Islam Alimi Ahmed B. Hanbel.
Islam Dünyasini Nurlandiran
Islam Alimi Ahmed B. Hanbel....
(780 - 855)
Büyük Islam alimlerinden Ahmed b. Hanbel, tarihi kayitlara göre; 780-855 yillari arasinda Bagdat’ta yasamistir. Ebu Hanife'nin ögrencisi ve devrin ünlü bas kadisi Ebu Yûsuf'tan fikih dersleri almistir.
Ahmed b. Hanbel itikatta, amelde, ahlâkta Hz. Peygamberimiz (sav)’in sünnetlerinden baska bir yol izlememistir. Çekismeden, münakasadan, sadece bir söz ile hüküm vermekten kaçinmis; Sahabelerin ve Tabii’nin yolunu takip etmistir. Döneminde kendisinden sabirli, mütevazi, disiplinli, kanaatkâr, takva sahibi ve ihlâsli bir müçtehid olarak hal alinmis, bu ahlaki özellikleri ile günümüzde de çok sayida Müslümana örnek olmustur.
Adinin ilim, zühd (dünyaya ve maddî menfaate deger vermemek) ve takva ile birlikte anilmasi, o dönemde pek çok toplumu, onun ilmine yöneltmistir. Yaptigi dersleri izleyenlerin sayisinin bes bine kadar ulastigi nakledilmistir. Derslerinde dikkati çeken üç husus söyle siralanabilir:
1) Onun meclisine disiplin, vakar, tevazu ve huzur hakimdi.
2) Derslerinde, ancak hadisleri rivayet etmesi istendiginde anlatirdi. Hadis rivayetinde hafizasina güvenmez, söylemedigi seyi Hz. Muhammed (sav)'e isnad etmemek için yazili metne bakarak nakiller yapardi. Kendisine sorulmadikça konusmazdi.
3) Verdigi fetvalarin yazilip nakledilmesini yasaklardi. Ona göre, yazilmasi gereken ilim, ancak Kitap ve Sünnet'ten ibaret idi.
Ahmed b. Hanbel, 40 yasina kadar hadis ögrenmek ve ilmini artirmak için çalismis; bu amaçla Irak, Hicaz ve Yemen arasinda seyahatlerde bulunmustur. Fakat bu süre içinde hadis rivayet etmekten veya ders vermekten kaçinmistir.
Ahmed b. Hanbel'e göre; iman, kesin olarak inanmaktan ve amelden ibarettir. Artar ve eksilir, yani iman, iyi amelle artar, kötü amelle de eksilir.
Ahmed b. Hanbel, dini meselelerin açiklamasinda, sirasiyla su kaynaklara basvurmustur:
1. Kitap ve sünnet: Bütün müçtehidler gibi Ahmed bin Hanbel de bir isin nasil yapilacagini Kur’an-i Kerim’de açik olarak bulamazsa, hadis-i seriflere bakar, bunlarda bulabilirse ona göre hüküm verirdi.
2. Icma ve sahabe kavli: Hadis-i seriflerde de açikça bulamadigi bir is için, icma var ise, öyle yapilmasini bildirirdi. (Icma, Eshab-i kiramin hepsinin ayni suretle yapmasi veya söylemesi demektir. Icmaya “sözbirligi” de denir.) Ashab-i Kiram’dan sonra gelen Tabii’nin de icmasini delil, senet kabul etmistir. Sahabe kavli (sözü, içtihadi) bulunan bir meselede, kendi içtihadina göre hüküm vermezdi. Sahabenin sözüne göre hüküm verirdi. Hatta, sahabe sözü bulamadigi hususlarda, Tabii’nin büyüklerinden olan müçtehidlerin içtihadini, kendi sözüne tercih ederdi.
3. Bir mesele hakkinda, Sahabe veya Tabii’ne ait bir içtihad bulamazsa, zayif ve mürsel hadislerle amel eder, ona göre hüküm verirdi. Zayif hadisin de, sahih hadisin bir çesidi oldugunu göz önünde tutardi.
4. Kiyas: Imam-i Malik’in “Rivayet yolu”nu ve Imam-i Azam’in “Rey ve Kiyas yolu”nu almis ise de, pek çok hadis-i serif ezberlediginden, önce hadis-i seriflerin birbirini kuvvetlendirmesine bakarak içtihad etmistir. Içtihadda bu usûl, sadece Ahmed bin Hanbel’e aittir.
Eserleri
Ahmed b. Hanbel'in bizzat yazdigi tek eseri "el-Müsned"dir. Müsned, Ahmed b. Hanbel’in topladigi 700 binin üzerindeki hadisler arasindan seçtiklerinden meydana gelen bir eserdir. Müsned'de tekrarlariyla birlikte 40 bin, tekrarlar disinda yaklasik 30 bin kadar hadis yer alir.
Ona atfedilen eserlerden bazilari, Hanbelî alimlerince kaleme alinmistir.
Es-Sünne, Zühd, Salat, Ver'a ve'l-Iman; Reddi ale'l Cehmiyye ve'z-Zenadika; Esribe; Mesail; Cüz fi Usûlu's-Sünne; Fedailu's-Sahabe; Er-Reddü ala men iddea't-Tenâkuza fi'l-Kur'ân; et-Tefsir; en-Nasih ve'l Mensuh; Tarih; el-Mukaddem ve'l Muahhar fi'l Kur'an; Vücubâtü'l Kur'an; Menâsikü'l Kebir ve's Sagir; el-Cerhu ve't Ta'dil; el-Ilel ve Marifetu'r-Rical bunlardandir.