http://img03.blogcu.com/images/h/e/-...1262386906.jpg
Kirletildi tüm degerler. Yapmacik baharlarla, suni lalezarlarla süslenmeye çalisilir oldu birliktelikler.
Bu kirliliklerden ask ve sevgi de nasibini aldi günümüzde.
" Sevmek dokunmaktir " diye bir felsefe ya da daha dogrusu bir safsata koydular ortaya. Böylece, yüreklerde degil bedenlerde gezinip duran seyin adi Sevgi oldu.
Flört adi altinda, özgürlük namina, iffet ayaklar altina alindi günümüzde. Adeta bekârlara has bir deger olarak sunulur oldu adi ask ve Sevgi olan kutsal deger. Evliler arasinda ise esler birbirine güzel sözlerle hitab etmeyi ayip sayar oldular. Ya da " yahu bizden geçmis artik " diyerek, askin ve sevginin gün olup sönmesi gereken bir olgu olduguna inandirdilar kendilerini. Nisanlilik dönemi yada evlilikler, denemek için yapilir oldu. " Yürütemez isek ayriliriz" diyerek, adeta ayrilmak için evlenilir oldu. Gerçek askin ve sevginin var oldugu yuvalarda hiç ayrilik olur mu !? Yada asktan ve Sevgiden kaynaklanan huzursuzluk olur mu hiç ??
Canım... Cananım... Bitanem... Gibi sevgi ifadelerine ne kadar samimi davranıyoruz acaba? İnsan "Canım" dediği, benliğinden bir parça gördüğü, "Canımı candan öte can bil..." "Ruhum ruhuna,gönlüm gönlüne,yüreğim yüreğine dayanak..." "Kanın biterse kanım, kanım biterse gözyaşlarım var unutma" dediği sevgilisi ya da aşkını nasıl kırar,nasıl üzer.
Söylemlerde samimiyet olsa , sevgililerin kalpleri kırılır mı hiç?
O sevgi fısıltıları , dilden değilde yürekten kopup gelse , acılar ve çaresizlikler içinde kıvranır mı sevgili ?
Bu derece yoğun olan bir sevgi , yürekte her geçen gün çoğalması gerekirken , sönüp gider mi ?
Hayatının her sahnesini örnek almak zorunda olduğumuz Resulümüzün eşlerine olan sevgisinden haberdar mıyız ?
Bu gün tüm edebiyatçıları susturacak , tüm sözde aşıkları kıskandıracak Resulümüz , eşleriyle şakalaşır ve onları sevdiklerini,nasıl bir aşk ile bağlandıklarını söylemekten hiç çekinmezdi.
Aşkı sadece yüreğinde yaşatmaz dillendirirdi kimi zaman.
Hz.Aişe , kendisini tanıtırken , önce babasının ismiyle, "Ebubekir kızı Aişe" diyor ve ekliyordu; "Ben Allah'ın Sevgilisinin Sevgilisiyim." O Resulün sevgilisiydi.
Bunu bilmesine rağmen sormadan edemezdi. "Ey Allah'ın Resulü, beni seviyor musun? " Allah Resulü bu ne biçim soru demiyor , sevmesem burda ne işim var demiyor.
Cevap veriyor; "Evet Ya Aişe, tabi seviyorum!" Bununla yetinmiyor Hz.Aişe validemiz , dahasını da merak ediyor , acaba nasıl seviyordu?
" Beni nasil seviyorsun ? "
Peygamberimiz sevgi tanimlamasini yapiyordu sevgili esine. Içten, samimi ve hayran kalinan bir ifadeyle:
" KÖRDÜĞÜM GİBİ.. "
Sevgiye bakin aşka bakin. Açilmayan, çözülmeyen, kördügüm gibi sevgi.
Hz. Aise Peygamberimize sık sık sorardi :
"Ey Allahin Resulü, Kördügüm ne alemde ? "
O yüce resul cevap veriyordu :
" ILK GÜNKÜ GİBİ !! "