-
Buyur GÖNÜL Haneme
Ayırıp bedeni can yeleğinden,
Kurtularak nefsin her dileğinden,
Top yekûn hayatı aşk eleğinden,
Süzeceksen buyur gönül haneme…
Bin bir kaygı ile korkular saçtım,
Kendimi görünce kendimden kaçtım!
Halimin resminden bir sergi açtım,
Gezeceksen buyur gönül haneme…
Uzanır sonsuza aşkın yolu bir,
Baki olmak için bir gönüle gir…
Bu yolda ne varsa gurura dair
Ezeceksen buyur gönül haneme,,,
(alıntı)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
BEN,
Ben: Karlı dağların deli rüzgârı..
Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım.
Ben: suyu kurumuş sevgi pınarı...
Ben: Toprak bekçisi, mezar taşıyım.
Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban...
Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban.
Ben: Hayâl peşinde çarıksız taban...
Ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım.
Ben: çürük bir gemi aşk denizinde..
Ben: Yağmur damlası dostun izinde.
Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde...
Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım.
Ben: çürük bir gemi aşk denizinde..
Ben: Yağmur damlası dostun izinde.
Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde...
Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım.
Ben: Koyu düşmanım yersiz gülüşe
Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe
Ben: Bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe...
Ben: Bensiz duygunun ilk savaşıyım.
Ben: Gönlü aklına uymayan deli..
Ben: Az düşünceden doymayan deli.
Ben: Beni ben diye saymayan deli...
Bırakın, ben benden uzaklaşayım
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
http://dareyndergisi.com/dergi/2/13/...usun_adam1.jpg
Kaybolsam
Atsam bu hüznü üstümden diyorum
Kaçıp gitsem ,kimse bulamasa,
Yolumu kaybetsem kaybolsam…
Kaybolmuş ümitlerin ormanında,
Gözümde yaşlar kalbimde kırıklar,
Üşüsem yalnızlar sokağında,
Nefesimle ısıtmaya çalışsam,
Isınmasa,üşüsem ayazda sabaha kadar,
Sabah benim gibi kaybolmuşlar bulsa cesedimi,
Belki şimdikinden az acı çeker…
Az üşürdüm
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
http://dareyndergisi.com/dergi/2/13/images/rain.jpg
Vefasız bir gönülle ölmeyeceğim
Ey ruhunun kokusuna bin ah düştüğüm
Kaldır beni bu acıtan uykulardan…
Kalbimin yoksulluğuna aç o lâmekân sevgini
Sakın korkma senden giderim diye
Yarım bırakılmış bir ses gibi eksilme sayfalarımdan
Bir yudum düşle geldin, gitme gecemin hüzünlü uçurumlarından
Suslar büyüttüm Sana taşıdıkça ruhumu
Tek hece bir sancı da kayboldum...
İçine seslendiğin şiirler acıtmasın canını
Sen yüreğini dinle ve sevgimi demle en hüzünlü yerinden…
Sev diye değil inan
Sadece bil diye
Yürüyüşüme seni can (yoldaşı) bildiğimi
Ve yağmurlar boyu eridiğimi…
Kaleme mahkûm ettiğim muhal senler düşlüyorum.
Bir yıldız eskisi gibi solmuş renksizliğim ellerinde
Azalıyor nefesim.
Gecenin içli sesine hıçkırıklar(ım) doluyor…
Kalan bütün mevsimlerimden haberdar edeceğim seni
Öncesi ve sonrası sus olmuş kelimelerime
SEN diyeceğim…
Sen(siz)liğe ihtiyacım var…
Kal diye değil
Hayalini kurduğun çocukluğun adına
Salıncaklar kurdum şiirlerden sana
Gözlerin kapanırsa bir gün bensiz,
Beni anımsa…
Sana verecek bir parça huzurum yoksa...
Derdinle dertlenmiş yalnızlığıma sen katışıma aldırma…
Git(me) … Bir ÖMÜR yüklediğin,
Eksilen gözlerinde(n) Düşeyim.
