-
ÖlÜm-dIrIlIS-hesap
ÖLÜM-DIRILIS-HESAP
Yapilan iyilikler ve kötülükler karsiliksiz kalmaz. Bizler bu dünyanin bir imtihan yeri olduguna inaniriz. Kisa bir misafirligin ardindan, her gün binlerce insani yolcu ettigimiz ebediyet yurduna bizler de gidecegiz. Ahiret gününe inanmak imanimizin temel esaslarindandir. Orada herkesin dünyada yaptiklarindan ya da yapmadiklarindan hesaba çekileceginden de hiç süphemiz yoktur.
Allah (cc) söyle buyurmaktadir:
“Kisinin kardesinden annesinden, babasindan, esinden ve çocuklarindan kaçacagi günde, kulaklari sagir edercesine siddetli ses geldigi vakit, iste o gün, onlardan herkesin kendisini mesgul edecek bir isi vardir.
O gün bir takim yüzler vardir ki, piril piril parlarlar, gülerler sevinirler.
O gün nice yüzler de vardir ki, toz toprak içindedirler. Onlari bir siyahlik bürür.”
..................... ................
Yasadigimiz her an ilk ve son an’imizdir. Ömrümüz bir hakikate dogru hizla ilerlemektedir. Fani olan insanoglu, kabir denilen amel çukuruna durmadan kosuyor. Dünya penceresi ölümle kapanirken, ahiret kapisi açiliyor ve hiç kimse bu gidise mani olamiyor.
............... ......................
Hepimizin kapisini çalacak olan ölüm, bir son degil, yeni ve ebedi bir hayatin baslangicidir. Ardindan kalpleri ürperten, nefesleri tüketen, renkleri solduran o gün o dirilis günü. Canimizdan, malimizdan, çoluk-çocugumuzdan hesap verecegimiz o gün, amel defterlerinin açilip dünyada iken yaptiklarimizin karsiligini görecegimiz o büyük gün, mutlaka gelecektir.
Bu sebeple, akli dengesi yerinde olan her Müslüman, imanli, ibadetli, ahlakli, dürüst hayir ve hasenatla süslenmis bir hayat geçirmege mecbur oldugunu bilmelidir. Bir Müslüman için imandan amelden ve hayirlardan mahrum olmak kadar, dünya ve ahiret havasini karatan, tadini bozan bir aci olamaz.
Allah (cc) ve Resulünün (sas) emirlerine uymayan, Kur’an yolunda gitmeyen,
hayirlara kosmayan, sadece kasasini ve midesini düsünen bir Müslüman, Islamin istedigi Müslüman olamayacagi gibi, elindeki servetin bosuna hamalligini yapiyor ve cehennem atesine odun yigiyor demektir. Çünkü, mal ve servetler, dünya ve ahireti kazanmak için Allahin birer lütfüdür. Allahin Lütfünü, onun yolunda harcamamak kadar büyük nankörlük olamaz.
Dünya tarlasina iman, amel ve hayir agaçlari ekilmedikçe, mahser sicaginda, beynimizin kaynayacagi o dehsetli sicak da saadet gölgeleri aramak bosunadir.
……………… ……………………
Bu bakimdan, dizler çökmeden, gözler sönmeden, nefesler tükenmeden, dudaklar kapanmadan, disler misir taneleri gibi topraklara saçilmadan önce, her Müslüman uyanmali ve imtihan vermekte oldugunu unutmamalidir.
Allah (cc) Kur’an-i Kerimde söyle buyururlar:
“Amel defterleri açildigi zaman.”
“Herkes, dünyada iken ne yaptigini görecektir.”
“Her kim önden ne yolladi ve geriye ne birakti ise hepsini görüp bilecektir.”
“Kim zerre agirliginca hayir yaparsa onun karsiligini görecek, kim zerre agirliginca kötülük yaparsa onun cezasini görecektir.”
O halde …
Kisinin anasindan, babasindan, evladindan, kardesinden kaçacagi, herkesin kendi derdine düsecegi ve amel defterlerinin açilip “Oku kitabini” denilecegi o dehsetli hesap gününe hazirlikli olalim. Güzel amellerin ve hayirlarin, günahlari sildigini bilelim.
Inanmayanlarin “Keske torak olsaydim.” Diyecegi pismanlik günleri gelmeden önce hayirlara kosalim. Ömrümüzün kisa günlerini Imansiz, amelsiz ve hayirsiz geçirip de ahiretin uzun hayati için çaresiz kalmayalim. Mal ve servetlerimizi dünyanin geçici ve aldatici lezzetleriyle bitirip ahiret yoksulu olamayalim.
“Akilli insan, nefsine uymayan ve ölümden sonra hazirlik yapandir, Cahil insan nefsinin pesinde sürüklenen ve ölümden sonrasi için hazirlik yapmayandir.”