ederim ki, bilmiyorum, dedim.
Emir verdi, köpek yavrusu evden çıkarıldı. Cebrâil aleyhisselâm da hemen geldi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- "Bana söz verdin, ben de bekledim, ama gelmedin, " dedi. Cebrâil:
- "Gelmemi, evindeki köpek engelledi. Biz melekler içinde köpek ve sûret bulunan eve girmeyiz" cevabını verdi.
Müslim, Libâs 81. 82. Ayrıca bk. Buhârî, Bedü'l-halk 7, Libâs 94. İbni Mâce, Libâs 44
1691. Ebü'l-Heyyâc Hayyân İbni Husayn şöyle dedi: Ali İbni Ebû Tâlib radıyallahu anh bana:
"Seni, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in beni memur ettiği bir işi yapmakla görevlendireyim mi? Nerede canlı sûreti bulursan onu tanınmaz hale getir, rastladığın yüksek kabirleri de yerle bir et!" dedi.
Müslim, Cenâiz 93; Ebû Dâvûd, Cenâiz 68; Tirmizî, Cenâiz 56; Nesâî, Cenâiz 99
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
BULAŞICI HASTALIK OLAN YERDEN DIŞARI KAÇMANIN VE BÖYLE BİR YERE GİRMENİN MEKRUH OLDUĞU
1795. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh Şam'a doğru yola çıktı. Serg denilen yere varınca, kendisini orduların başkomutanı Ebû Ubeyde İbni Cerrâh ile komuta kademesindeki arkadaşları karşıladı ve Şam'da vebâ hastalığı başgösterdiğini ona haber verdiler. İbni Abbâs'ın dediğine göre, Hz. Ömer ona:
- Bana ilk muhacirleri çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Ömer, onlarla istişare etti ve Şam'da vebâ salgını bulunduğunu kendilerine bildirdi. Onlar, nasıl hareket edilmesi gerektiğinde ihtilaf ettiler. Bazıları:
- Sen belirli bir iş için yola çıktın; geri dönmeni uygun bulmuyoruz, dediler. Bazıları da:
- Halkın kalanı ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabı senin yanındadır. Onları bu vebânın üstüne sevketmenizi uygun görmüyoruz, dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer:
- Yanımdan uzaklaşınız, dedi. Daha sonra:
- Bana ensarı çağır, dedi; ben de onları çağırdım. Fakat onlar da muhacirler gibi ihtilâfa düştüler. Hz. Ömer:
- Siz de yanımdan gidiniz, dedi. Sonra:
- Bana Mekke'nin fethinden önce Medine'ye hicret etmiş olan ve burada bulunan Kureyş muhacirlerinin yaşlılarını çağır, dedi. Ben onları çağırdım; onlardan iki kişi bile ihtilaf etmedi ve:
- Halkı geri döndürmeni ve bu vebânın üzerine onları götürmemeni uygun görüyoruz, dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer insanlara seslendi ve:
- Ben sabahleyin hayvanın sırtındayım, siz de binin, dedi. Ebû Ubeyde İbni Cerrâh radıyallahu anh:
- Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun? dedi. Hz. Ömer:
- Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebû Ubeyde! dedi. Ömer, Ebû Ubeyde'ye muhalefet etmek istemezdi. Sözüne şöyle devam etti:
- Evet Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin, senin develerin olsa da iki tarafı olan bir vadiye inseler, bir taraf verimli diğer taraf çorak olsa, verimli yerde otlatsan Allah'ın kaderiyle otlatmış; çorak yerde otlatsan yine Allah'ın kaderiyle otlatmış olmaz mıydın?
İbni Abbâs der ki:
- O sırada, birtakım ihtiyaçlarını karşılamak için ortalarda görünmeyen Abdurrahman İbni Avf radıyallahu anh geldi ve:
- Bu hususta bende bilgi var; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i:
"Bir yerde vebâ olduğunu işittiğinizde oraya girmeyiniz. Bir yerde vebâ ortaya çıkar, siz de orada bulunursanız, hastalıktan kaçarak oradan dışarı çıkmayınız" buyururken işitmiştim, dedi.
Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh Allah'a hamd etti ve oradan ayrılıp yola koyuldu.