Çizilsin yüzüm ellerim…
K/aldırma.
İzlerini taşımaktan şikâyet etmem…
Vefalı bir dillenişle susacağım
Dört yanı karanlık hüzünlü yüreğime
Aydınlık diye SENİ sürerken
Kapanırken gözlerim meleklerimi senden haberdar edeceğim.
Ve sana dair şiirlerle kendime ninniler söyleyeceğim...
Hangi geceyi sarsa da o kokusuna ah düştüğüm ruhun
Sensiz bir cennet düşlemeyeceğim…
Dört yanı karanlık hüzünlü yüreğime
Hayata aydınlık diye SENİ süreceğim…
İnfaz olsa da sensizlik bana
DAREYN..
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
İçimde duygular kördüğüm oldu,
Çözeceksen buyur gönül haneme…
Ne yazacak şiir ne de söz kaldı,
Sezeceksen buyur gönül haneme…
çok çok güzeldi gerçekten sözler muhteşem...
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Beğeniniz için çok teşekkürler...
Daim mutlu sonlara inş. :)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Bir damla su ver bana eyçöl! Bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak, günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
Ülkem yıkıldı heyhat!
Ordugâhım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O'ndanbaşka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O'nugöreyim diye, kıblegâhım da yandı.
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Uzanır sonsuza aşkın yolu bir,
Baki olmak için bir gönüle gir…
Bu yolda ne varsa gurura dair
Ezeceksen buyur gönül haneme,,,:)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Sen yüreğini dinle ve sevgimi demle en hüzünlü yerinden…
Sev diye değil inan
Sadece bil diye :)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
"Buyur GÖNÜL Haneme " sevdiğim ve eklediğim bir şiir :)
Ama diğerleri farklı emeğinize sağlık teşekürler...
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Allah c.c. Razı ve Hoşnut Olsun
:)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
İçimde duygular kördüğüm oldu,
Çözeceksen buyur gönül haneme…
Ne yazacak şiir ne de söz kaldı,
Sezeceksen buyur gönül haneme…
çok güzel bir dörtlük olmuş.bazen dilin söyliyemediğini kalem yazar...eline ve emeğine sağlık kardeşim.paylaşımın için teşekkürler...
Dua ile...
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Bir damla su ver bana eyçöl! Bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak, günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
Ülkem yıkıldı heyhat!
Ordugâhım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O'ndanbaşka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O'nugöreyim diye, kıblegâhım da yandı.
Emeğine sğalık çok hoştu :):):)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
-
http://dareyndergisi.com/dergi/2/18/.../buluyorum.jpg
Bir kahraman buluyorum kendime,
kurtarıyor beni öcülerden.
Bir can buluyorum kendime,
son anda yaşama dönüyorum ölmelerden.
Bir an buluyorum kendime,
kaçıyorum tüm hesap vermelerden.
Bir yer buluyorum kendime,
karmaşaya geçit yok huzurla çevrili kalelerinden.
Bir yol buluyorum kendime,
geriye geliyor herkes gitmelerden.
Herşey olup bitiyor ben uyuyorum,
bunları düşlerken...
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Bin bir kaygı ile korkular saçtım,
Kendimi görünce kendimden kaçtım!
Halimin resminden bir sergi açtım,
Gezeceksen buyur gönül haneme
emeginize saglık paylaşımlar çok güzel
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Bu hayat ne senin ne benim.
Yolum yüreğine düştü düşeli…
Nice vedalar kıldık birbirimize, nice vefalar.
Savrulsa da son baharında son yapraklar,
Girse de araya her seferde ayrılıklar,
Nice sözler söyledik birbirimize, nice dualar.
Bir sendin pencereden el sallayan sende başlayan yorgunluğa,
Bir bendim el sallayan senden bana kalan ayrılığa.
Bir sen bir ben gittik bu yolda, biz olacağımız o yolun sonuna.
