Çile Konuğunsa İyi Ağırla
Baksana nohut ateşe yenik düşünce kazanda nasıl zıplar! Nohut, kazanda kaynarken sürekli kazanın ağzına dek çıkıp yüz türlü feryat eder.
Der ki beni neden ateşe veriyorsun? Beni satın almışken niçin beni perişan ediyorsun? Evin hanımı kevgiri vurup der ki hayır! Güzelce kayna, ateşten zıplayıp kaçma! Kaynatışım seni sevmediğimden değil, senin tatlanıp lezzetli hale gelmen içindir. Böylece yemek haline gelip cana karışacaksın. Bu sınav seni aşağılamak için değil. Bahçede su içiyor, tazelenip yeşeriyordun. O su içişin işte bu pişme içindir.
O'nun rahmeti gazabını geçer. Bu, insanların rahmet sayesinde sınanmaları içindir. Denir ki ey nohut baharda beslendin, şimdiyse çile konuğun oldu, onu iyi ağırla. Sonunda konuk teşekkür ederek döner ve şahın huzurunda senin bağışını anlatır. Böylece sana nimet geleceği yerde nimeti veren gelir de tüm nimetler sana gıpta eder.
Mevlana