http://www.islamiyet.gen.tr/infusion...65013%2B13.jpg
Printable View
namaz, Allah'u Azze ve Celle'nin, kulları üzerine "mi'rac"da farz kıldığı en azim fi'ili bir ibadettir. Bize farz kılındığı gibi, bizden önceki ümmetlere de farz kılınmıştır.
Allah'u Azze ve Celle bu ibadet'ten bir cüz olan "secde" ile melekleri imtihana tâbi tutarak, itaat edip "secde" edenler "fıtrat" ya'ni "islâm" üzere kalmışlardır, isyan eden iblis de kibirlenip secde etmekten imtina ettiği için kâfirlerden olmuştur.
İşte bu ibadet: böylelikle, “iman” ile “küfür,” “islâm” ile “şirk” ve “dinli” ile “dinsiz” arasında bir alamet’i farika olmuştur. Zira namazın edası ile insan “mü'min” terki ile de “kâfir” olmaktadır.
Kendisinden başka ilah olmayan Allah'u Azze ve Celle'nin “vucudiyyeti'ni” “la ilahe illallah” sözü ile itiraf eden kulun, eda etmekle mükellef olduğu ilk ibadet “namaz”dır.
Lisanen Allah'dan başka ilah olmadığını söyleyen kişinin kendisine “namaz'ın” farziyyeti ulaştığı halde daha hâlâ Âlemlerin Rabbi olan Allah'u Azze ve Celle'nin önünde rüku ve secde etmemesi, kelime’i tevhid’in hakikatini anlamadığına delalet eder. Kelime'i tevhid'in hakikatini anlamadan kişinin onu telaffuz etmesi hiç bir şey ifade etmez.
Nasıl ki “namaz” kelime'i tevhid'den sonra emredilen ilk ibadet'tir, dinin bekasıda onunladır. Çünkü dinde en son terk edilen ibadet odur. Binaenaleyh “namazı terk edenin’de dini yoktur.” Zira namaz ibadetinin olmadığı hiç bir “din’i semavi” yoktur.
Zira Allah Resûlü'nün ashabıda “namaz’dan başka hiç bir ibâdet’in terkini küfür görmezlerdi.”
“Namazın” dindeki bu azim mevki'i, tam bir ihtimamı gerektirirken, ilim ehlinin gayretsizliği ile her gelen nesil indinde bu azim ibadet ihtimamsızlık kaydetmiştir.
NAMAZI TERKEDENİN MÜŞRİK OLDUĞU
Bu mevzuda delil olan Âyet'i Kerime'lerin zikri
"Hep Allah'a dönüp itaat edin, O'ndan korkun ve namaz'ı kılın'da müşriklerden olmayın."
Rum Sûresi: 31
"Haram olan aylar "Zilhicce, Muharrem, Safer ve Kebiu'l-evvel" çıktığı zaman, artık o "müşrikleri" nerede bulursanız öldürün; Onları yakalayıp esir edin, onları hapsedin ve geçit yerlerini tutun, "eğer tevbe" ederler, namaz'ı kılıp zekât'larını verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Gerçekten Allah Gafur ve Rahim'dir."
Tevbe Suresi: 5
Subhânehu ve Teâlâ Resulüne ve mü'minlere hitaben, luıram olan aylar çıktıktan sonra müşriklerle mukatele ederek onları öldürmelerini emrediyor. Allah'u Azze ve ('elle katledilecek müşriklerin kıtalden önce yakalanıp geçit yerlerinin kesilip hapsedilmelerini, karılarının ve çocuklarının esir edilip mallarının ganimet olarak alınmasını helâl kılıyor. Akabinde bütün bunlardan kurtulabilmeleri için üç şart zikrediyor.
1- Şirkden avdet ederek tevbe etmek. Ya'ni "kelime'i şehadeti" lisânen ikrar etmesi.
2- Namaz kılarak tevbe ettiğini amelle tasdik etmesi.
3- Zeket'ı eda etmesi.
Bu Uç şartı yerine getirdikleri an malları ve canlan müslümanlara haram olur, zira müslüman olmuşlardır.
Namazı terkedenin müşrik olduğunu beyan eden Hadis'i Şeriflerin zikri.
Ebu Süfyandan, dedi ki: Ben Câbir'den duydum şöyle diyordu: Ben Nebiyyu (S.A.V.)'den işittim şöyle buyuruyordu: "Şübhesiz ki, kişi ile "şirk ve küfür" arasında ki şey sâdece namaz'dır."
Bu Hadis'i Müslim (82) Ebû Davud (4678) Tirmizi (2619) Nesei (465) ve Ibnu Mâce (1078) rivayet etmişlerdir.