Her ayrılıkta dinlenmeye bıraktık gönlümüzü sabır yolunda.
Bir sendin kapıdan inen, bekleyen bana,
Bir bendim kapıdan inen, bekleyen sana.
Gözlerin kucaklaştığı mevsimlerin çocuğu ikimiz,
Bir bakışla anlattık dillendiremediklerimizi,
Gerek bırakmadan teferruatlara.
Kesişmişti yolumuz tek bir çizgide.
Kaybetmişken yönümüzü. Çocuk iken henüz ruhumuz.
Büyümeye başlamışken bizliğimiz.
Ne senlik ne benlik, bizlik…
Olgunlaşmaya yüz tutan meyvemiz,
Yolculuğumuz…
Bu hayat ne senin ne benim.
Yolun yüreğime düştü düşeli.
Bu hayat artık bizim
-
Bismillah!...
Her şeyimizle Yanarız
Bismillah...
Yarab yanarız askın en humması ile.Yanarız sadece Senin için.Tutuşur bütün azalarımız isminin her biri ile ihtişamla yanar,yanar da Sana yöneliriz.Yönelişimiz yanlız Sana Yarabbi.Günün her anı anar kalblerimiz Senin en güzel cemalinde vasıflarının isimlerini.Döner bu dünya Senin askın ile.Yapıştırırız dilimize ismini ,ismin ile zikrettiririz kalblerimiz.Vuruluruz esmanın her bir adına.Yeniden, yeniden daha aşk ile yanarız.Yıkarız kalblerimizi Senin esman ile.Coştururuz ibadetlerimizle isimlerinin her birini.
Yanarız sadece İsimlerinin ihitişamı ile...Senin için yanan gönüllerimize serperiz suyu yine Senin isimlerin ile söndürürüz ask ateşini gecici olarak.Duruluruz Senin Esma'nın isimleri ile...Ve yine yanarız Senin Esmanın isimleri ile...
Bütün yarattkılarına merhamet eden, merhametin en merhametilisini gösteren Rabbim.Yanarız bu lütfûna karsılık.Yarabbi bizleri aşkın ile layıkıyla yananlardan eyle.Bizleri Senin sevginden uzak bırakma.Her an hatırlayalım Esma'nın ismini.Yanalım hummalı ask ile.Sonsuz nimetler veren Rabbim.Nimetlerini anlayacak akıl ihsan eyle bizlere Yarabbi.Senin nimetlerini kavrayacak ,Senin aşkın ile yanacak aşk gözü ver Yarabbi.Sana sunarız bütün hamdlarımızı bütün şükürlerimizi lütuf buyurdugun nimetler için.Yanarız karşılıgını ödeyebilmek için.Yarabbi ömrümüz boyunca bize Senin aşkınla yanmayı nasip et.Düşürme bizleri nefsi isteklerin yoluna.Yanlız düşür bizleri senin yoluna.Yolunda olalım yana yana aşk ile kul.Yanlız Sana ederiz secde yanlız Sana boyun bükeriz.Senin verdiklerini sorgulamayız.Sadece başımız üstüne deriz yanan aşk ile.Sadece Senin aşkın ile Yarabbi.Yanlız Seni biliriz Rabb olarak.Yanlız Sana ederiz kulluk.Sana yöneliriz yana yana.Düşeriz yoluna Yunus'un aşkı ile ateş yoluna.Gezer dururuz dört bir yanı.Anarız her bir an yana yana.
Yana yana oluruz sevginle kül.Külümüz sana feda olsun Yarabbi.Bizi ancak Senin ateşin mutlu eder.Ancak Senin yolunda olmak serinletir.Yanalım aşk ile yanalım.Mevla ateşi ile yananı görür Mevla.Görür de bu benim kulum işte der.Ne güzel bu sevgiye ulaşmak.Yanmaktır bu işin çaresi.Yangın ile yanmak.Aşk ile yanmak.İşte başka söze ne hacet yakalım kendimiz ALLAH aşkının ateşi ile...
