-
El-Adl (c.c)
EL-ADL (C.C.)
“Çok âdil, hakkıyla adalet eden.”
Adalet zulmün zıddıdır.
Hemen herkes adalete muhtaçtır.
Ve Allah'tan başka adl yoktur.
İnsanlar ne kadar kemâle erseler de adalet sıfatları tam ve tekmil olamaz.
Mutlaka bir yerde bir eksiklikleri bulunur.
Bir yerde hüküm verirken, diğer yere elleri uzanmaz.
Bir işi görürken, öbür iş yüzüstü kalır.
Dünyada Hazreti Ömer (Radıyâllahü Anh) gibi yüksek adalet sahipleri bulunabilirse de, bu kişiler hakiki manâsıyla adl ismini alamazlar.
Çünkü mahlukturlar, çünkü bütün varlığa bir anda adaletini gösteremezler.
Bir yeri sulha, sükuna erdirirken, öbür tarafın ahvalinden haberleri olmaz.
Halbuki adl demek bütün âlemlere şâmil ve her an değişip duran namütenahi işler üzerinde adaletini gösteren demektir.
Buna Allahu Teâlâ'dan başka kimin gücü yeter.
Hazreti Ömer (r.a.), o güzel adaletiyle aciz kalıp şöyle feryat etmiştir:
Yol üstünde bir karınca ezilse,
Yine Ömer mes'ûl, hiç değil kimse!
İnsanların, adaletle hükmeden Hazreti Ömer gibi, Ömer bin Abdülaziz gibi ve daha niceleri gibi kimselere “âlemde eşi yok, bir tane” demesi, kendi gibi insanlar içinde onun denginde adaletli yok demektir.
Yoksa Allah Teâlâ'ya karşı değildir.
Dünyada hiçbir sultan veya hiçbir hakim tam ve tekmil olamaz.
Zulüm haramdır, zalimlerin hasmı da Allah'tır.
Hiçbir zalimin cezasız kaldığı görülmemiştir.
Adalet ise öğülmüş, başların tacı edilmiştir.
İç gözlerine hikmet sürmesi çekilen, Allah'tan korkan, iman ve irfan nuru ile pırıldayan kimselerdir ki, mahlûkata şefkat ve adalet gösterirler.
“Adalet, kâinatın nizamıdır.
Amel ve ibadette vâcib gibi sayılan ahlâkî bir fazilettir.
Şüphe yok ki her hakkın başı yüce Allah'ın ilâhlık hakkıdır.
İlâhlık hakkının birincisi ise Allah'ın birliğine inanmaktır.
Çünkü ortak ve benzeri bulunanın son derece saygı ve yüceliğe hakkı olamaz.
Bundan dolayı adaletin başı Allah'ın birliğine imandır.” Hak Dini Ku'ran Dili 5/253
“el-Hakem” ism-i şerifinin hemen peşinden “el-Adl” isminin gelmesi ne kadar güzel ve uygundur.
Allah Teâlâ hâkim ü adldir.
Mülk O'nundur.
O'ndan başka hâkim ü adl yoktur.
O'ndan başka bütün varlıklara hükmünü yürüten yoktur.
Her şeyi, her zerreyi, her gizliyi hakkıyla gören O olduğu gibi; her şeyi işiten ve her şeyin içini, dışını, önünü sonunu bilen, her şeyi kudret elinde tutan ve her şeye gücü yeten de yine O'dur.
Yarın ne olacak, kim nerde ölecek, ne zaman yağmur yağacak, ne vakit kıyamet kopacak, bunun gibi namütenahi şeyleri bilen Allahü Teâlâ'dır.
Yine bazı olmuş veya olacak hadiseleri Peygamberlerine, velîlerine ve dilediği kimselere bildiren de ancak Allah'tır.
O halde, bu âlemde Allah'a kul olan ve takva üzere yaşayan kazanır,
“(Allah'ım) ancak sana ibadet (kulluk) ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” FATİHA: 5.