İcazetli Gerçek Ulema, Fukaha, Meşayih Din Ticareti Yapmaz
Alet ilimlerini ve 'ali ilimleri okumuş, din ilimlerini az veya çok öğrenmiş, akaid, fıkıh, kelam okumuş... Bu kişinin icazeti yoksa o kesinlikle din alimi ve fakih değildir. Biraz ilim okumakla kendisini müftü, hatta müctehid sanır, heva ve re'y ile fetva verir, ictihad yaparsa büyük tahribata yol açar, çok kere dall ve mudil olur.
Din alimi, İslam fakihi olmak için icazetli üstadlardan ders almış, imtihan verip başarılı olmuş ve kendisine de icazet verilmiş olması gerekir.
İcazet bir tür diplomadır ama bugünkü diplomalara benzemez. İcazet, sahibini (kendisine icazet verilmiş kimseyi) Resullerin Seyyidine (Salat ve selam olsun ona) ulaştıran manevi bir silsilenin belgesidir.
Resulullah Allah ile irtibatlıdır (Vahiy ve Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla). İcazetli hoca ve fakih de böylece Allah'a ulaşan bir yola girmiş olur.
Tarikatlarda da böyledir. Şeyhin, mürşidin icazeti vardır, o icazet de Resulullah Efendimize ulaşır.
İcazetli din alimleri ve fakihler (Hanefilere göre) yedi tabakaya (rütbeye, sınıfa, dereceye) ayrılır. En yükseği mutlak müctehidliktir. Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Şafii gibi. Bunun altındaki derece müctehid fi'l-mezhebtir. Yedinci derece müftülüktür. Müftü derecesinde olan kimse ictihad yapamaz. Yaparsa sapıtan ve sapıttıran olur.
Zamanımızda birtakım icazetsiz ilahiyatçılar müctehid postuna bürünüp saçma sapan ictihadlar yapıyor, fetvalar veriyor. Bunlara kesinlikle inanılmamalı ve bağlanılmamalıdır. Yarım hekim candan, yarım alim dinden imandan edermiş...
Ahir zaman alametlerinden biri de icazetli gerçek ulema ve fukahanın çok azalması, ortalığı yarı cahil, tam cahil, zır cahil müctehid taslaklarının doldurmasıdır.
Müslüman kardeşlerime soruyorum: Gözünüz rahatsız olsa kime gidersiniz? Göz doktoruna değil mi?.. Dişiniz ağrısa dişçiye... O halde dini meselelerde de icazetli gerçek din alimlerine ve fakihlere müracaat ediniz, onlara sorunuz.
Gözünüz için baytara gitseniz, onun verdiği merhemi kullansanız ve kör olsanız, suç sizdedir.
İcazetli gerçek din alimleri ve fakihler Allah rızasını elde etmek için okumuşlardır. Onların dini imanı para, telif ücreti, zenginleşmek değildir. Onlar dini konularda işkembe-i kübralarından konuşmazlar.
Dini imanı para olan kişi, zahiren alim ve fakih görünse de gerçekte değildir.
Din alimleri geçimlerini temin etmek için (fetva ve ruhsat ile) ücret ve maaş alabilirler ama dini ve ilmi zenginleşmeye alet etmezler.
Zamanımızda bazıları dini, imanı, ilmi ticari meta haline getirmişlerdir. Böyleleri fasık, facir, merdut kişilerdir. Bu bezirganların kitaplarında yanlış olmasa bile bereketi ve meymeneti olmaz.
Tasavvuf dinimizin ahlak ve aksiyon boyutudur. O da kesinlikle paraya, ticarete, zenginleşmeye alet edilmemelidir. Edenler merdut, fasık, facirdir.
Yakın zamanda yaşamış kaç gerçek alim, fakih, şeyh gördüm ve duydumsa, hiçbiri paraya, dünyaya, zenginleşmeye yönelik değildi.
Tefsir kitabı yazacak, voliyi vuracak, köşeyi dönecek, apartman alacak... Hadis külliyatı yazacak, zengin olacak... Dine ve imana hizmet eder görünecek, malı götürecek... Bu gibi kimseler din hizmetkarı değil, din tahripçisidir. Şerlerinden Cenab-ı Hak Ümmet-i Muhammed'i korusun.
Zamanımızda öyle bid'atçi ilahiyatçılar görülmüştür ki, para ile dini konferans ve vaaz vermektedir. Ehl-i Sünnet İslamlığı böyle bir rezalete icazet ve izin vermez.
İslam öyle ulvi bir din ve medeniyettir ki, bırakın ulema ve fukahayı, İslam tıbbı ile iştigal eden Müslüman tabipler bile müşterilerinden para istemezler; zenginler ücret öder, fukara hayır dua eder gider. Merhum Profesör Ahmet Yüksel Özemre "Hasretini Çektiğim Üsküdar" adlı kitabında, Sultantepesi'nde oturan merhum Dr. Sibgatullah beyin, fakir hastalara bakmaya gittiğinde para almadığını, hatta kimseye göstermeden reçete kağıdının içine bazen ilaç parası koyup yastığın altına sıkıştırdığını yazmaktadır.
Din ilimleri, tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf bezirganlığa alet edilirse o toplum bozulur ve çöker.
Gerçek din alimi, gerçek fakih, gerçek şeyh Allahü Teala ile ticaret yapar, ücretini O'ndan ister. Hem de dünyada istemez, ahirette ister.
Gerçek alim, gerçek fakih, gerçek mürşid, gerçek şeyh; talebelerinin, dervişlerinin, akraba ve hısımlarının, çevresinin kendi adını ve nüfuzunu kullanarak bezirganlık yapmasına rıza göstermez, izin vermez. Din kutsaldır, hiçbir şekilde ticarete, bezirganlığa, nefsani ihtiraslara, dünyevi emellere alet edilmez.
İcazetli hakiki ulemanın, icazetli hakiki fukahanın, icazetli meşayihin, icazetli kamil mürşidlerin, evliyaullahın, ehlullahın, mazanne-i kiramın ruhaniyetleri üzerimize sayeban olsun!
Mehmet Şevket Eygi
Cevap: İcazetli Gerçek Ulema, Fukaha, Meşayih Din Ticareti Yapmaz
Mehmet şevki ağabeyimizin güzel yazılarından birini bizimle paylaşmışsınız...
Teşekkür ederim..