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
….sevmiyorsun degil mi? Sevmiyorsun vuslatı….bir kaç harfe sıkıstırılmıs bir nihayet .. degil mi? ..biliyorum
….aglıyorsun ..aglamak yasam felsefen olur diye ..aglamak halin olur diye efkarlısın!..degil mi?..biliyorum..
….bir damla gözyası mı bekledigin gökyüzünden?…yeter! diyecegin bir damla yasa mı adadın umutlarını…ıslanan yanaklarına mı bıraktın aglamayı…yasladın yüzüne..degil mi?....biliyorum..
….soluklarına dahil olan halleri bırakıp gitmeye, yok olmaya,hiç var olmamaya hazırsın….peki hazır olmayı mı istiyorsun?bir hazırlıgı mı bekliyorsun?..biliyorum ..
….sır gibi yasamaktır dilegin..bir sır gibi kafeslerinde yasatmalı ..yoksa zindanların mı onlar?..biliyorum.. seni biliyorum…seni dinliyorum…
….sen dinle gönül..!!!pes etme gönül..!! ses etme gönül..!!
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Kalp vardır, cânı düşünürü cân için…Kalp vardır cânı düşünür Allah için…O kalp ki gece gündüz çırpınır “hamdulillah” nidalarıyla…Her hamd edişinde huzur bulur ruh,beden….Yaşamaktır ya kalbin çırpınışı câna….Yaşamak huzur verir her haykırışında…
O kalp ki sol üst köşesinden hükmettirildiği bedenin ziyanına tanıklık istemez de çırpınır.Bir yandan korkar emir gelecek de durduracak Rabb’i haykırışlarını ve cânının sevabı galip gelemeyecek günahına diye….Bir yandan da o emri bekler Rabb’inden….Korkar çünkü cânını daha fazla koruyamayacak alemin fitnelerinden de,kapılacak günah kervanına diye…
O kalp ki “Allahuekber” nidalarıyla akla hakimdir.Rahman’ın birliğinden vazgeçmesin akl diye gece gündüz tesbih eder O’nun büyüklüğünü….
O ki bilir hükmettiği bedene bürünen ruhun ne güzellikleri bilip de yaşadığını bu alemde.O bilir,her hata da ne ıstıraplar çektiğini ruhun…Ve istemez ki acı çeksin nefs için ruh,istemez ki toprak altında Rabb’inin karşısına gelip de hesap verirken bu alemin boş hevesleri için mahçup olsun O’na…
O kalp ki bilir Rabb’inin azabını…Ve yine bilir merhametini de…O’nun içindir ki rahmetiyle kuşatsın diye “Ya Rahim” nidalarıyla yalvarır cânını kurtarsın diye…
O kalp ki bilendir…O kalp ki görendir aslolanı….O ki sufikalbidir,her an Allah için atan…
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Canım yanıyor,içimde bir sızı nedenini bilmiyorum
Adı sensizlik belki
Yada ulaşamamak ,ağlayamamak derinden,
Kıyamdayken başka yerde, secdedeyken başka yerde olmak
Yönelememek sana içten bir aşkla
Canım yanıyor ya Rabbel alemin
Bir sızı var anlayamadığım,
Canım yanıyor Ya Erhamerrahimin
Adını koyamadığım,
Bugün gitmek istedim buralardan
Sana yakın olmak için,uzakları yakın yapabilmek için,
Çıktım viran şehrimden;daha fazla gidemedim nedense,
Bir yağmur başladı sessizce,ER-RAHİM diye fısıldadı paramparça olan yüreğime,
İrkildim Ya Rabbelalemin,rahmetine kavuştur beni,
Sonra yürüdüm içimde bir ses anlayamadığım,
Bir güvercin gördüm sırılsıklam;EL-CELİL dedi içimdeki sese,
