Silgi kullanamadığımız hayata dair fasıl

SİLGİ KULLANAMADIĞIMIZ HAYATA DAİR FASIL

Canlı bir varlık olarak insan zaman geçtikçe eskiyecektir. Eskiyen bir varlığın bir geçmişi birde geleceği vardır, geçmişe bakarken pişmanlık duyduğumuz, hatırlamak istemediğimiz; ama silemediğimiz, bizimle özdeşleşmiş olan yanlışlar olabilir.
Bu yanlışlardan artık kurtulamayız; ancak geleceğe bakarken tertemiz bir hayatımız var, bu geleceğin tertemiz kalabilmesi için geçmişten ders almamız gerekir. Akıl sahibi hiçbir insan hayatında aynı hatadan iki kere pişmanlık duymaz, çünkü geçmişi onun geleceğini aydınlık yarınlara taşımıştır.

Önemsediğimiz hiçbir şeyin elimizden kayıp gitmesine izin vermezken, neden hayatın akıp gitmesine bu kadar sessiz kalabiliyoruz. Sınavda silgi kullanabiliyor olmamıza rağmen o kadar dikkat ederken, silgi kullanamadığımız hayat denen bir kompozisyonda niye dikkat etmeyelim. Telafisi mümkün olmayan bir hayatı nasıl olurda bu kadar boş verebiliyoruz.

Hayatımızda özürler ve pişmanlıklar ne kadar azaltabiliyorsak hayata yüklediğimiz değerde o derecede yükselecektir. Tabi erdemlilik, insanın yaptığı hataya karşılık bir özür bir pişmanlık gerektirir; fakat ondan önce aklın bir işlevi bir de hatadan sonraki işlevi vardır.
Öncesi hatayı fark etmesidir, hatayı fark ettiği halde yapmamız ise duygularla hareket etmemizin bir sonucudur. Sonrası özür ve pişmanlıktır.

Burada hayatımıza yön veren iki unsura da değinelim. Birincisi akıl: akıl denen soyut varlık bazı insanlarda işlevini yitirmiştir. Diğeri duygu: buda soyut olmasına rağmen her insanda az çok işlevini kurur. Akıl hayata cihet verirken uzun vadede kar-zarar hesabına uygun davranır.
Duygusal dediğimiz olay ise anlık durum üzerinden hesap yaparak sonuç çıkarır. Sıkıntının kısa vadelisi mutluluğun ise uzun vadelisi istenir istenmelidir. Aklın yolu birdir sözü de akla uygun hareket etmemizi vurgulamıştır.
Akılla hareket eden aynı sonuca, duygularıyla hareket edenler ise farklı sonuca ulaşabilirler.

Hayatımızı yarınlara taşıyacak ve yarınlarımızın belirleyicisi olan bu günden başlayarak arkamızda daha parlak bir geçmiş bırakmaya ne dersiniz. Belki önümüzde daha nice seneler vardır, aylar, saatler vardır ; ama hiçbir an artık bu an olmayacak, nasıl ki binlerce Ali, Veliler vardır ama hiç biri diğerinin yerini tutmaz, hepsi ayrı Ali, Veliler ise o anlarda öyle farklıdır birbirinden. Her aldığımız nefes ayrıdır, eğer her aldığımız nefes aynı olsaydı aldığımız ilk nefes ömrümüzün sonuna dek bize yetecekti.

Hakan Kaya