-
ÖĞle namazinin vaktİ
491- Seyyar b. Selame (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babamdan işittim; Ebû Berze’ye, Rasûlullah (s.a.v)’in namaz kıldığı vakitleri sorduğunu işittim dedi. “Ebû Berze’nin işittiklerini sen de işittin mi?” dedim. Seyyar: Şimdi senin söylediklerini işittiğim gibi işittim. Babam Ebû Berze’ye Rasûlullah (s.a.v)’in namaz kıldığı vakitleri sordu. O da Rasûlullah (s.a.v) yatsı namazını bazen gece yarısına kadar geciktirirdi. Yatsıdan önce uyumayı, yatsıdan sonra da konuşmayı sevmezdi, diye cevap verdi. Şu’be diyor ki: Daha sonra Seyyar ile karşılaştım, Ebû Berze’den başka neler duyduğunu sordum. Şöyle dedi: Öğle namazını güneş tam tepe noktasından batıya kayınca kılardı. İkindiyi kıldıktan sonra bir adam güneş canlılığını kaybetmeden Medine’nin en uzak yerine ulaşabilirdi. Akşam namazının vakti hakkında ne söylediğini hatırlamıyorum, dedi. Sonradan yine onunla karşılaştım namaz vakitleri konusunu sorduğumda şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v), sabah namazını kılardı. Namazdan dönen kimse arkadaşının yanına vardığında onun yüzünü görüp tanıyabilecek kadar ortalık ağarmış olurdu. Sabah namazında altmış ile yüz ayet kadar okurdu. (Ebû Davud, Salat: 3; Müsned: 18956)
492- Enes (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), güneş zevalden batıya kayınca çıkar ve cemaate öğle namazını kıldırırdı. (Dârimi, Salat: 13; Tirmizî, Salat: 118)
493- Habbab (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e öğle namazını kılarken kumların sıcaklığından şikayet ettik. Bu şikayetimize çözüm olacak erken kılma işini kabul etmedi. Ebû İshak’a öğle namazının erken kılınmasından mı? denildi. O da: “Evet” dedi. (Müslim, Mesacid: 33; İbn Mâce, Mesacid: 14)