Gönlün titremesidir hayâ. Gönül ki kurtulmuştur da ağırlıklarından, bir yaprak kadar incelmiştir.
İşte o nazenin yapraktır müminin gönlü. Titrer bir günah, bir yanlış, bir aykırı hal gördüğünde. Gün gelir, daha bir incelir de, görmek bir yana, işlemek bir yana, bir günahı düşünmek titretir, O'nu hakkıyla bilmemek titretir o nazenin gönlü.
Rabbi'ni düşünür de titrer. Taşta-toprakta, insanda, kendinde Rabbi'ni görür de, taştan-topraktan, insandan, kendinden hayâ eder.
Her ibadet mutlaka zikirdir, zikirledir.
Namaz kılacak kişi daha abdeste yönelirken zikir halindedir.
Oruç tutacak kişi sahur hazırlığı yaparken zikir halindedir.
Hayâ ise zor zamanda zikirdir. Karşımıza çıkıveren bir günah karşısında Allah'ı hatırlayarak utanmak, günahtan el çekmektir.
Günahın cazibesine, albenisine rağmen durmaktır.
Hayâ, mütevazi bir iklimdir.
Ezelde ruhumuza nakşolunan aslî halimizdir.
Layık bir kul olamadık Rabbim, utanırız.
Taştan-topraktan, kullarından, kendimizden hayâ ederiz.
Kullarını utandırmaktan hayâ ederiz ki, bizi utandırma!
Hz. Aişe r.a. gözleri görmeyen İshak r.a. yanına her geldiğinde kendini sakınır, örtüsüne çeki-düzen verirmiş. Onun bu durumunu hisseden İshak r.a. bir gün sorar:
- Ey Müminlerin Annesi! Ben âmâ olduğum halde benden de sakınıyorsun. Halbuki ben sizi görmüyorum!
Hz. Aişe r.a. cevap verir:
- Evet, sen beni görmüyorsun fakat ben seni görüyorum.
Müjde, bir kudsî hadisle gelir, yetişir: “Ey Kulum! Sen her ne kadar günahkâr isen de, bu günahlarından korkup hayâ ediyorsun. İzzetim ve celalim hakkı için senin günahlarını insanoğlunun gözünden, gönlünden gizlerim. Gözünün hıyanetlerini, gizli kabahatlerini meleklerin anlayışından saklarım. Hatalarını ve günahlarını Levh-i Mahfuz'da Kiramen Kâtibin'den gizlerim. Kıyamet günü muhasebe makamına geldiğinde hesabını kolay görürüm.”
Medeniyetimiz hayâ üzre kurulmuştur.
Bu topraklar nakış nakış hayâ ve edeple işlenmiştir.
Kur'an olan odada uyumaz, sabaha kadar uykusuz beklerdi,
Arapça yazılı bir kağıt parçasını Kur'an yazısıdır diye yerde bırakmazdı bu toprağın insanları.
“Burnunun ucunu göstermekten ar ederdi sütninem”
Ve, sevgilinin yüzünde yabancı bir bakış okunurdu:
“A benim bahtı yarim
Başımın tahtı yarim
Yüzünde göz izi var
Sana kim baktı yarim.”
:::alıntıdır:::