Aşk Dedim düştüm yoluna..
Aşk dedim düştüm yoluna…
Düştüm yalınayak aşkın yolunahttp://www.islamiforum.info/images/smilies/nokta.gif
Bir garip seyyahım şimdi alemde
Fikrim sensinmaksudum senher dem zikrimde.
Bir "hû"sesi yükseldi göğebir "hû" sesi aşkın dilinden
Bırakma beni ya hû aşksız bırakma!
Aşk diye diye geldim kapına…
Çöl ruzgarlarına bıraktı kendini…Üzerinde boyunca uzanan düz beyaz bir elbisebir beyaz örtü başında…Öne eğikti başımahcuptuyüzü yoktu kaldıracak.Çölün sıcak kumlarında ilerliyordu yalınayak.
"Yetmedi mi?" diyordu…"Sarayı altüst ettinsevdiğin zindanlara girdi senin yüzünden.Halkın dedikodusuna kaynak oldun.Günahın bulaştı onlarca insana!Onca masumun hakkına girdin.Senin yüzünden ağlıyor çocuklarmutsuz kadınlar.Sensin sebep havanın kararmasına.Başımıza taş yağarsa yine senin yüzündendir.Sen aşkın katilinefsinin esiri…Aşka günah yüklemek istedinolmadı.Bilmeden bu yaptığın aşkı öldürmeye çalışmaktı.Aşk bakidirzarar veremez ona hiçbir fani.Aşk korudu kendini.Ya bunca halkın hakkısevdiğinin hakkıaşkın hakkı…"
Ayağını yakan sıcak kumlara aldırmadan yürüyordu.Gözlerinden akan sıcacık yaşlar süzülürken yanağından:"Yetmedi mi? " diyordu.Mahcuptubaşını yerden kaldıramıyordu.
Durakladı.Bir deli ruzgarla kucaklaştıkokladı.O’nun kokusuydu busevdiğinin kokusu.Tekrar tekrar doldurdu ciğerleriniciğerleri patlasa umrunda olmazdı.Deli bir özlemle ruzgarı kucakladı.
"Ey gözdeki perdeyi kaldıran mübarek koku!Ey sevdiğimin kokusunu taşıyan ruzgar!Gir ve aç gönlümdeki perdeyi!Göster bana görünmeyeni.Böyle deli esme yüreğimdeyüreğim yangın yeri…Körükleme bağrımdaki ateşi!…Ey mübarek koku!Dol içimesavur ‘ben’den ‘ben’i…"
Dizlerinin üzerine çöktü çölün orta yerinde.Takati kalmamıştı.Kirliydi üzerindeki elbiseelbisede yaşamboyu biriktirdiği günahların izi vardı.Sürünüyordu etekleri yerdeçekiştiriyordu ardından yürüdükçe.Elbisesi cisminden ağırdı.
"Su ve ateş…Biri yıkardiğeri yakar…
Çamura bulanmış ruhumu temizlemeye yetmez ırmaklar…Yak beni ey rabyandır!
Şu kum zerrecikleri tüm varlıklarıyla sana boyun eğmiş nasılda yanıp kavrulmaktalar çöl sıcaklarında.Parçalanmaktalar her gün zerre zerre…Günahkar ayakların basmasına izin veriyorlar üstlerine sırf sevgilinin rızası olsun diye…
Günah yükü ağıryarışamam ruzgarda uçuşan kum taneleriyle.Kalkamam.Belki yanarsam küllerimle savrulurum sam yelinde…Aşkınla yak beniateşe ver!"
Korkunç bir gök gürültüsü kapladı ortalığı.Yavaşça doğruldu.Gökten ateşler düşüyordu sanki yere.Ne yana adım atsa alev alıyordu.Ateş çemberi sarmıştı yüreğini.Yanmak istiyordutemizlenmek…’Aşk’ diyordu’aşk’ı istiyordu.Aşk çemberiyle kuşatılmıştı.Ateşi aşkaaşkı ateşe dönüşüyordu.
"Ey Rabbim aşkını yağdır!"
Kısa bir sessizlik.Bulutlar sokuldu birbirlerine sonrabirkaç damla düştü gözlerine.Süreklileşti akabinde damlalarsüzüldüler yanaklarından yere.
Rahmet yağıyorduaşk yağıyordu.Günahlara mağfiret yağıyordu.Sırılsıklam ıslanmıştı.Elbisesi yapışmıştı vücudunabeyaz elbisesi sarmıştı bedenini kefen gibi.Elleri açıktıellerine dolan yağmurlar parmaklarının arasından boşalıyordu.Kapalıydı gözleriyüzünden damlalar süzülüyordu.
Ruzgar uçurdu başındaki örtüyü.Uzun siyah saçları döküldü başından aşağı …Savruldu saçları yağmurun altındayapıştı yüzüne gözüne.
Açıldı dumanlı gözleri yavaşça.Birkez daha doldurdu ciğerlerini bu temiz ve latif yar kokusuyla.Birkez daha yüzüne gözüne sürdü ruzgarıdoyamadığı yarin yerinehttp://www.islamiforum.info/images/smilies/nokta.gif
Sonra yavaşça toprağa koydu alnını.Toprağın ellerinde dağıldı siyah saçları.
"Yağmurlar kalsın benden geriye
Göğe bakıp bakıp beni an diye!"
Bir külçe gibi yığıldı olduğu yerde.Kumlara bulandı eli yüzü.Yavaş yavaş karıştı toprağatoprak ona.Aşkla dönüyordu aslınabağrındaki yarasıyla.Yüreğindeki kor yangınıyla.Sırlarıyla dönüyordusuçlarıyla.Toprak örtecek üzerinisaklayacaktı.
"Aşk!"dedi"Ey Rabbim aşkını yağdır!"
Ve üzerine aşk yağdı…
Fatma BAYLAN