Cevap: Kur'an'da ehl-i beyt
Ehl-i Beyt, sözcük anlamiyla ‘ev ehli’ (yani ayni evin çatisi altinda yasayanlar) demektir. Istilahi anlamda Ehl-i Beyt deyince akla hemen Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’In ev ahalisi veya ona kan bagiyla bagli olanlar gelmektedir. Bu yazimizda Ehl-i Beyt kavramina Kur’an bütünlügünde anlam vermeye çalisacagiz. Zaten en dogru olan da Ehl-i Beyt’i Kur’an’dan tanimaktir. Kur’an’daki Ehl-i Beyt’i taniyabildigimiz an, tarih boyunca bazi sahabelere yapilan saldirilarin ve tek kanaldan Hadis-i Serif kabul etmenin dogru olmadigini anlayabiliriz. Kendi anladiklari anlamdaki Ehl-i Beyt kavramnn arkasna siginarak diger müslümanlara üstünlük saglamaya çalisan bazi müslümanlarin bu tutumlarinin Kur’an’a ters düstügünü bir din kardesleri olarak kendilerine hatirlatmak üzerimize bir borçtur. ‘Ama yine de hatirlat, hatirlatmak mü’minlere fayda verir’ (51/55). Eger bu konuda biz yanlis düsünüyorsak kendilerinin de bizi uyarmasi üzerlerine bir borçtur.
Ehl-i Beyt kavrami simdiye kadar hep dar anlamda ele alinmistir. Bu yaklasim biçimi, çok sayida müslümani yanlis sonuçlara, yanlis hükümler vermege götürmüs ve gereksiz yere müslümanlarin aralarinin açilmasina neden olmustur.
Bu yazimizda Ehl-i Beyt kavramini Özel Ehl-i Beyt ve Genel Ehl-i Beyt olarak iki kategoride ele alacagiz. Ehl-i Beyt kavramini simdiye kadar bizim gibi iki grupta ele alanlarin olup olmadigini bilmiyoruz. Biz burada sadece Kur’an’dan anladigimiz Ehl-i Beyt’i anlatmaya çalisacagiz.
ÖZEL EHL-I BEYT
Simdiye kadar yapilan geleneksel Ehl-i Beyt tanimlarini Özel Ehl-i Beyt kavraminin karsiligi olarak aynen alabiliriz. Yani (Özel) Ehl-i Beyt, Peygamberimizin kizi, damadi ve torunlarinin da dahil oldugu ailesidir. (Büyük Türkçe Sözlük, M. Dogan)
Görüldügü gibi bu Ehl-i Beyt sadece Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’a kan veya göbek bagiyla bagli olanlari kapsamaktadir. Simdiye kadar; Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in sülbünden gelmeyenlerin (göbek bagiyla ona bagli olmayanlarin), hatta hanimi Hz. Aise’nin bile Ehl-i Beyt’ten olmadigi iddia edilmistir. Böylece gerçek Ehl-i Beyt’i aslinda bütün mü’minlerin olusturdugu hep gözlerden kaçirilmistir. Peygamberlere kan bagiyla kafirlerin ve müsriklerin de bagli olabilecegini herhalde bilmeyenimiz yoktur. Peygamberlere kan bagiyla bagli olan kafir veya müsriklere Lut (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in karisini, Nuh (as)’in oglunu ve Ibrahim (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in babasini örnek gösterebiliriz.
GENEL EHL-I BEYT
Sözcük anlamiyla Ehl-i Beyt, ‘aile üyeleri, ev halkidir’ dedik. Bu, hangi aile ve hangi evdir? Bu aile, Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’a (daha dogrusu onun getirdigi Kur’an dinine) inanan insanlarin olusturdugu Islam ailesi ve Islam evidir. Islam’a inanan herkes ayni zamanda otamatik olarak Ehl-i Beyt’e (Islam ailesine) de girmis olmaktadir. Ehl-i Beyt’ten (Islam ailesinden) olmayan kisi, peygamber çocugu, peygamber karisi veya peygamber babasi da olsa hiç degeri yoktur. Ehl-i Beyt’e girmeye ancak, peygambere ALLAH c.c (c.c) tarafindan indirilen Kitab’a inanan ve hayatlarini ona göre tanzim etmeye çalisan mü’minler hak kazanirlar.
