-
Kâbe’yi Tâvâf
Kâbe’yi tavaf
Hâtemü’l-Enbiya Efendimiz Kasvâ’nin üzerinde idi. Kasvâ’nin yulari ise Abdullah bin Ravâha’nin elindeydi. Sahabîler de sag omuzlarini açmis, tavaf için bekliyorlardi.
Peygamberimiz, Hacerü’l-Esved’in yanina vardi ve elindeki degnekle dokunarak onu istilâm etti. Sonra da degnegi öptü. Ashab-i Kiram da ayni seyi yapti.
Ashab-i Güzin tavafin ilk üç devresinde Peygamberimizin emri geregi, hizli hizli ve çalimli yürüdüler. Üç tavafi böylece tamamladilar.
Abdullah bin Ravâha, hem Kâbe’yi tavaf ediyor, hem de siir söylemeye devam ediyordu:
“O Allah’in ismiyle baslarim ki, dininden baska gerçek din yoktur Onun.
“O Allah’in ismiyle baslarim ki, Muhammed Resûlüdür Onun.
“Çekilin, ey kâfir ogullari Resûlullahin yolundan!”1
Hz. Ömer, bu hareketinden hoslanmadi:
“Ey Ibni Ravâha! Sen, Resûlullahin önünde, Allah’in Hareminde bu siiri söyleyip duracak misin?” diyerek susmasini istedi.
Hz. Ömer’e, Resûl-i Zisân Efendimiz cevap verdi:
“Ey Ömer! Ona manî olma! Vallahi, onun sözleri, bu Kureys müsriklerine ok yagdirmaktan daha çok tesirlidir.”2
Sonra da Abdullah bin Ravâha’ya dönerek, “Devam et! Devam et! Ey Ibni Ravâha” dedi.3
Aradan bir müddet geçtikten sonra Resûl-i Zisan Efendimiz, Abdullah bin Ravâha’ya su duayi okumasini emretti:
“Allah’tan baska Ilâh ve Ma’bud yoktur! Bir olan Odur! Va’dini gerçeklestiren Odur! Bu kuluna nusret veren Odur! Askerlerine kuvvet veren Odur! Toplanmis bulunan kabileleri bozguna ugratan da yalniz Odur.”4
Ashab-i Kiramda Hz. Resûlullahin ögrettigi bu duayi hep bir agizdan söylemeye basladilar