Çocukların ve emeklilerin altın fırsatları!..
Çocukların ve emeklilerin altın fırsatları!..
http://www.risale-inur.org/haberimaj...encocuklar.jpg
Her tatil devresinde geriye dönüp de şöyle bir bakınca hayatın başında ve sonunda iki altın fırsatın yer aldığını görmekteyiz.
Hayatın başındaki altın fırsat, tatil devresinde çocukların din eğitimi alma fırsatı.. Hayatın sonundaki altın fırsat da, yaşlıların emeklilik devresindeki boşluğu değerlendirme fırsatı..
-Neden hayatın altın fırsatları bu iki devredeki boşluklar?.
Çünkü her iki boşlukta da ebedi hayatın kazanılması söz konusu da ondan.. Mesela çocuklar ömür boyu kılacakları namazlarını, okuyacakları Kur'anlarını, hatta uygulayacakları temel İslamî bilgilerini hep bu tatil devrelerindeki din eğitimlerinde kazanırlar. Aldıkları dinî bilgiler üzerine inşa ederler geleceklerini.. Hatta yaşlılar dahi yaşadıkları dinî hayatlarını çocukluk devresinde aldıkları bu eğitime borçlu olduklarını anlatırken; 'İyi ki tatillerde Kur'an kursuna gitmişiz, namazda okuyacaklarımızı ezberleme fırsatını kaçırmamışız..' diyerek hayatın başındaki altın fırsatı değerlendirmiş olmanın mutluluğunu yaşarlar..
Bu bakımdan, gençler için hayatın başındaki tatil devreleri hayatın ilk altın fırsatı olduğu gibi, emekliler için de hayatın sonundaki emeklilik devresi de hayatın son altın fırsatıdır, diye yorumlanır. Çünkü artık ununu eleyip eleğini duvara asmış bulunan emekli insan, eline kalemi kâğıdı alıp meşguliyetinin çokluğu günlerinde kılamadığı namazlarını, yerine getirmediği dinî görevlerini, varsa üzerindeki hakları tespit eder. Her gün geçmişte kılamadığı namazlarını kaza etmeye başlar, ibadet borcunu bu devrede tümüyle ödemeyi hedef alır, belki öğrenmediği Kur'an'ı dahi öğrenebilir, okumadığı dinî kitapları okur, hatta hayır hizmetlerinde görev bile üstlenebilir... Derken emeklilik devresi, ebedi hayatını kazandıran son bir altın fırsat devresi olup çıkar..
Bu durumda bazılarının çöküş ve tükeniş devresi dedikleri emeklilik devresini hayatının en verimli altın devresi haline getirmiş olur bu emekli kimse... Çünkü insan hayatında, ebedi hayatını kazandıran devreden daha kıymetli bir devre olamaz.. Yeter ki bu şuur gösterilsin, hayatın bu son altın fırsatı israf edilmeden değerlendirilmiş olunsun..
Burada bir önemli noktaya daha dikkat çekmek isterim.
Yaşlılık devresindeki son fırsatı böyle değerlendiren emekliler, ebedî hayatlarını kurtarmış olabilecekleri gibi, tatildeki boşluk fırsatını aldıkları din eğitimiyle değerlendiren gençler de, hem kendilerini, hem de kendilerini din eğitimine gönderen ana-babalarını kurtarmış olabilirler. Bu nasıl olur? Ona ait bir (terğib ve teşvik) rivayetini arz edeyim izin verirseniz.
İsa aleyhisselam bir mezarlığın yanından geçerken mevtanın birinin kabir azabı çektiğini keşfeder, adama acıyarak yoluna devam eder. Dönüşte ise kabir sahibinden azabın kaldırıldığını anlayınca sevinir, ellerini açıp dua ederek sorar: Rabb'im hangi halinden dolayı kaldırdın bu kulunun azabını?
Rabb'imiz şöyle bildirir azabı kaldırma sebebini:
-Bu kulumun bir yavrusu dünyada din dersi almaya başladı, benim ismimi ezberleyip besmele çekti. Çocuğu yer üstünde benim ismimi ezberleyen ana-babaya yer altında ben azap etmem! Din dersi alan çocuğunun hatırına babasından azabı kaldırdım!..
Demek ki, çocuğun öğrendiği din bilgisi, okuduğu Allah kelamı, kendi hayatını kurtardığı gibi ana-babasının kabir azabından kurtulmasına da sebep olabilmektedir.
Öyle ise çocukların tatilde din dersi almaları önemsenmeli, geçmişlerinden azabın kaldırılmasına sebep olabilecekleri dahi düşünülmeli de, hayatın başındaki bu altın fırsat tam değerlendirilmelidir.
Ahmed Şahin
Zaman
Cevap: Çocukların ve emeklilerin altın fırsatları!..
Bu bakımdan, gençler için hayatın başındaki tatil devreleri hayatın ilk altın fırsatı olduğu gibi, emekliler için de hayatın sonundaki emeklilik devresi de hayatın son altın fırsatıdır, diye yorumlanır. Çünkü artık ununu eleyip eleğini duvara asmış bulunan emekli insan, eline kalemi kâğıdı alıp meşguliyetinin çokluğu günlerinde kılamadığı namazlarını, yerine getirmediği dinî görevlerini, varsa üzerindeki hakları tespit eder. Her gün geçmişte kılamadığı namazlarını kaza etmeye başlar, ibadet borcunu bu devrede tümüyle ödemeyi hedef alır, belki öğrenmediği Kur'an'ı dahi öğrenebilir, okumadığı dinî kitapları okur, hatta hayır hizmetlerinde görev bile üstlenebilir... Derken emeklilik devresi, ebedi hayatını kazandıran son bir altın fırsat devresi olup çıkar..
Burada bir önemli noktaya daha dikkat çekmek isterim.
Yaşlılık devresindeki son fırsatı böyle değerlendiren emekliler, ebedî hayatlarını kurtarmış olabilecekleri gibi, tatildeki boşluk fırsatını aldıkları din eğitimiyle değerlendiren gençler de, hem kendilerini, hem de kendilerini din eğitimine gönderen ana-babalarını kurtarmış olabilirler. Bu nasıl olur? Ona ait bir (terğib ve teşvik) rivayetini arz edeyim izin verirseniz.
İsa aleyhisselam bir mezarlığın yanından geçerken mevtanın birinin kabir azabı çektiğini keşfeder, adama acıyarak yoluna devam eder. Dönüşte ise kabir sahibinden azabın kaldırıldığını anlayınca sevinir, ellerini açıp dua ederek sorar: Rabb'im hangi halinden dolayı kaldırdın bu kulunun azabını?
Rabb'imiz şöyle bildirir azabı kaldırma sebebini:
-Bu kulumun bir yavrusu dünyada din dersi almaya başladı, benim ismimi ezberleyip besmele çekti. Çocuğu yer üstünde benim ismimi ezberleyen ana-babaya yer altında ben azap etmem! Din dersi alan çocuğunun hatırına babasından azabı kaldırdım!..
Demek ki, çocuğun öğrendiği din bilgisi, okuduğu Allah kelamı, kendi hayatını kurtardığı gibi ana-babasının kabir azabından kurtulmasına da sebep olabilmektedir.
Öyle ise çocukların tatilde din dersi almaları önemsenmeli, geçmişlerinden azabın kaldırılmasına sebep olabilecekleri dahi düşünülmeli de, hayatın başındaki bu altın fırsat tam değerlendirilmelidir.
Güzel paylaşım için; Allah c.c razı olsun. Emeğine sağlık, Ellerin dert görmesin ablacım.
Selam Ve Duâ İle...