Her geminin bir kaptani oldugu gibi, her ailenin de bir reisi vardir. Islam ailesinin reisi Hz. Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’dir. Onun hanimlari, Islam ailesinin (bütün mü’minlerin) anneleridirler. ‘Peygamberin esleri, mü’minlerin anneleridir’ (33/Ahzap: 6). Yine bu Islam ailesinin fertleri kardestirler. ‘Muhakkak ki mü’minler kardestirler’ (49/Hucurat: 10). Ayni anne-babadan dogmamis olmakla beraber Islam evinde kardes olunabilmektedir. ‘Eger tevbe ederler, namazi kilarlar ve zekati verirlerse, dinde sizin kardeslerinizdirler’ (9/Tevbe: 11). Bütün mü’minler, Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in reisligindeki Islam beytinin (evinin) ehli (Ehl-i Beyt’i)dirler.
Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in Ehl-i Beyt’i oldugu gibi, önceki peygamberlerin de Ehl-i Beyt’leri (getirdikleri dine inananlari) vardi. (Nuh): ‘Rabbim beni, babami-anami, inanarak evime gireni... bagisla’ dedi. (71/Nuh: 2. Bagislanabilmek o zaman Nuh (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in evine girmek gerekiyordu ve girmeyenlere de bagislanma yoktu. Nuh (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in tastan veya tahtadan yapilmis olan evine kafirler ve müsrikler de girebilirdi. Fakat bu giris onlari mü’min yapmaz ve affedilmelerini de saglamazdi. Ayrica, evine kafir veya müsrik olarak girenler için Nuh (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in af dilemesi de dinen zaten caiz olmazdi. Onlar için ancak hidayet dileyebilir; ancak hidayete erdikten sonra onlar için af dileyebilirdi: ‘Akraba bile olsalar, cehennem halki olduklari belli olduktan sonra (ALLAH c.c’a) ortak kosanlar için bagislanma dilemek; ne bir peygamberin, ne de mü’minlerin yapacagi bir is degildir.’ (9/Tevbe: 113-114)
Evet, Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in Ehl-i Beyt’i (ev halki) onun dinine inanan bütün mü’minlerdir. Nuh (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in Ehl-i Beyt’i (ev halki) da Nuh (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in dinine iman eden mü’minlerdir.
(Oglu suda bogulacagi zaman), Nuh, Rabbine seslendi: ‘Rabbim! Oglum benim ailemden (Ehl-i Beyt’imden)dir (onu da kurtaralim ki suda bogulmasin). Senin sözün elbette haktir ve Sen hakimler hakimisin!’ dedi. (11/Hud: 45).
(Rabbi): ‘Ey Nuh, dedi. o senin ailenden (Ehl-i Beyt’inden) degildir. O, yaramaz bir is yapti. Bilmedigin bir seyi benden isteme. Sana cahillerden olmamani ögütlerim!’ (11/Hud: 46). (Nuh): Dedi ki: ‘Rabbim, bilmedigim bir seyi senden istemekten sana siginirim. Eger beni bagislamazsan, bana acimazsan, ziyana ugrayanlardan olurum!’ (11/Hud: 47)
Yukaridaki ayetlerde de gördügümüz gibi Nuh (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu), Ehl-i Beyt kavramini simdiki yanlis anlayan müslümanlar gibi ‘Ya Rabbi! Oglum benim ailemdendir’ diyor ve ALLAH c.c (c.c) da ona cevaben: ‘Hayir, o senin ailenden (yani senin Ehl-i Beyt’inden) degildir diyor. Bundan sonra Nuh (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu) hata ettigini anliyor ve ALLAH c.c’tan af diliyor. Evet, göbek bagiyla peygambere bagli olmak, onun sülbünden gelmek kisiyi peygamberin Ehl-i Beyt’inden yapmaz; bunun tersine peygambere gönül ve iman bagiyla bagli olmak, peygamberin getirdigi dine tabi olmak kisiyi peygamberin Ehl-i Beyt’inden yapar.
Örneklendirmeye devam edelim: Hz. Ibrahim (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in babasi Azer bir putperest idi ve Ibrahim (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in Ehl-i Beyt’inden olamadi. Lut (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in karisi kafir idi ve hergün kocasi olan Lut (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in yataginda yatmasina ragmen Lut (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in ev halkindan (yani Ehl-i Beyt’inden) olamadi. Peygamberimiz (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in amcalari Ebu Talip ve Ebu Leheb de kan bagiyla Muhammed (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’a bagli olmalarina ragmen onun Ehl-i Beyt’inden olamadilar.