Buhârî, Tıb 30; Müslim, Selâm 98
1796. Üsâme radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir yerde bulaşıcı hastalık ortaya çıktığını duyduğunuz zaman oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkarsa, oradan da çıkmayınız. "
Buhârî, Tıb 30; Müslim, Selâm 100
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
BUĞUZ ETME, İLİŞKİ KESME VE SIRT ÇEVİRME YASAĞI
1571. Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Birbirinize kin tutmayınız, hased etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terketmesi helâl değildir. "
Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5
1572. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Pazartesi ve perşembe günleri cennet kapıları açılır. Din kardeşi ile aralarında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah'a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin, evet siz bunları birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin! buyurulur. "
Müslim, Birr 34-36. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 47
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
BOYAMA YASAĞI
MÜSLÜMAN ERKEK VE KADINLARIN SAÇLARINI SİYAHA BOYAMALARININ YASAKLANMIŞ OLDUĞU
1641. Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:
Mekke'nin fethedildiği gün Ebû Bekir es-Sıddîk'in babası Ebû Kuhâfe'yi, saçı sakalı bembeyaz olmuş bir halde Hz. Peygamber'in huzuruna getirdiler. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- "Bunları boyamak suretiyle değiştirin fakat siyaha boyamayın!"
Müslim, Libâs 79. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tereccül 18; Nesâî, Zînet 15; İbni Mâce, Libâs 33
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
BİR KADIN GÜZELLİĞİNİ BİR ERKEĞE ANLATMANIN YASAK OLUŞU
BİR KADININ GÜZELLİKLERİNİ BİR ERKEĞE ANLATMANIN YASAKLANDIĞI ANCAK O KADINI NİKAHLAMAK GİBİ ŞERİATA UYGUN BİR MAKSATLA BUNA İHTİYAÇ DUYULURSA ANLATILMASINA İZİN VERİLDİĞİ
1746. İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir kadın, başka bir kadınla çıplak vücutları birbirine temas ederek yatmasın. Sonra o kadını kocasına anlatır da, kocası sanki o kadına bakıyormuş gibi olur. "
Buhârî, Nikâh 118. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 43; Tirmizî, Edeb 38
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
BİR BABANIN MAL BAĞIŞLARKEN ÇOCUKLARI ARASINDA AYIRIM YAPMASININ DOĞRU OLMADIĞI
1777. Nu'mân İbni Beşîr radıyallahu anhümâ'nın anlattığına göre, babası onu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e götürdü ve:
- Ben, sahip olduğum bir köleyi bu oğluma verdim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- "Buna verdiğini diğer çocuklarına da verdin mi?" diye sordu. Babam Beşir:
- Hayır, vermedim, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- "O halde hibenden dön" buyurdu.
Müslim'in bir rivayetine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- "Bu hibeyi çocuklarının hepsine yaptın mı?" buyurdu. Beşir:
- Hayır, yapmadım, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz:
- "Allah'tan korkunuz; çocuklarınız arasında adaletli davranınız"buyurdu. Bunun üzerine babam hibesinden döndü ve derhal o bağışını geri aldı.
Müslim, Hibât 13
Müslim'in bir başka rivayetine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- "Ey Beşir! Bundan başka oğlun var mı?" diye sordu. Beşir:
- Evet, var, dedi. Peygamberimiz:
- "Buna verdiğin gibi onlara da verdin mi?" buyurdu. Beşir:
- Hayır, vermedim, dedi. Bunun üzerine:
- "O halde beni şahit tutma; çünkü ben bir zulme şahit olamam" buyurdu.
Müslim, Hibât 14
Müslim'in bir başka rivayetinde, Hz. Peygamber:
"Beni bir zulme şahit kılma" buyurdu.
Müslim, Hibât 16
Yine Müslim'in bir diğer rivayetinde, Peygamberimiz:
"Bu bağışına benden başkasını şahit göster" buyurdu ve:
- "Çocuklarının sana iyilik yapmada eşit olmaları seni sevindirir mi?" diye sordu. Beşir:
- Elbette, evet, cevabını verdi.
- "O halde (aralarında sen de eşit davran) böyle yapma" buyurdu.
Müslim, Hibât 17
Buhârî, Hibe 12, Şehâdât 9; Müslim, Hibât 9, 10, 14, 17, 18. Ayrıca bk. Tirmizî, Ahkâm 30; Nesâî, Nihal 1; İbni Mâce, Hibât 1