-
Benimle gelir misin
udayl bin İyâd hazretleri, gençliğinde işlediği bütün günahlarına tövbe ettikten sonra Beytullaha gitmeyi arzu etti. Hanımına seslendi.
Yanına geldiğinde;
“Ben Kâbe’ye gidiyorum. İster aramızdaki nikâh bağını çözelim, serbest ol, istersen benimle sen de gel” dedi.
Hanım tereddütsüz;
“Geliyorum” dedi.
Ve gerekli hazırlığı yapıp yola çıktılar. Hazret-i Fudayl, hacdan sonra İmâm-ı a’zam hazretleriyle görüştü.
Derslerine katıldı.
Çok şey öğrendi.
Ve az zamanda yetişip âlim ve velî oldu.
AFFIN SONSUZDUR
Bir gün Arafat Meydanında toplanan kalabalık halka baktı, o anda herkes Hak teâlâdan af ve mağfiret diliyorlardı.
O bu hâli gördü.
Kendi kendine;
“Yâ Rabbî, senin affın sonsuz, merhametin nihâyetsizdir. Bu kulların hepsini de affedebilirsin” dedi.
Ve çok duâ etti.
O an can kulağına;
“Ey Fudayl! Senin bu hüsnü zannın hürmetine, bu hüccâcın hepsini affettim!” diye bir ses geldi.
ALIN YAZISI
Bir gün bu zâta; “İnsan alın yazısını bilebilir mi efendim?” diye sordular.
Onlara cevâben; Bilebilir” buyurdu.
“Nasıl bilir?” dediler.
“Gönlünde ne yatıyorsa, alın yazısı odur. Mesela bir ırmağın akış yönünden, hangi noktada denize döküleceği anlaşılır mı?”
“Evet” dediler.
O zaman;
“İşte insanın alın yazısı da, ‘yaptığı işlerden’ anlaşılır” buyurdu.