Üçüncü Kisim : Eskisehir Hayati

ÜÇÜNCÜ KISIM
ESKISEHIR HAYATI

RISALE-I NUR gittikçe inkisaf ettigini, îman ve Islamiyetin kuvvetlenmeye basladigini anlayan gizli din düsmanlari, "Bediüzzaman; gizli cemiyet kuruyor, rejim aleyhindedir; rejimin temel nizamlarini yikiyor" gibi uydurma ve hükûmeti aldatici tertip ve ittihamlarla 1935 senesinde Eskisehir Agir Ceza Mahkemesinde, îdam kastiyla ve muhakkak sûrette mahkûm edilmesi direktifiyle hakkinda dava açtiriliyor. Bunun üzerine, Dahiliye Vekili ve Jandarma Umum Kumandani, teçhiz edilmis askerî bir kit'a ile birlikte Isparta'ya geliyorlar. Isparta-Afyon yolu boyunca süvari askerleri yerlestiriliyor. Isparta vilayeti ve civan askerî birliklerle kontrol altinda bulunduruluyor.
Bir sabah vakti, masum ve mazlum Bediüzzaman inzivagahindan çikarilarak, talebeleriyle beraber, elleri kelepçeli olarak kamyonlarla Eskisehir'e sevk ediliyor. Yolda, Bediüzzaman ve talebelerine yakin bir alaka duyan Müfreze Kumandani Ruhi Bey, kelepçeleri çözdürüyor. Bu sûretle, namazlar kazaya birakilmadan yola devam ediliyor. Hakîkati ve Bediüzzaman'in masumiyetini idrak eden Müfreze Kumandani, Bediüzzaman ve talebelerinin bir dostu olmustur...
Yüz yirmi talebesiyle Eskisehir Hapishanesine getirilen Said Nursî, tam bir tecrid-i mutlak içerisine alinarak, kendisine ve talebelerine dehsetli iskenceler tatbikine baslaniyor. Bediüzzaman Said Nursî, kendisine yapilan bu iskence ve azaplara ragmen, Otuzuncu Lem'a ve Birinci ve Ikinci Sualari telif ediyor. Hapisteki birçok kimseler Üstad Bediüzzaman hapse girdikten sonra islah-i nefs ederek mütedeyyin bir hale geliyorlar.