Düşün...
Allah Resulünün doğduğunda adımı ümmeti ümmeti diye koyduğunu ve son nefesine kadar bana duyduğu sevdayı düşün…
Bir adam düşün ismi arşa yazılan Aslan düşün Allah'ın aslanı olarak anılan sevdası uğruna ölümü göze alıp o ölmesin diye yatağına yatan.
Bir sevdalı düşün Medine sokaklarında Allah bir diye haykırılan bir sevdalı ve sevdası yüzünden hor görülen taşlara tutulan bir sevdalı.
Bir yiğit düşün sevdası uğruna cebren taruza geçen ve babasını öldüreni düşün.
Düşün o zamanı düşün sevdası uğruna velileri yanında anam babam sana feda olsun diyenleri düşün.
Habeşli Bilal’i düşün kızgın kumlar üzerinde efendisinin zulmünde güneşin yakıcı ateşinde kayalar altında sevdası uğruna başkaldıran Bilal’i düşün...
Sevdamdan dönmem dediği çığlıklarla gökleri inleten şirke tükürüp sevdaya teslim olan şehit Sümeyye’nin acısını düşün.
Gözü gibi sevmekten sakınan ve Abdullah’ını son yolculuğuna uğurlayan büyük sevdaların simgesi Amine’yi düşün.
Düşün ey yar…
Küfrün kol gezdiği zamanda meydanlara çıkıp Bismillah Aydınlık dünya için bismillah kara toprak için haykırışlarını söyleyen gençleri düşün.
Düşün kendisi aç iken kedileri seven kedilere ekmeğini yediren Hüreyre’yi düşün.
Bir kadın düşün dünya bir metadır ve o metha’nın en değerli varlığı dindar bir kadındır sözüne mahzar olabilmek için gündüz hiç bir şey yiyip içmeyen gece sevdası uğruna yakarışlarda bulunan Radiya’tül Adeviye'yi düşün.
Büyük bir iftira yüzünden sükût edip sabreyleyen gece gündüz ağlayıp sevdasına yönelen ve onun sevdası için direnen Aişe'yi düşün.
Bir kadın düşün yer ve gök arasında kalmış, yavrusunun öleceğini bilip sevdası uğruna ölümüne gönderen bir anayı Fatıma’tüz Zehra’yı düşün.
Annesinden kalan tek hatırasıyla avunan ve çaresiz kalan esir düşen kocasını kurtarmak için hatıratını gönderen Zeynep’i düşün.
Annesine merhamet gösteren şefkati ile onu çok seven bir evladı düşün yetim kimsesiz çaresiz kalan ve sevdasına sığınan Hz. Muhammed peygamberi düşün.
Bir anne düşün sütüyle yavrusunu büyüttüğü gözü gibi sakınıp sevdası uğruna acı şiirler yazan ayrılık ağıtları ile hüzzamlarda kalan Halime’yi düşün.
Düşün ey yar…
Bir adam düşün annesinin rızasıyla çöllere düşüp sevdasını göremeden geri dönen kalbi aşk ateşleri içinde hüzzam demlerinde kalan âşık üveysi düşün.
Düşün birde beni düşün.
En büyük sıkıntım Habeşli Bilal’in sıkıntısı olsa,
En acıyı duyduğumda sevdasına çığlık atan şehit Sümeyye gibi yapabilsem.
Büyük iftiralara uğrayıp sıkıntılarda kalıp sevdasına yönelen Aişe gibi olsam.
Yavrusunun öleceğini bile bile sevdası uğruna yüreğini ortaya koyabilen Fatımatüz Zehra gibi yapabilsem.
Allah'ın rızası için gündüzleri hiç durmadan oruç tutsam geceleri Allaha şükretsem tam bir teslimiyetle Allaha sığına bilsem Rabiya’tül Adeviye gibi.
Anam Babam yanımdayken Anam Babam sana feda olsun ya Resulullah diye bilsem.
Taşlara tutulsam yüzüme tükürülse ve yine ben sevdama sığınabilir miydim?
Hz. Ali gibi sevdam uğruna ölümü göze alabilir miydim?
Hz. Hamza gibi ölümüne, sevdam uğruna çarpışıp kalbim yerinden sökülebilir miydi?
Günahından korkup kaçan tövbe edip sütunlar arkasında gizlice saklanan sevdasına yaklaşamayan dokunup hissedemeyen vahşi gibi olabilir miydim?Kuytu sevdalarda avunurum,İlmek ilmek acılarla yontulurum,
Bir düşünce belirse aklımda kalbimle teslim olurum,
Korkarım sevdam uğruna ölmemekten,
Sevdama Sığınırım gaflete düşmekten, Bir çığlıkta gizlidir sevdanın acıları,
Hür olmakta değil kızgın kumlarda kayalar altında kalmakta sevdam,
Çekilen her çile duyulan her acı yeni bir sevdaya gebe kalmakta.
Yazan: Muhammed KUTSAL
