Gençlik Rehberi Mahkemesinin Ilk Durusmasi
http://www.yeniasya.com.tr/2007/01/22/resim/02b.jpg
Istanbul - Sirkeci’deki Büyük Postane, o zaman Istanbul Adliye binasi idi.
Mahkeme günü 22 Ocak 1952 Sali...
Daha sabahtan itibaren mahserî bir kalabalik Said Nursî’yi görebilmek için dalgalanmaktaydi.
Nihayet durusma saatinde seksen yaslarinda Bediüzzaman Said Nursî, sirtinda beyaz bir cübbe, basinda sarigiyla genç üniversitelilerin kolunda durusma salonuna geldi.
Bu ilk celsede iddiâname ve bilirkisi raporu okundu.
Said Nursî’nin sorgusu yapildi.
Mahkemeye sevk sebebi ve bu ilk durusma günü, Tarihçe-i Hayat’in 561. sayfasinda söyle anlatilir:
“Bazi üniversiteli gençler, gençligin îman ve ahlâkina hizmet maksadiyla Gençlik Rehberi’ni Istanbul’da bastirdilar. Bunun üzerine, müdde-i umûmilik tarafindan, 163’üncü maddeye istinâden, eser lâiklige aykiri olarak devletin temel nizamlarini dînî esaslara uydurmak maksadiyla yazildigi, propaganda ve telkin mâhiyetinde oldugu iddiâsiyla, Üstad, Istanbul Birinci Agir Ceza Mahkemesine sevk olunmustu.
"22 Ocak 1952 muhâkeme günü olmak îtibâriyle, Bediüzzaman Said Nursî, Isparta’dan Istanbul’a gelerek, mahkemede hazir bulunmustu.
Üstadin talebeleri genç üniversiteliler, mahkeme salonunu doldurmuslardi.
Koridorlarda büyük bir kalabalik göze çarpiyordu.
Evvelâ iddiânâme ve ehli vukuf raporu okunmus, Üstadin isticvâbi yapilmisti.
Ehli vukuf raporunda, ‘Müellifin bu eserde din düsüncesini yaymaya çalistigi, gençlere rehber olacak fikirler serd eyledigi, müellifin tesettür taraftari oldugu, kadinlarin yarim çiplak ve açik bacakla dolasmalarinin Islâmiyete aykiri ve kadinin fitratina zit oldugunu beyân ettigi, kadini güzellestiren seyin terbiye-i Islâmiye dairesinde âdâbi Kur’âniye zîneti oldugunu söyledigi, dînî tedrisât taraftari oldugu, binâenaleyh devletin temel nizamlarini dînî esaslara uydurmak istedigi...’ uzun uzadiya izah edilmistir.
“Bediüzzaman Said Nursî’nin müdâfaasini Istanbul avukatlarindan Seniyyüddin Basak, Mihri Helâv ve Abdurrahman Seref Lâç deruhte etmislerdir.
Okunan iddiânâme ve rapor üzerine, Üstad Said Nursî, cevaben otuz bes senelik hayatini misâl göstererek, siyasetle, dünyevî ve menfì cereyanlarla alâkadar olmadigini, kendisini mesgul eden ve nazarini çeken tek sey hakaiki îmâniye ve hizmeti Kur’âniye oldugunu, bütün kuvvetiyle îmâni kurtarmak dâvâsinda gittigini bildirir; müteaddit mahkemelerin berâet ve iâde kararlarini zikreder.
Gençlik Rehberi adli eserinin üniversiteli gençler tarafindan bastirilmasinin büyük bir memnuniyeti mûcib olmasi lâzim geldigini, içinde bulundugumuz asrin menfî cereyanlarina, bilhassa içtimâ-î bünyemizi sarsan ahlâksizlik ve îmansizlik salginina karsi, Gençlik Rehberi gibi, Risâle-i Nur’un bütün eczâlarinin külliyetle intisârinin, gençlige ve mâsum evlâtlara ve kadinlara umûmen okutturulmasinin vatan millet saadeti nokta-i nazarindan gayet elzem oldugunu belig bir sûrette ifade etmis; mezkûr gayeler için, kendi haberi olmadan genç üniversitelilerin tab’ eyledigini beyân etmistir. Mahkeme 19 Subat 1952 gününe tâlik edilmistir.”
(s. 561)