Eski Said ve Yeni Said Dönemi
Eski Said ve Yeni Said dönemi hakkinda bilgi verir misiniz?
Islamin baslica iki dönemi vardir: Mekke ve Medine. Bu iki devrin kendine göre sartlari vardir ve o sartlara göre ayetler inmis, hükümler gelmistir. Mesela, Mekke döneminde müsriklerin eza ve cefasina karsi "sabir cihadi" yapilir. Ama müslümanlarin güçlendigi, devlet haline geldigi Medine döneminde savasa izin verilir.
Üstadin hayatinda da önemli iki merhale vardir: Eski Said ve Yeni Said. Aslinda her iki Said de Saiddir. Üstadin "eski Said" dedigi kötü bir Said degildir. Bütün gayreti ve himmeti Islamin ila ve terakkisidir, müslümanlarin problemlerine çare aramakla mesguldür. Ama sartlar degismistir.
Koca Osmanli çökmüs, müslümanlar dagilmis, Osmanlinin yerine gelenler dini degerlere sirt çevirmisler, hatta cephe almislardir. Iste böyle bir hengamede, Eski Said ruhi bir inkilap geçirir. Belki de hadiste geçen "Allah bir gecede mehdiyi islah eder" manasinin bir tezahürü görülür, kendisini Yeni Said olarak bulur. 23. Sözde Üstad söyle der:
"Ey dünya-perest ve hayat-i dünyeviyeye âsik ve sirr-i ahsen-i takvimden gafil insan! Su hayat-i dünyeviyenin hakikatini bir vakia-i hayaliyede Eski Said görmüs. Onu Yeni Said'e döndürmüs olan su vakia-i temsiliyeyi dinle:
Gördüm ki, ben bir yolcuyum. Uzun bir yola gidiyorum. Yani gönderiliyorum. Seyyidim olan zât, bana tahsis ettigi altmis altundan tedricen birer miktar para veriyordu. Ben de sarfedip pek eglenceli bir hana geldim. O handa bir gece içinde on altunu kumara mumara, eglencelere ve söhret-perestlik yoluna sarfettim.
Sabahleyin elimde hiç bir para kalmadi. Bir ticaret edemedim. Gidecegim yer için bir mal alamadim. Yalniz o paradan bana kalan elemler, günahlar ve eglencelerden gelen yaralar, bereler, kederler benim elimde kalmisti.
Birden ben o hazîn halette iken orada bir adam peyda oldu. Bana dedi: "Bütün bütün sermayeni zayi' ettin. Tokata da müstehak oldun. Gidecegin yere de müflis olarak elin bos gideceksin.
Fakat aklin varsa, tövbe kapisi açiktir. Bundan sonra sana verilecek bâki kalan onbes altundan her eline geçtikçe yarisini ihtiyaten muhafaza et. Yani gidecegin yerde sana lâzim olacak bazi seyleri al." Baktim nefsim razi olmuyor. "Üçte birisini" dedi. Ona da nefsim itaat etmedi. Sonra dörtte birisini dedi. Baktim nefsim mübtela oldugu âdetini terkedemiyor. O adam hiddetle yüzünü çevirdi gitti.
Birden o hal degisti. Baktim ki; ben, tünel içinde sukut eder gibi bir sür'atle giden bir simendifer içindeyim. Telas ettim. Fakat ne çare ki, hiç bir tarafa kaçilmaz. Garaibden olarak o simendiferin iki tarafinda pek cazibedar çiçekler, leziz meyveler görünüyordu.
Ben de akilsiz acemîler gibi onlara bakip elimi uzattim. O çiçekleri koparmak, o meyveleri almak için çalistim. Fakat o çiçekler ve meyveler, dikenli mikenli, mülâkatinda elime batiyor, kanatiyor. Simendiferin gitmesiyle müfarakatindan elimi parçaliyorlar. Bana pek pahali düsüyorlardi.
Birden simendiferdeki bir hademe dedi: "Bes kurus ver, sana o çiçek ve meyvelerden istedigin kadar verecegim. Bes kurus yerine elin parçalanmasiyla yüz kurus zarar ediyorsun. Hem de ceza var, izinsiz koparamazsin." Birden sikintidan ne vakit tünel bitecek diye basimi çikarip ileriye baktim. Gördüm ki, tünel kapisi yerine çok delikler görünüyor. O uzun simendiferden o deliklere adamlar atiliyorlar.
Bana mukabil bir delik gördüm. Iki tarafinda iki mezar tasi dikilmis. Merak ile dikkat ettim. O mezar tasinda büyük harflerle "Said" ismi yazilmis gördüm. Teessüf ve hayretimden "Eyvah!" dedim. Birden o han kapisinda bana nasihat eden zâtin sesini isittim. Dedi: "Aklin basina geldi mi?" Dedim: "Evet geldi fakat kuvvet kalmadi, çare yok." Dedi: "Tövbe et, tevekkül et." Dedim: "Ettim!"
Ayildim... Eski Said kaybolmus. Yeni Said olarak kendimi gördüm."
Eski Said, daha ziyade akli gidiyordu, Yeni Said ise ilhama da mazhardir, akil-kalp ittifakiyla hareket eder.
Eski Said hayatin genis dairelerinde hizmet ediyordu, Yeni Said ise sürgünde, garip, kimsesizdir, gelecek nesillerin hidayetine vesile olacak nurlu Kur'an reçetelerini yazmakla mesguldür.
Eski Said üst düzey Arabi dersleri talebelerine ders verirken, Yeni Said Molla Hamide Kur'an dersi vermeyi son derece önemsemektedir. Çünkü sartlar degismistir, sartlara göre hizmet metotlarinin da degismesi gerekir.