Medine’den Hareket

Medine’den hareket

Peygamber Efendimiz, yerine Medine’de Abdullah bin Ümmi Mektum’u birakti. Yemen isi giydigi iki elbisesi ile Pazartesi günü yola çikti. Kendisiyle birlikte hazirlanan Müslümanlarin sayisi 1400 idi Kafilede 4 de kadin vardi. Bunlardan biri Efendimizin muhterem hanimlari Ümmü Seleme (r.a.) idi. Müslümanlardan sadece 200’ü atli idi. Yanlarinda yolcu silahi olan kiliçtan baska bir silah da bulunmuyordu. Onlar da kinlarinda idi. Umre kafilesiyle birlikte ayrica kurbanlik 70 de deve vardi.1

Resûl-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Ashabiyla Zü’l-Huleyfe mevkiine gelmisti.

Bu sirada Hz. Ömer huzura çikip, “Yâ Resûlallah! Seninle harp halinde bulunan bir kavmin üzerine silahsiz ve atsiz mi gireceksin? Gerektiginde, onlarla çarpismak için yaniniza silahlarimizi almayalim mi?” diyerek endisesini dile getirdi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Ben, umreye niyetlenmistim. Silah tasimak istemem” diyerek, mübârek niyetlerinin muharebe olmayip, mücerred umre, yani Kâbe-i Muazzamayi ziyaretten ibaret oldugunu ifade buyurdu.

Ayni endiseyi bu sefer Ensarin ileri gelenlerinden Sa’d bin Ubade Hazretleri izhar etti.

“Yâ Resûlallah” dedi, “keske yanimizda silah tasisaydik. Onlarin süpheli bir hareketini gördügümüz takdirde üzerlerine yürürdük.”

Peygamber Efendimizin bu Sahabîye de cevabi ayni oldu:

“Ben, silah tasimam. Ben, sadece umreye niyetlenerek yola çiktim.2

Zü’l-Huleyfe, Medinelilerin mîkati, yani ihrama girme yeridir. Peygamber Efendimiz de burada ögle namazini kildiktan sonra ihrâma girdi. Yetmis kadar olan kurbanlik develere de isaret vurdurdu. Müslümanlarin bir kismi da burada ihrama girdi.

Peygamber Efendimiz, ögle namazini kildiktan sonra, kibleye döndü ve, “Lebbeyk! Allahümme Lebbeyk! Lebbeyke lâ serike leke lebbeyk! Innel hamde ven’nimete leke ve’l-mülke lâ serîke leke” diyerek telbiye getirdi.

Bu ulvî sadâ, her tarafi nuranî bir havaya büründürdü. Sahabîlerin heyecanlari zirvedeydi.

Henüz Zü’l-Huleyfe’den ayrilmamislarken, Resûl-i Ekrem Efendimiz müsriklerin durumunu ögrenmek ve kendi gelis gayesini de bildirmek üzere Büsr bin Süfyan’i Mekke’ye gözcü olarak gönderdi. Büsr daha önce, Medine’ye Peygamber Efendimizi ziyârete gelmisti. Efendimizin arzusu üzerine kendisiyle birlikte Mekke’ye dönüyordu.