Genel Ehl-i Beyt’i sadece mü’minler olusturur. Genel Ehl-i Beyt’te peygambere kan veya göbek bagiyla bagli olma sarti aranmaz. Zaten bu bahsettigimiz baglarin ALLAH c.c katinda hiç bir degeri yoktur. Özel Ehl-i Beyt’te ise Lut (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in karisi veya Nuh (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in oglu gibi inançsizlar da bulunabilir. Durum böyle olunca, peygambere iman bagiyla bagli olan Genel Ehl-i Beyt’in öncelenmesi gerektigi gerçegi ortaya çikar. Genel Ehl-i Beyt, Özel Ehl-i Beyt’in mü’minlerini de kapsar. Özel Ehl-i Beyt ise genel Ehl-i Beyt’i kapsamaz. Peygamber (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in soyundan olan bir anne-babadan dogmus olmak kisiye diger mü’minler karsisinda bir üstünlük saglamaz. Burada kisinin hür iradesini kullanarak tercihi söz konusu degildir. Kimse kendi anne babasini kendisi seçmemistir. Diger mü’minlerin ne suçu vardi da, peygamber soyundan gelen bir anne-babadan dünyaya gelmediler? Fakat bu mü’minlerin üzülmelerine gerek yoktur. Eger iman etmis ve geregini de yerine getiriyor iseler ALLAH c.c katinda yüksek dereceleri oldugu gibi (4/95 9/20 20/75 46/19), gerçek Ehl-i Beyt’ten olanlar da kendileridirler. Tesadüfen peygamber soyundan gelmek kisiyi Ehl-i Beyt’ten yapmaz ve bu yolla bir üstünlük de kazanilmaz. Özel Ehl-i Beyt’in fertleri de her normal mü’min gibi ALLAH c.c’in emir ve nehiylerine riayet etmekle mükelleftirler. Kur’an’a göre üstünlük ancak takva iledir:
‘Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadindan yarattik ve birbirinizi tanimaniz için sizi milletlere ayirdik. ALLAH c.c yaninda en üstün olaniniz, günahlardan en çok korunaninizdir. ALLAH c.c bilendir, haber alandir.’ (49/Hucurat: 13).
Biz müslümanlar, Ehl-i Beyt kavraminin içini hristiyanlar gibi degil de, Kur’an’in bize ögrettigi gibi doldurmaliyiz. Sia inancinda çok önemli bir yer isgal eden 12 Imamin peygamber soyundan geldigi ve onlarin masum ve kutsal olduklari üzerinde çok durulur. Yukarida da okudugunuz gibi, kisinin peygamber soyundan olup olmamasi hiç önemli degildir. Önemli olan, kisinin dini yasayip yasamadigidir. Bu konuyla ilgili olarak Amerika Müslümanlarinin lideri olan I. Muhammed’in görüslerine yer verelim:
‘Biz, 12 imam anlayisinin ve bunun gibi mistik anlayislarin ve hatta kan bagi ile ilgili yapilan iddialarin Islami olmadigina inaniyoruz. Ve bu tür düsünce ve iddialarin Islam dünyasina disardan gelmis oldugunu düsünüyoruz. 12 imam anlayisi Islam’dan ziyade, Incil kaynaklidir. Kanbagi ile ilgili yapilan iddialarin ya da peygamberin soyundan olanlarin otamatik olarak kutsal insanlar olduklari ve yüceltilmeleri gerektigi düsüncesi gayr-i Islami’dir. Simdi sözlerimin yanlis anlasilmasini istemem; Siileri seviyorum ve onlarin Islam’a oldukça derinden bagli insanlar olduklarini düsünüyorum. (I. Muhammed’le rüportaj. Hak Söz Dergisi, Istanbul, Ocak-Subat sayisi 1994, Sayfa 33).
Imam Zeyd (r.a) Ehl-i Beyt'ten olmasina ragmen 12 Imam arasinda zikredilmemistir. Aksi taktirde hristiyanliktaki 12 havariden esinlenerek Siilige sokulmus olan 12 Imam anlayisindaki 12 sihirli sayisi bozulacak, 13 olacaktir.