Ne büyük.ne yücesin;yüceliğinle derman ol derdime,
Islandım,yorgunum birde acı var içimde nereye baksam seni gördüm ALLAHIM
Bir çocuk tebessümünde,bir yaprağın vedasında mevsime,
MALİKÜ’L-MÜLK tecellisini gördüm kara bulutların içinden doğan güneşte
Sen her şeyin tek sahibi ALLAHIM,
İçimde bir uçurumken hayat,üstelik çıkmazdayken dar sokaklarım
EL-MÜHEYMİN sesi kulağımda,
Sen aciz kullarını unutmayan hep gözeten ALLAHIM,yardım et bu kuluna,
Savruluyorum nereye gitsem bilmiyorum,bir dağa bakıyorum bir mahlukata
Hepsi rükuda hepsi kıyamda
Çiçekler,otlar,toprak secdede
En küçük mahlukat zikirde,insanlık ise gaflette
YA HALIK diyor tabiat;adem ise hüsranda,azapta
Ey incelik,lütuf sahibi EL-LATİF
Ey kusurlardan münezzeh KUDDÜS
EY adalet sahibi EL-ADL
EY büyüklük sahibi EL-AZİM
EY merhamet sahibi ER-RAHMAN
Nereye baksam,nereye dönsem sen tecelli ettin,
Bir tek insanlıkta görmedim huşu ile yakarış,
her şey sende yaşarken;İnsanlık nefsinde ölmüş
Her yer sende iken,insanlık her yerde viran olmuş,
Bu viran şehirde,divane dünyada yalnız bırakma bizi
UTANIYORUZ RAHMETİ GENİŞ ALLAHIM
Bizi bize bırakma ALLAHIM
BİZİ BİZE BIRAKMA
.......
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Gitmek,
Bir uçurum kenarında yaşar gibi
Ürkek cellâtların gözyaşlarında hayata gözlerini açarak
Sevdasını kayalara çalan dalgaların soluğunda
Zemheriyi içine çekerek gitmek gaye-i hayâle
Öksüz ve yalnız bırakırcasına hayatı
İdama uzanıyormuşçasına gitmek kelimelerden
Baharın gelişini haber vererek gitmek
Kelebeklerin geri döndüğünü
Umutların yeşerdiğini hissettirerek
Kara toprağı üzerime çekerek…
Şimşekler çakarak
Mürekkebin dizginini ele alıncaya kadar
Nâmütenâhîye uzanırcasına gitmek…
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
http://img03.blogcu.com/images/h/i/l...1247264133.jpg
Zifiri kıtalardan geçerek geldim sana
Kan renginde bir mühür bir yanında yüzümün
Bir yanında zalimler otağından çizgiler
Aynalardaki ben'sin diye yöneldim sana
Ruhum gökte öyle bir pervanedir ki döner
Mihverimde olanın mihverinde, riyasız
Namağlup bir köledir gözlerimde yanan mum
Seninle güneş olur sensiz kalınca söner
Anla ki, bezirganı ağlayan bu yolculuk
Kalbimi ufuklara gömdüğünde son bulur
Hükümranlık senindir bu rüya ülkesinde
Kölenin hayalinde azatlık yok, kaçış yok
Sultanım, ister çürüt aynalarda bu teni
İster gönder üstüme bütün ordularını
Razıyım kapatsan da zindanlarına sessiz
Yetecektir bir defa bağışlasan gölgeni
Hafızamda geçmişten ne işaret, ne bir iz
Gülleriniz altında kaldı isyan ve hüzün
Hiçbir şey olmasa da sarar beni bir ömür
Gözleriniz sultanım, sadece gözleriniz
Şu mahzun ellerime vur artık kelepçeni
Eşiğindedir başım, üzerine basıp geç
Yürüyüp git istersen koyarak bir köşede
Her yaptığın revadır, yeter ki anla beni
Nurullah GENÇ
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Fotoğraf : Ahmet ÇETİNTAŞ
Hatırlayınca içim burkulurdu. Hala daha öyle...
