İmam-ı Ahmed İbni Hanbel (rahimehullah)’dan hikmetli sözler
-Allah Resulü’nün ashabının hepsinin iyiliklerini saymak ve kötülüklerinden söz etmemek, aralarında çıkan anlaşmazlıkları körüklememek de sünnettendir Allah Resulü’nün ashabından herhangi birine dil uzatan kimse bidatçi olup pis ve kaba bir Rafızi’dir. Allah onun ne nafilesini ne de farzını kabul etmeyecektir.” (es-Sunne sf: 77/7)
-Yemeği din kardeşleriyle sürur içinde, fakirlerle ikram ve cömertlikle, diğer insanlarla da mürüvvet içinde yemek lazımdır.
-Kulun kalbini ıslah etmesi için iyilerle beraber olması kadar faydalı bir şey yoktur. Yine kulun fasıklarla beraber olup onların işlerine dikkat ve nazar etmesi kadar zararlı bir şey yoktur.
-İlim insanlara ekmek ve su kadar lazımdır. İlim, rivayet ve kuru malumat çokluğu değildir. İlim, faydalı olan ve kendisiyle amel edilen şeydir.
-Sizde olmayan meziyetlerle sizi metheden kimsenin, sizde olmayan kötülüklerle de bir gün kötüleyeceğini unutmayınız.
-Günahlar imanı zayıflatır.
-Kibir taşıyan kafada akla rastlayamazsınız.
-Her şey için kerem vardır. Kalbin keremi Allah-u Teâlâ’dan razı olmak, kadere rıza göstermektir.
-İstediklerini vermediğiniz zaman kızan, kırılan veya küsen arkadaş, gerçek arkadaş değildir.
-İnsanların ahmak sınıfı, kendilerinin methedilmesinden hoşlananlarıdır.
-İnsana az bir mal yetişir. Çok mal ise kâfi gelmez.
-Tevekkül, her şeyi Allah’tan bilmek ve rızkı O’nun verdiğine inanmaktır.”
-Tevekkül, bütün işlerinde Allah-u Teâlâ’ya teslim olmak, başa gelen her şeyi O’ndan bilip katlanabilmektir.
-Bir kimse sadık bir arkadaşını kaybederse kendisi için zillettir.”
-Hüsn-i zannı olanın hayatı hoş geçer.”
-Yalan söylemek emniyeti giderir.”
-Meziyet, fazilet, ilim ve irfan tamamlığı iledir.”
-Ayıplardan uzak arkadaş arayanlar arkadaşsız kalır.”
-Her gün sabahtan akşama kadar camide ibadet edip Allah-u Teâlâ benim rızkımı nereden olsa gönderir diyen kimse cahildir. İslamiyet’ten haberi yoktur.”
-İhlas, amellerin afetlerinden kurtulmaktır.”
-Zühd üç türlüdür. Cahilin zühdü haramları terk etmektir. Âlimlerin zühdü helal olanların fazlasından sakınmaktır. Ariflerin zühdü Allah-u Teâlâ’yı unutturan şeyleri terk etmektir.”
-Fütüvvet; korktuğun şey yani cehennem için, arzu ettiğin şeyi yani heva ve hevesi terk etmektir.”
Cevap: İmam-ı Ahmed İbni Hanbel (rahimehullah)’dan hikmetli sözler
Cevap: İmam-ı Ahmed İbni Hanbel (rahimehullah)’dan hikmetli sözler
Sözlükte "ilgisiz davranmak, yüz çevirmek, rağbet etmemek" anlamına gelen zühd, tasavvufta, âhirete yönelmek, dünyaya dolu dizgin dalmamak; elde mevcut bulunsa bile gönülde mal ve mülk sevgisine yer vermemek demektir. Zühd, dünyayı tamamen terk edip çalışmayı bırakmak, dünya lezzetlerine sırt çevirip, kuru ekmek yiyerek aba giymek değil, lezzet verici şeyleri azaltmak, onlara dalmamaktır. Diğer bir ifadeyle âhireti unutup dünyaya esir olmamaktır. Zühd kelimesi Kur'ân'da geçmezse de, dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu, malların ve çocukların birer imtihan vesilesi olduğunu bildiren âyetler (En'âm, 6/32; Enfâl, 8/28) zühd hayatını destekler mahiyettedir. Hz. Peygamber de zühdün helâlları haram kılmak veya malı telef etmek değil, elde bulunana güvenmemek olduğunu bildirmiştir (Tirmizî, Zühd, 29; İbn Mâce, Zühd, 1). (M.C.)
Emeğine sağlık Kuzat Kardeşim