ALLAH c.c (CC)’IN EHL-I BEYT’I TEMIZLEMEK ISTEMESI
‘Ey Ehl-i Beyt, ALLAH c.c sizden kiri (günah ve çirkinligi) gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor’ (2/Bakara:125 22/Hac:26)
Yine bazi müslümanlar var ki ‘ALLAH c.c Ehl-i Beyt’i temizledi, bunun için sadece bu temiz insanlar kanaliyla gelen Hadis-i Serifleri kabul edebiliriz’ demektedirler. Böyle demekle bilerek veya bilmeyerek Hz. Aise, Hz. Ebubekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman gibi diger güzide sahabeleri sanki pis yerine koymaktadirlar. Bu büyük bir haksizliktir. Kur’an’a göre necis (pis) olanlar; müsrikler, kafirler, münafiklar, fasiklar ve seytanlardir. Mü’minler ise her zaman temizdirler. ALLAH c.c elbette Özel Ehl-i Beyt’in mü’min olanlarini temizlemistir. Gerçi yukaridaki ayette ALLAH c.c’in (Özel) Ehl-i Beyt’i temizlediginden degil, temizlemek istediginden bahsediliyor. ALLAH c.c Kur’an’da sadece peygamber (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’a kan veya göbek bagiyla bagli olanlari temizlemek istediginden degil, bütün mü’minleri temizlemek istediginden de bahsetmektedir: ‘ALLAH c.c sizi temizlemek ve size olan nimetini tamamlamak istiyor ki, sükredesiniz.’ (5/Maide: 6).
‘Eger ALLAH c.c’in lütfu ve rahmeti olmasaydi, hiçbirinizi asla temizlemezdi.’ (24/Nur: 21).
‘Rabbimiz, onlara kendi içlerinden, senin ayetlerini kendilerine okuyacak, onlara Kitap ve hikmeti ögretecek, onlari (sirkten ve kötülüklerden) temizleyecek bir elçi gönder’...(2/Bakara:129).
Yine ALLAH c.c (c.c) bazi insanlari da temizlemeyecektir (bkz: 2/174 3/77). ‘Temizlenen kendisi için temizlenmis olur’ (35/Fatir: 1
Ayetlerden de anlasilacagi gibi, ‘temizlenmek’le ‘mü’min olmak’ ayni anlama gelmektedir. Temizlenmek sadece peygambere kan veya göbek bagiyla bagli olanlara mahsus bir sey degildir. Cennete girmek isteyen herkes temizlenmek (mü’min olmak) zorundadir, çünkü ‘ALLAH c.c, temizi (mü’mini) pisten (müsrik ve inkar edenden) ayiracaktir.’ (3/Al-i Imran: 179). Cennet, temizlenenlerin mükafatidir (20/Taha: 76).
ALLAH c.c Ehl-i Beyt’i elbette temizlemek ister. Bunun için ayet: ‘Önce yakinlarini uyar’ (26/Suara: 214) demektedir. Yakinlarimizin yanlis hareketlerinin zararini bazen biz de çekeriz. Örnegin, hem insanlara dinimizi anlatacagiz, hem de çocuklarimiz, hanimimiz Islam'a ters isler yapacaklar. Böyle bir durumda bize halkin diyecegi sudur: ‘Önce karini-kizini veya oglunu düzelt, ondan sonra bize din anlat.’ Peygamber (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’in mesajina yakinlarinin dengesiz hareketlerinin leke getirmesini ALLAH c.c’u Teala ta bastan önlemistir. ‘Ey peygamber kadinlari, siz, kadinlardan herhangi biri gibi degilsiniz. Eger korunuyorsaniz, sözü yumusak (kivrak) bir eda ile söylemeyin ki, kalbinde hastalik bulunan kimse tamah etmesin.. (33/Ahzap: 32). ‘Ey peygamberin kadinlari! Sizden kim açik bir edepsizlik yaparsa onun azabi iki kat yapilir. Bu, ALLAH c.c’a göre kolaydir.’ (33/Ahzab: 30).
Peygamber (ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuhu)’a yakinlari destek olurlarsa isi kolaylasmis, köstek olurlarsa da isi güçlesmis olur. ALLAH c.c (c.c)’in, Kur’an mesajinin rahat yayilabilmesi ve insanlar üzerinde maya tutabilmesi için peygamber hanimlarina iki kat ceza veya ecir vermesi çok normal ve gereklidir de.
(ALLAH c.c, Ibrahim'e): "Ben seni insanlara önder yapacagim" demisti. (Ibrahim): "Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)" dedi. (ALLAH c.c): "Zalimlere ahdim ermez (soyundan gelecek olan zalimler için söz vermem)" buyurdu. (bkz: 2/124)
Dogrusu, insanlarin Ibrahim'e en yakin olani, ona uyanlar, bu peygamber (Muhammed) ve mü'minlerdir. ALLAH c.c da mü'minlerin dostudur. (bkz: 3/6
ALLAH c.c bizden, Özel Ehl-i Beyt’ten (peygambere kan ve göbek bagiyla bagli olanlardan) olup olmadigimizdan degil, Genel Ehl-i Beyt’ten (peygambere ve getirdigi Kitab’a iman ve gönül bagiyla bagli olup olmadigimizdan) soracaktir.
Selamünaleyküm dua ile.
alıntı