"Günler akıp gidiyor ellerimin arasından; yağmurlar, karlar, güneşler... Tam yaşanılacak yerinde hayatın, araya ayrılıklar, uzaklıklar giriyor, kopuyoruz. Dağlarla çevrili kasaba azmanı bu kentte; zamanın umulmayan savuruculuğuyla, yıllar yılı geliştirdiğim özlemler, gerçek çizgisine oturup, dayanılmaz doruklara uzanıyor. Sonra hep başa dönüyorum...
Ne zaman
şakaklarıma, iki kaşımın arasına bir ağrı saplansa,
akşam olsa, üşüsem, titresem sabahlara kadar, tek başıma gecenin soğuğuna girdiğimde, ya da unuttuğumu sandığım herhangi bir yaz akşamı,
hergün başlayıp biten arkadaşlıkların ortasında,
bir park köşesinde ya da bir sinema koltuğunda kentin uğultusundan kaçarken,
Ne zaman
çocukluğuma sürgün edilsem, içimden ağlamalarımı döküyorum.
Sanki seni bir daha göremeyeceğim.... "
Ethem BARAN- Sonrası Ayrılık
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Yorgun,
Kanadı kırık kuş gibiydim.
Uçabilir miydim!...
Sen var iken
Olmayacaktı, biliyordum
Ama,
Kırılmamış bir kalp olmayı isterdim...
Rukâl
(Fotoğraf: Enver Şengül)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Seni kaybettiğim o günden beri
İçimi dağlıyor hasretin, sızın
Kâh gönderiyorsun yalnızlığını
Kâh karşıma çıkıyor ansızın
Herhangi bir gecede, dumanlı bir köşeden
Bazen ayın ondördü kadar şehla ve güzel
Bazen bir ejder gibi, bakışları bir kızın
Izdırab şarabıyla ruhumu sarhoş eden
Kil renkli gözlerini buluyorum ansızın
Herhangi bir zamanda muamma bir şarkının
Dalgın nağmelerinde duyuyorum seni
Ağlayan kirpikleri bazen kumral ve kısa
Uçurtmalar taşıyor göklere nefesini
Bazen karanlıkları örtecek kadar uzun
Alevli saçlarında dağılıyor gül ve gün
Kalbimden bir karanfil koparıyor sonsuzun
Savaşta yenik düşen gemiler kadar üzgün
Herhangi bir denizin efsunuyla yeniden
Her şey sanki yeniden başlayacak derinde
Sönerken mutluluğun nazenin kandilleri
Yaralı bir güvercin görürüm ellerinde
Hayalinde bulurum solgun karanfilleri
Nurullah GENÇ
*Fotoğraf: Cahit Ağçal*
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
...
Kırmızıya yönelirken yüreğim
Laciverdi neden sevdim bilemem
Göl gör ki, hayat
Beyaz bir yağmurun ardında koşan
Kurak bir yazdır şimdi
Çıra gibi yanmalı mıydı umut
Kirpikleri ıslanırken zehirden
Yatağında sessizce kuruyan bir ırmağın
Kabrine kan dolmalı mıydı birden
Kumsalına kahır döken denizler
Renkleri bozulan düşlerimizin
Dünyası değil midir
Süleyman’ı yitirdik içimizde
Başucumuzda hüzün
Tahtında bir şâire gülümseyen Belkıs’ın
Rüyası değil midir?
Ne yapsın İbrahim’i unutan ateşe gül
Neylesin gölgesine tapınan mecnunu aşk
Endamını geceye hazırlayan gün için
Düşer mi sanıyoruz yine sevdaya gönül
Hangi sofra “İbrahim, İbrahim” diye mahcup
Bir tanrı misafiri arayacak yine de
Hangi şâir lacivert titremelerle sessiz
Uzaktan bir leylayı bekleyecek çaresiz
Bilinmez ki bahar mı, ölümüdür bahçemizde
Görse de bir feryadın umuda kandığını
Güzün mü gelir ölüm
Yine de susmak gerek söz yangına düşünce
Anlamak, bir kapının neden yıprandığını
Siyahtır mezarlığın ardında solan çiçek
Unutulmuş hatıralarda gizli
Tükenmeyi öğrenince yalnızlık
Üç şey kalır gidenlerin ardından
Karasevda, karanlık ve ıssızlık
Anlamadan aşka inen perdeyi
Direniyor sevenlerin yüreği
Görmüyor ki zaman titrek, gönül loş
Lacivert bir hayaldir şimdi hüzün
Mehtabını çalıyor ömrümüzün.
