Sebepler Yaratıcı Olabilir Mi?
Eşya ve varlıkların meydana gelmesini, oluşmasını, ya da var olmasını sebeblerle açıklayanlara bakalım önce. Ne diyorlar? “Herşeyi sebebler meydana getiriyor, yâni yaratıyor” diyorlar. Meselâ yağmur... Kim yaratıyor yağmuru? Bunu sebeblere bağlayanlar şöyle diyorlar:
“— Denizlerdeki, göllerdeki su sıcaktan buharlaşıyor. Yükseklerdeki soğuk havaya dokununca da tekrar yağmur olarak aşağıya iniyor. Yâni yağmuru meydana getiren sebeblerdir. Nedir burada sebebler? Önce sıcak hava. Sonra da soğuk hava. İşte bu başlıca iki sebeb yağmuru oluşturuyor.”
Halbuki yağmurun meydana gelişini böyle sebeblere bağlamak yanlıştır.
Bu son cümle ile bütün sınıf uğuldadı.
— Yağmuru bilim böyle açıklamıyor mu? Doğrusu da bu değil midir?
— İşte, dedim, sizin gibi konuya yüzeyinden bakıp derin düşünmeyenler yanılıyorlar. Yağmurun bu şekilde yaratıldığı doğru. Ancak bu bilgi, yağmurun meydana gelişinin nasıl olduğunu açıklamaya yarar. Nasıl olduğunun bilinmesi ise, kimin tarafından yaratıldığının cevabı değildir.
Bu izahlarla, itirazlar durmuş ancak, konuyu tam olarak kavramadıklarını belirleyen yüz ifadeleri devam etmekteydi. Konu biraz daha açıklanmalıydı. Dedim ki, fizik deneyleri yapıyorsunuz. Meselâ yağmurun da nasıl meydana geldiği konusunda lâboratuvarda deney yapıyorsunuz. Şimdi düşünün bakalım. Lâboratuvarda yaptığınız yağmur deneyinin belli sebebleri vardır. Tamam, bu sebebler olmalı ki yağmur deneyi gerçekleşsin. Aksi halde su buharlaştırılmayınca, ya da soğuk bir tabakaya dokundurulmayınca yağmurun deneyi imkânsızdır. Fakat bu deneyde gerekli olan malzemeleri, sebebleri, yâni suyu ve onun ısıtılmasını, soğuk hava tabakasını kim hazırlıyor? Bu sebebler kendiliğinden mi biraraya gelip yağmuru oluşturuyor; yoksa bir başkası tarafından önceden hazırlanıyor mu?
Soruyu sorduğum öğrenci cevap verdi:
— Fen bilgisi öğretmenimiz lâboratuvarı önceden hazırlıyor tabiî...
— Yâni, dedim, sadece sebeblerin bulunması, var olması yetmiyor. Onları gerekli şekilde hazırlayan ve sonuca götüren biri gerekiyor değil mi?
Demek ki bâzı olaylar, eşya ve varlıklar bâzı sebeblerle olmakta. Fakat bu oluşmayı sebebler bilerek hazırlamış değildir. Sebebleri birtakım özelliklerle yaratan, hazırlayan ve gerekli şekilde de sıralayan bir güç ve bilgi sahibine ihtiyaç vardır.
Meselâ sıcaklık olmasaydı, yağmur olur muydu? Diyelim ki sıcaklık var da, suyun buharlaşma kabiliyeti yoktur. Bu durumda da yağmur olmayacaktı. Ya da, yukarılarda soğuk hava tabakası olmasaydı...
Artık hep bir ağızdan, “Yağmur olmazdı,” diyorlardı. Öyleyse bütün bu sebebler kendi kendilerine anlaşıp nasıl gerekli şekilde sıralanmışlardır. Yoksa akılsız ve bilgisiz sebebler aralarında anlaşma mı yaptılar? Aman hepimiz sırayla görevlerimizi yapalım da insanlar, bitkiler, hayvanlar susuz kalmasınlar. Çünkü bize çok ihtiyaçları var diye mi düşündüler?
Demek ki, suyu buharlaştırıp kara, yağmura ve doluya dönüşme kabiliyetini veren biri var. O kabiliyeti kim verdi ise, sıcak ve soğuk havaları da görevlerini yapmak üzere birbiri arkasına sıralayan O’dur.
Peki sözünü hem suya, hem sıcağa, hem soğuğa geçiren bu güç ve bilgi sahibi kimdir?
— Allah’tır.
Sınıfın bu umumî korosu yorgunluğumu unutturdu. Çocuklar konuyu kavramışlardı. Şimdi mes’ele örnekleri çoğaltmakta idi.
Vehbi VAKKASOĞLU