-
Risale düşünceleri
*Risale-i Nur, okuyucusunu nefsiyle başbaşa bırakır,
interaktif bir içi muhasebeye sevkeder, enfüsi bir aydınlanmaya
davet eder.
*“Risale-i nur hem hakkı verilmeyen,
hem de hakkı yenen eserlerdir”
*“Risale’nin fıtrat temelli yaklaşımlarını,fetret insanına verdiği duru ve
doğrudan mesajları kavrayamıyoruz.Kavrayamadığımı z için de bu yaklaşımı
yaşanan bir pratiğe aktaramıyoruz”
*Hepimiz asıl kavgamızı küçük dairemizde, kalbimiz ve nefsimiz
arasında yaşıyoruz.
*Herbir şeye mana-yı harfi ile (kendisini bir kere,
yazarını bin kere gösteren bir harf olarak)
bakmayı gerektirir.
*Okumak ve özelde Risale-i Nur okumak,
insanın kendi fıtrat toprağını kazmasına,
nefsinin kabuğunu çatlatmasına vesile olmalıdır.
*“Okumak; Kur’ani manada görüneni,yani alem-i şehadeti,
görünmeyene yani alem-i gayba şahit eylemektir.”
*Risale-i Nur beni her bahar 10.Söz'le haşre yakın
eyledi.
*Talebelik, melekler misali ve dolayısıyla çocuklar misali,
"Seni tesbih ederim ki, ben bilmem,
bildiğim ancak senin bana bildirdiğindir."
diyebilmektir.
*Terbiyemiz az ya da çok tüketmekle değil,
nimete şükürle karşılık verip vermemekle
ilgilidir.Yani ekmeği kendi adımıza mı
O'nun adına mı yiyoruz?
*Risale'nin kapısına, bir çocuk, bir kul olarak
gelinir.Kendini kul olmanın dışında hiçbir kurumla
tanımlamayan bir insan olarak gelinir.
*Risale "Ey müslüman" diye değil "ey nefis" diye başlar.
*Kur'andaki kıssalarda Hz.Musa (a.s) ve Firavun;
Hz.İbrahim (a.s) ve Nemrut mücadelesinde taraflar
kesin çizgilerle birbirinden ayrılıyor.
*Risalelerde muhatap "müslümanlar" değil,insandır;
insanın da herkesle ortak paydası olan nefsidir.
*Risale-i Nur'a göre, sefahet ve dünyevilik içinde
görünen insanların çoğunluğunun orada
olmalarının nedeni, sefaheti ve dünyeviliği
istemeleri değil, şaşkınlıkları ve kararsızlıklarıdır.
*Risale-i Nur, imanı hayatın içinde taşımıştır.
İman etmeyi "hayatın hayatı" kılmıştır.
Kurani tefekkürü, nebevi ubudiyeti dilimizin ucuna
yerleştirmiştir.
*Tesadüf, sahipsizliği ve kendi başınalığı ima ederken,
tevafuk; farkında olmasak da, bilmesek de herşeyin bir
takdire bağlı olduğunu bir kader çerçevesi içinde akıp gittiğini
haber verir.
*Esma-i Hüsna'nın duvardan inip, sayfalardan taşıp,
dilime,kalbime diri bir nefes gibi yakınlaştığını
gördüm.
*Hayatı imana, imanı hayata yakınlaştırıyor.
*Yıldızları seyrederken, semanın derinliklerinde
yazılı "Fesübhanallah" ları rasat edebiliyoruz.
*Risale-i Nur, zoru kolay ediyor.Yaşamayı
inanmaya dönüştürüyor.Zor olanı kolayca
söylüyor.
*Okumak gözümün gördüğüne razı olmamaktı.
*Hodbin olan, hüdabin olamazdı.Yani kendini gören
Hüda'yı ve Hakk'ı göremezdi.
*Yeni başlangıçları ciddi sorgulamalar hazırlar.
Yeni başlangıçlar, yeni niyetler, taze şevkler musibetin
ardında saklı "mükafatı" hakettirir.
*Müslüman olan İslam'ı yanında hazır görürken,
diğerleri İslam'ı kendilerine yönelmiş bir
ok gibi görüyorlar.
*Kul olmanın ilk şartı "hür" olmaktır.
*Yasin suresinde "Sizden ücret istemeyenlere
ittiba ediniz." zikredilen sırrı ihlal ediliyor.