Münafıkların ordudan ayrılması
Münafıkların ordudan ayrılması
Artık iki ordu karşı karşıya gelmişti. Her biri harp nizamıyla meşgul oluyordu.
Bu sırada oraya kadar çekine çekine korku içinde gelmiş bulunan Abdullah bin Übey bin Selûl ortaya atıldı.
“Muhammed, rey ve görüş sahibi olmayan gençlerin sözünü dinledi. Benim sözümü dinlemedi.
“Ey ahali! Bir türlü anlayamıyorum; şuracıkta biz ne diye canımızı vereceğiz”2 deyip kavminden ve münâfıklardan üç yüz kadar askerle geri döndü.
Münâfıkların ayrılmasıyla İslâm ordusu 700 kişiden ibâret kaldı—Kureyş ordusunun dörtte biri kadar.
Abdullah bin Übey, münâfıklardan bir grupla, İslâm ordusundan ayrılmakla kalmadı. Sâir Müslümanları da tesir altına almaya çalıştı. Onun geri döndüğünü gören Hazreç Kabilesine mensup Selimeoğulları ile Evs Kabilesine mensup Hariseoğulları da geri dönmeye niyetlendiler. Fakat, Allah’ın inâyeti yetişti ve onları bu tereddütlerinden kurtardı.
Kur’ân-ı Âzimüşşanda bu hususla ilgili olarak şöyle buyurulur:
“Allah, sizden iki birliğin halini de işitip görüyordu ki, onlar dostları ve yardımcıları Allah olduğu halde, bir an bundan gaflet ederek dağılmaya yüz tutmuşlardı. Halbuki mü’minler ancak Allah’a güvenip Ona tevekkül etmelidir.”1