Ramazan, sultan olduğu gibi oruç tutanlar da sultan olur!

On bir ayın sultanı mübarek ay Ramazan, sultan olduğu gibi oruç tutanlar da sultan olur. Müslümanlar mübarektir, bu sebepten Müslüman'la ibadet bütünleşiyor. Din hayatın hayatı, hem nuru hem esası İhyay-ı dinle olur, bu milletin ihyası.
İnsanlar lambayla aydınlanır. Fakat lamba ışığıyla nur arasında fark vardır. Lamba dış dünyamızı nur ise manevi dünyamızı aydınlatır, böylece hakla batılı ayırırız. Kur'an'ın bir ismi de Kitabu'n-Nur'dur. Kur'an'ın nuruna mazhar olan insan, iyiyle kötüyü, hakla batılı ayırır. Yani her türlü kötülüğü terk eder, her türlü iyiliğe talip olur. Ramazan'da bunun bir örneği görülüyor. Suç oranı düşer, insanlar daha yumuşak huylu olur, yardımlaşma artar. Zekat, sadaka, fitre bu ayda dağıtılırsa daha sevaplı olur. Meyhaneler, kumarhaneler, içkili lokantaların çoğu bu ayda kapatılır. Eğer Müslümanlar fiilen İslamiyet'i yaşasa nasıl bir sosyal hayat ortaya çıkacak, onun örneği bu ayda görülür. Hasta da olsak bu ayda oruç tutmamak çok zorumuza gidiyor. En ağır işlerde çalışanlar bile oruç tutmanın zevkini tadar. Oruçlu insan açtır, susuzdur; su da var, çeşitli yemekler de var. Kimse bir şey yemiyor, orucunu bozmuyor. Sanki yeryüzü bir kışla, Müslümanlar Allah'ın askeri, "Yeme" diye emir verilmiş, yemiyoruz.
Akşam ezanı okununca "Ye" emri gelir, herkes yer, içer. Bu Allah'a itaatin apaçık bir örneğidir. Allah'a itaat etmek en yüce makam. "Allah emretsin biz yapalım." bu yönde nefsini terbiye eden Müslüman her meyhanenin, her kumarhanenin kapısındaki "HARAM" yazısını okur. Öyle yerlere girmez. Orucun maddi faydaları da çoktur. Faydası için oruç tutulmaz. Allah emrettiği için oruç tutulur. Önemli olan Allah'a itaattir. Açlık hissi bastırdıkça bastırır, midemiz kazınır, gözümüz kararır, başımız döner. "Hayır ben oruçluyum." deriz. "Her türlü yemeye, içmeye hayır, Ben oruçluyum, Allah'a itaat ediyorum." Bu duygu her türlü olumsuz düşünceyi olumluya çevirir.
Kadir Gecesi Ramazan ayının içine saklanmıştır, ta ki Müslümanlar her geceyi Kadir bilsinler. Her geceyi Kadir Gecesi bilmek, her günü bayram etmek insanın ruhunda gizli bir arzudur. Midemiz gıda istese de beynimiz ilim, kalbimiz iman istiyor.
Kuşlar, kediler yiyip içebilir. Elhamdülillah biz insanız, insanlar içinde Müslüman'ız. Müslümanlar içinde ibadet ediyoruz. Bunlar şeref üstüne şeref, makam üstüne makamdır.
Ramazan'da organların bütününe oruç tutturmak lazım; elimiz, gözümüz ve bütün organlarımız harama uzanmayacağı gibi alışkanlıklarımızı da tek tek elden geçirmek lazım. Kötü alışkanlıkları imanın gücüyle söküp atmalı, adetimizi ibadete çevirmeliyiz. Yani yaptığımız her işi İslam'a uygun hale getirmeliyiz. Yeryüzü de bir camidir. Kabe mihrap, Peygamberimiz sünnet-i seniyyesiyle imam, bizler de cemaatiz. İşte camide nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa hayatımızın her anında da öyle hareket etmeliyiz.
Avrupa ülkelerinde oruç tuttuğumuzda Hıristiyanlar oruç tutmamıza hayret ediyordu. "Bunu nasıl başarıyorsunuz?" derlerdi. İman anlatılmakla anlaşılmaz.
İmanın gereğini yaşayanlar bilir. İmanın gücü yaşayarak anlaşılır. O iman ki Avrupa ülkelerinde bile insanı Hıristiyan hayatından geri çekerek, İslami hayata raptediyor. Hıristiyanlar; "Bira içmezsek ölürüz." derken, Müslümanlar Ramazan'da her türlü yemeye-içmeye bir set çekiyor. Rengi sararan, elleri titreyen, ayakta duramayan o Müslümanlar, ne kadar mübarek ve ne kadar azizdir.
Sanki iftar edileceği zaman Allah bizi gözetliyor. "Kullarım bana itaat etti, şimdi iftar ediyorlar." Oruç tuttuğumuz için elhamdülillah, Allah'ın yarattığı nimetlere elhamdülillah. Hamd etmek, dertlerin çoğunu alıp götürüyor. İman bir çekirdek hükmündedir. O çekirdekte sanki tuba ağacı var. Bu sebepten iman insanın dünyasını cennet ediyor. Allah'ı, Ramazan'ı, ibadetlerin bütününü seviyoruz. Gerçek sevgi de bu olsa gerek. Ne kadar bahtiyar insanlarız ki oruç tutuyoruz, buna mukabil Allah da bize bayramı nasip ediyor. Dualarımız müşterektir. Tüm Müslümanların Ramazan-ı şerifi mübarek olsun...

Hekimoğlu İsmail