Sadece Allah'tan iste!

Dilencilikte ilgili konuyu daha önce ele almış makul ölçüler içinde meseleye dikkat çekmiştik. Burada meseleyi bir başka açıdan ele almak için tekrar gündemimize alıyoruz.
Dilencilik çaresi için birçok noktalardan ele alınması gereken büyük bir sıkıntı. Meselenin dini, ayrıca fıkhi sosyolojik, psikolojik, ekonomik yönlerden irdelenmeli, dilenciler ve dilenciliğe eğimli insanlar ıslah olmaları için eğitilmelidir. Bunu devlet yapar, medya destek verir, vatandaşlar da hassasiyetlerini gösterir. İnşaallah bu yara da böyle kapanır.
Biz burada dilencilere hassasiyet olsun diye konunun dini yönünden bahsedeceğiz:
Herkes olaylar karşısında nasıl davranacağını, bir müşrikle karşılaşınca kime el açacağını, kimden yardım dileyeceğini bilmelidir. Bugün sevgili Peygamberimiz yeğeni Abdullah bin Abbas’a nasihat ederken:
“(Yeğenim) Bir şey istediğin vakit Allah’tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah’tan dile!” buyurmuştur. (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1, 307) Buradan şunu anlıyoruz önüne varıp “bana da ver” diye el açacağımız tek kapı Rabb’ımızın kapısıdır. Allah (c.c.) Benden isteyin, buyuruyor. (Nisa Suresi, âyet: 32)
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz haber veriyor ki:
“Size vermesini Allah’tan dileyiniz. Çünkü Allah kendisinden bir şey dilenmesinden hoşnut olur.” (Tirmizi, Daavât, 115)
Allah (c.c.) kendisine el açılmasından hoşnut olduğuna göre bunu fırsat bilip her zaman ihtiyacımız olduğunu bildirmeliyiz.
Peygamberimiz (s.a.v.) sahabelerine ve dolayısıyla biz ümmetine mecbur kalmadıkça insanlardan bir şey istememeyi öğretti.
Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) bir gün sahabelerinden bir kısmı ile oturuyordu. Bunlardan kısa bir süre önce biat alınmıştı. O gün alınan bu biata yeni bir madde ekledi.
“Kimseden bir şey istememek üzere biat etmelerini” istedi. Sahabe-i Kiram da Rasulüllah’a bu şartla biat ettiler. Biatlarına/verdikleri sözlerine öylesine sadık kaldılar ki, binitleri üzerindeyken kamçıları yere düşse onu kimseden istemez, yere inip kendileri alırdı. (Müslim, Zekat 108)
İnsanlardan bir şey istemek onların yanında değer kaybına uğramaktır.
Ey dilenciler ve dilenciliğe meyli olanlar! Dilenmek dünyanın en rüsvay hareketidir. Ahiretteki hâliniz daha feci olacak, yüzlerinizi tırmalayarak mahşer yerine çıkacaksınız. Gelin bu sevdadan vazgeçin. Allah’tan başkasından istemeyin. Böyle daha huzurlu olacak dünyanızı da ahiretinizi de tahrif etmemiş olacaksınız.

Mevlüt Özcan