" davaya abdestsiz girmezdi "
Hasan Coþkun anlatýyor:
“Yeni Asya” gazetesinde Rahmi Erdem Aðabey beni Bekir Aða*beyle tanýþtýrdý. İlk tanýþmamýzda onun farklý bir kiþilik sahibi olduðunu anlamýþtým. Daha sonra görüþmelerimiz sürdü.
O sýrada babam emekli olmuþtu. Emekli parasýyla bir mi*ni*büs alýp onunla hem hizmet, hem de taþýmacýlýk yapmayý düþünüyordum. Bu fikrimi Bekir Aðabeye açtým. O da “Kar*deþim, taksi olsa daha iyi olur.” deyince taksi aldým. Bekir Aðabeye “Bir emrin olursa telefon et, ben hazýrým!” dedim.
Bir gün, “Zamanýn müsait mi? Çankýrý’ya gideceðiz.” diye telefon etti. O zaman Demir Çelik’te çalýþýyordum. Üç gün*lük izin alýp ayrýldým.
Bir akþam vakti E-5’ten yola çýktýk. Sabaha doðru Çankýrý’ya indik. Mahkeme baþladýðýnda ben yorgunluk gidermek üzere arabada kalmýþtým. Bekir Aðabey mahkemeye tek baþýna girmezdi. Kardeþlerden mutlaka bir þahs-ý manevî oluþtu*rurdu. Åžahs-ý manevîden kuvvet alýyordu. Salonda beni gö*remeyince dönüp geldi, “Nerdesin kardeþim?” dedi, “He*men abdest al ve mahkeme salonuna gel.” Abdest alýp dinle*yi*ciler kýsmýna geçtim. O zaman anladým ki kendisi mahke*me*ye hiç abdestsiz girmezdi. Davalarý, bir ibadet vecdi içinde savunurdu.
Duruþma baþladý. Savcý, iddianameyi okudu. Fakat çok aðýr suçlamalarda bulundu. Bununla da kalmadý, maznunlar için 12 yýl aðýr hapis cezasý istedi. Ardýndan Bekir Aðabey ayaða fýrladý ve beklenmedik bir çýkýþ yaptý. Üzerine basa basa:
“Savcý, bir hukuk adamý gibi deðil, týpký bir Kýptî gibi hareket ediyor!” dedi.
Savcý zýpkýn yemiþ balýk gibi ellerini masaya vurup ayaða fýrladý, öfkeyle:
“Ben bu mahkemede savcýlýk yapmam!” deyip kürsüyü terk etti. O sýrada Bekir Aðabey, arkaya dönüp manalý bir gülümsemeyle bana baktý. O zaman, bunun mahkemelerde uyguladýðý baþarýlý taktiklerinden biri olduðunu anladým. Sav*cýyý bir fiskede saf dýþý etmiþti. Memnuniyeti, yüzünden oku*nuyordu.
Duruþmaya bir müddet ara verildikten sonra heyet tekrar toplandý. Yapýlan ikinci duruþma sonunda bir kiþi hariç, 13 kiþinin hepsi tahliye edildi.
Dýþarý çýktýðýmýzda Bekir Aðabey,
“Kardeþim, zaten benim istediðim de buydu!” dedi.
Mahkemelerden beraat ve tahliye ile çýkýnca çocuklar gibi sevinirdi.
Bu, bizim birlikte gittiðimiz ilk mahkemeydi. Daha sonra bunu, İç Anadolu, Ege ve Karadeniz’deki mahkemeler takip etti. Buralara gideceði zaman çoðunlukla beni çaðýrýrdý.
"Hayatýný Davasýna Adayan Adam: Bekir Berk" kitabýndan ...
Cevap: " davaya abdestsiz girmezdi "
Rabbimiz ebeden razý olsun emeðine saðlýk