Hz. Ali’nin arkadan İslâm ordusuna yetişmesi
Hz. Ali’nin arkadan İslâm ordusuna yetişmesi
Peygamberimiz tarafından Hz. Ali’nin Medine’de bırakılması üzerine de münâfıklar, aralarında ileri geri konuşmaya başladılar. Maksatları, bunu vesile ederek İslâm camiasında bir huzursuzluk meydana getirmekti. Şöyle diyorlardı:
“Herhalde, onu yanında götürmek istemediğinden Medine’de bıraktı!”2
Hz. Ali bu sözleri duyar da durur mu? Derhal silahlanıp İslâm ordusunun arkasına düştü. Cürf denilen mevkide Resûl-i Kibriyâ Efendimizle buluştu. Peygamber Efendimiz, “Yâ Ali! Neden dolayı çıkıp geldin?” diye sordu.
Hz. Ali, “Yâ Resûlallah! Münâfıklar, senin bana kıymet vermediğini söylüyorlar. Bende görüp hoşlanmadığım bir şeyden dolayı beni yanında götürmediğinden söz ediyorlar.”1
Peygamber Efendimiz işin mahiyetini anlamıştı. Güldü:
“Onlar, yalan söylemişlerdir. Ben, seni arkamda bıraktıklarıma vekil tayin ettim. Derhal geri dön. Gerek benim ev halkım ve gerek senin ev halkın içinde vekilim ol!” buyurdu. Sonra ilâve etti:
“Yâ Ali! Bana göre sen, Musâ’ya göre Hârun gibi olmağa razı değil misin? Şu farkla ki, benden sonra peygamber olmayacaktır!”2
Hz. Ali, Peygamber Efendimizin sözlerini tasdik edip derhal Medine’ye döndü.3
Medine’de bir çok münâfık kalmıştı. Bunların, herhangi bir karışıklığa ve bozgunculuğa tevessül edebilecelerini de göz önünde bulundurarak Peygamber Efendimizin Hz. Ali’yi Medine’de bıraktığı da söylenebilir.