Peygamberimizin Hz. Cüveyriye ile Evlenmesi
Peygamberimizin Hz. Cüveyriye ile Evlenmesi
Hz. Cüveyriye, Benî Müstalık Kabilesi reisi Hâris bin Ebî Dırar’ın kızı idi. Müreysi Gazâsında alınan esirlerden biri de kendisiydi. Kocası Müsafi bin Safvan Peygamberimizin amansız düşmanlarından biri idi. Harpte öldürülünce Hz. Cüveyriye dul kalmıştı.
Esirler, mücahidler arasında bölüştürüldüğü zaman, Hz. Cüveyriye, Sabit bin Kays ile amcası oğlunun hissesine düşmüştü.1
Hz. Cüveyriye, Sabit bin Kays’la anlaşmış, kesişme yapmıştı2 Tayin edilen fidyeyi ödediği takdirde hürriyetine kavuşacaktı. Fakat, fidye ödeyecek imkânı yoktu. Bu sebeple Peygamber Efendimize müracaat etti ve kurtuluş fidyesinin ödenmesi hususunda yardım talebinde bulundu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, ona, “Sana, bundan daha hayırlı olan yok mudur?” diye sordu.
Beklenmedik bir soruya muhatap olan Hz. Cüveyriye birden şaşırdı. Hürriyetine kavuşmaktan, tekrar anne babasına, yurduna varmaktan daha hayırlı ne olabilirdi?
Bir anlık bir tereddütten sonra, “Yâ Resûlallah!” dedi. “Hakkımda yapacağınız bundan daha hayırlı şey nedir?”
Peygamber Efendimiz, “Senin kurtuluş fidyeni ödeyerek seni zevceliğe kabul etmemdir” buyurdu.
Hz. Cüveyriye bütün bütün şaşırdı. Esaretten kurtulduğu gibi, böylesine büyük bir şerefe de nâil olacaktı. Bir an kendi âlemine daldı. Peygamber Efendimizin yurtlarına varmadan bir kaç gün önceki rüyasını hatırladı: Ay Medine’den sanki yürüyüp gömleğine girmişti.1
Bir anlık bir şaşkınlıktan sonra, yüzünde sevinç alâmetleri belirdi. Peygamberimizin teklifine cevabı şu oldu:
“Yâ Resûlallah! Eğer, beni bu şerefe nâil ederseniz, şüphesiz benim için bundan daha hayırlı bir devlet ve saadet olamaz!”2