Nurullah GENÇ
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Bir dağın bir kuyuya tohum ektiği yerde
Balığın yüzgecinden irin döktüğü yerde
Kralın, kölelerin emrinde yürüdüğü
Geminin bir köpükte okyanus aradığı
Ay'ın arzı terkedip gökte durduğu ânda
Serseri bir kurşunun ay'ı vurduğu ânda
Başını ellerinin arasına al ve dur
İşte o lahza gülüm,
Bu can seni unutur....
Unutulursa Şair, Sen De Unutulursun...
Nurullah Genç
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Tâ yanıbaşında durup da böyle,
Hasretini çektiğin şeylere hasret gitmek!....
Hem tut o sular için halk ol, hayat ol;
Hem tut sonra o sulara hasret çek!...
Zeki Ömer Defne
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Alıntı:
suqunet Nickli Üyeden Alıntı
http://img410.imageshack.us/img410/9346/meveddel.jpg
Bir damla su ver bana eyçöl! Bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak, günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
Ülkem yıkıldı heyhat!
Ordugâhım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O'ndanbaşka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O'nugöreyim diye, kıblegâhım da yandı.
Allah razı olsun :)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Ecmain Olsun inşallah..
Sanki bu anı daha önceden yaşamış gibiyim ne dersin? :)
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Yak sinemi ateşlere efganıma bakma,
Ruhumda yanan ateşe niranima bakma.
Hic sönmeyecek aşkıma imanıma bakma,
Ağlatma da yak hali perişanıma bakma.
Yaşlar akarak belki uçar zerresi aşkın,
Ateşle yaşar yaşla değil yaresi aşkın,
Yanmaktır efendim çaresi aşkın,
Ağlatma da yak hali perişanıma bakma.
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
Akletmenin yaman istilasına uğradım ben.
Aşkı kalbimle değil aklımla onaylamanın telaşına düştüm ben. Oysa kalbin tafsilatı ancak kalp olduğunda sükûnet var. Kalbin tafsilatı fikr olunca muamma. Kalbin fikri ikna edemediği yerin adı nifak. Fikrin terazisine düşen aşkın yekûnunda kopan kıyametin bir bedende nasıl menzil bulduğuna en yakın tanık tutuldum ben. Fikrin ve muammanın ayrıntısına böyle düşüverdim. Aşkı tanıyan her kalbin muhkem olduğunu zannediyordum oysa. Meğer aşk indiği kalbi ihya ediyordu ya, ihya edemezse yok ediyordu. Kazasız belâsız kurtulmanın imkanı yoktu.
İçimdeki aşka rağmen, aklımla aşkın iflasına tanık olmamla yittim ben. Bir yanımla yitik bir aşk, bir yanımla hala tüten bir tütsüydü kalbim. Biri aşkta biri şüphede direnen iki kişiydim ben.
Aşksa, nasıl bir bakış noktasında duruyordu ki bendeki bu bulanmaya izin veriyordu?
Böyle bir noktada durmama izin verdiği için hızlandı uçurumum. Onu önce böyle karanlık kuyulara düşmeme izin verdiği için, isteseydi düşürmezdi, sonra beni o dipsiz kuyulardan çıkarmak için hiçbir çaba sarf etmediği için, isteseydi çıkarırdı, içimde çok parçaya ayırdım. İçinde kıvrandığım karanlığa yol açtığı için değil, her karanlık bir öncekinin son-ucu bir sonrakinin sebebi olduğu için suçladım onu. Bu yüzden silsile silsile uzandı önümde barikatler. Aşamadım.
