Osmanlıca-Türkçe Sözlük (D)
D-
dâ’î (A.) [ 1 [داعی .dua eden, duacı. 2.davet eden.
dâ’ussıla (A.) [ داء الصله ] yurdunu özleme, köyünü özleme.
dâd (F.) [ 1 [داد .) adalet. 2.iyilik, ihsan.
dâd (F.) [ 1 [داد .verme. 2.verdi. 3.vergi.
dâdgâh (F.) [ دادگاه ] mahkeme.
dâdhâh (F.) [ دادخواه ] davacı.
dâdres (F.) [ دادرس ] imdada koşan.
dâdû (F.) [ دادو ] dadı.
dâdüferyâd (F.) [ دادوفریاد ] feryat figan.
dâdüsited (F.) [ داد و ستد ] alışveriş.
dâfi’ (A.) [ دافع ] uzaklaştıran, defeden.
dâğ (F.) [ 1 [داغ .yara. 2.kızgın demirle vurulmuş işaret.
dağal (F.) [ دغل ] hile, hilehurda, alavere dalavere.
dağalbâz (F.) [ دغل باز ] hileci.
dağdağa (A.) [ دغدغه ] telaş, gürültü patırtı.
dâhî (A.) [ داهی ] deha sahibi.
dâhil (A.) [ داخل ] iç, içeri.
dâhil olmak içeri girmek.
dâhile (A.) [ داخله ] iç, iç yüz.
dâhilen (A.) [ داخلا ] içten.
dâhilî (A.) [ داخلی ] iç ile ilgili, iç yüze ait.
dâhiliye (A.) [ داخليه ] iç ile ilgili, iç yüze ait.
dahl (A.) [ دخل ] müdahale etme, karışma.
Konuyu sahibi; Göz_Yaşım