Nazan Bekiroğlu, İsimle Ateş Arasında
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
http://img.blogcu.com/uploads/hilye_...203f753151.jpg
Sensiz kalan bu şehri yakmayı çok istedim
Mavi bir aleve dönüştürdüm kalbimi bir anda
Tutuşturmak istedim beni böyle umarsız
Bırakıp gittiğin bu zalim şehri
Yakamadım gözlerin dikildi karşıma bir caddenin tam ortasında
İnanılmaz güzel bakıyordu gözlerime hafif ıslak
En özel en bilinmeyen türleri açmıştı papatyaların
Hatıralarınla titriyordu içim kuşlar kanatıyordu gönlümü
Gri bulutlar geçiyordu göğümden
Anlamak üzreydim Neron’un Roma’yı neden yaktığını
Karanlık bir koridor açıldı önümde anlayamadım
Yenik düşmüş bir napolyon kadar mutsuzdum aslında
İntihara kalkışan Hitler kadar çaresiz
Yakmak üzreydim ki bu şehri hatıraların
İçli bir yağmur gibi boşandı üzerime
Kediler geçti birden kavşaklarından şehrin
Acı acı miyavladılar gözlerime baktılar kızgındılar kırgındılar
Onlar da tutulmuşlar anladım sana bendeki kadar
Onlar da terk ettiğin bu şehri çaresiz
Yakmak istiyorlar yakamıyorlar
Saçların dikildi karşıma bir sokak köşesinde
Her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu
Benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar
Gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin
Her biri bir kenarda darmadağın
Çömelip kalıyordu yutkunuyordu
Rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin
Nereye yürüdüysem bakışın, duruşun, sesin
Anladım söndürmeliyim tutuşan yüreğimi
Kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri
Çünkü sen her şeyinle bendesin
Nurullah GENÇ
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
http://img.blogcu.com/uploads/hilye_...1aeb7aedb5.jpg
Her şey bu kadar
Bu kadar bütün anılar
Yollar gibi uzun
Yolcu gibi gece gündüz
Yalnızlık bu kadar
Bu kadar çektiğimiz acılar
Aşk dediğimiz işte bu kadar
Çocuk bu kadar
Onun uzun masalı vardır bu kadar
Masallarla gelir her çocuk
Bir varmış bir yokmuş
Evvel zaman içinde
Bütün kuşlar gibi o da uçmuş
Yuva dediğimiz işte o kadar
Anne bu kadar
Hiç gün görmemiş bu kadar
Baba bu kadar
Gurbetle sıla arasında gitmiş gelmiş
İlkbahar yaz sonbahar kış
Hepsi hepsi dört mevsimmiş
Hayat dediğimiz işte bu kadar
Bu kadar yaşadığımız
Nereye kaçarsan kaç bu kadar
Başını taştan taşa çal
Hoşça kal gülüm
Dünya bu kadar
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
-
Cevap: Buyur GÖNÜL Haneme
can verme gam-ı aşka ki aşk afet-i candur
aşk afet-i can oldugı meşhur-ı cihandur
sud isteme sevda-yı gam-ı aşkda hergiz
Kim hasıl-ı sevda-yı gam-ı aşk ziyandur
her ebru-yi ham katlüne bir hancer-i hun-riz
her zülf-i siyeh kasduna bir ef'i yılandur
yahşi görinür sureti meh-veşlerün amma
yahşi nazar etdükde ser-encamı yamandur
aşk içre azab oldugın andan bilürem kim
her kimse ki aşıkdur işi ah u figandur
Yad etme kara gözlülerin merdüm-i çeşmin
merdüm deyüp aldanma kim içdükleri kandur
ger derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
aldanma ki şair sözü elbette yalandur http://img122.imageshack.us/img122/9...mishkaaiv8.jpg