Cabir (R.A^) dan, (şöyle dedi): Nebiyyu (S.A.V.)'den, buyurdu ki: "namaz'ı terketmek ŞİRK'tir"
Bu Hadis'i Abdurrezzak Musannaf da (5009) Muhammed Ibnu Nasr Kitabu's-Salat da (888) Hibetullah'ıt-Taberi Usulu's-Sünne de (1513) ve Âcurri Şeria da (133) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.
Enes (R.A.)'dan, (şöyle dedi): Nebiyyu (S.A.V.) buyurdu ki: "Kişi ile şirk arasında namazı terketmekten başka bir şey yoktur. Onu terkettiği zaman şirk koşmuştur."
Bu Hadis'i Ibnu Mâce (1080) ve Muhammed Ibnu Nasr Kitabu's-Salat da (897) rivayet etmişlerdir. Şeyh Elbâni Ibnu Mâce'nin sahihinde (880) tahric etmiştir.
ResûluUah (S.A.V.)'in azadlısı Sevban (R.A.)'dan,
Resûlullah (S.A.V.)'i şöyle derken işittim dedi: Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: "Kul ile küfür ve İman arasındaki şey, "namaz'dır" onu terkettiği zaman şirk koşmuştur."
Bu Hadis'i Hibetullah'it-Taberi Usulu's-Sünne de (1521) sahih bir senedle rivayet etmiştir. Ayriyeten Şeyh Elbâni Terğib'in Sahih'inde tahric etmiştir.
Yukarıdaki zikredilen Âyet ve Hadis'i Şerifler, "namaz'ı terk edenin Allah'a şirk (ortak) koştuğunu yani müşrik olduğunu isbat eden münakaşa götürmeyen açık delillerdir.
Subhânehu ve Teâlâ ise, kendisine şirk yani ortak koşanları affetmeyeceğini haber veriyor.
Muhakkak ki "Allah kendine ortak koşanlan bağışlamaz." Bu gUnahtan (şirkten) başkasını, dilediği kimseden bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa, doğrusu haktan uzak bir dalâlete sapmıştır.
Nisa: 116
Başka bir Âyet'i Celile'de de kendisine ortak koşanların ebedi Cehennem'de kalacaklarını haber veriyor.
"Şüphesiz ki, kim Allah'a ortak koşarsa Allah ona Cennet'i haram kılmıştır. Ve barınacağı yerde Cehennem'dir. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur."
Mâide: 72
Bu bab'da ki Âyet ve Hadis'lerden çıkan hükümlerin hulasası.
1- Namazı terk edenin Allah'a şirk ya'ni ortak koştuğu.
2- Allah'a ortak koşanın'da hiç mağfiret olunmayacağı.
3- Mağfiret olunmayan müşrik'in de ebedi Cehennem'de kalacağı.
Allah (c.c) razı olsun.
Rabbım hepimizi namazı layıkıyla kılanlardan eylesin.
Reyhani
sizdende Allah (c.c) razı olsun.
NAMAZI TERKEDENlN KÂFÎR OLDUĞU BABI
Bu mevzuda Allah Resulü (S.A.V.)'den rivayet edilen hadisler.
Ebû Süfyan'dan, dedi ki: Ben Câbir'den duydum şöyle diyordu: Ben Nebiyyu (S.A.V.)'den, şöyle derken işittim. "Şübhesiz ki, kişi ile "şirk ve küfür" arasındaki şey sâdece namazı terketmektir."
Bu Hadis'i Müslim (82) Ebû Davut (4678) Tirmizi (2619) Nesei (465) ve ibnu Mâce (1078) rivayet etmişlerdir.
Câbir (Ibnu Abdillah) (R.A.)'dan, (şöyle dedi, Nebiyyu (S.A.V.)'den, buyurdu ki: "iman ile küfür arasındaki şey namazı terketmektir."
Bu Hadis'i Tirmizi (2618) Muhammed Ibnu Nasr Kitabus-Salat da (887) ve Ibnu Ebi Şeybe iman da (44) sahih olarak rivayet etmişlerdir.
Bureyde (R.A.)'dan, şöyle dedi:
Resûlullah (S.A.V.) buyurdu ki: "Bizlerle onların (ya'ni münafıkların) arasındaki ahd (ya'ni onlarla mukatele etmemize mani olan) "namaz"dır. kim bu namazı terkederse kâfir olur."
Bu Hadis'i Tirmizi (2623) Nesei (1/231) Ibnu Mâce (1079) ve Ahmed (5/346) sahih olarak rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbani Terğib'in sahihinde tahric etmiştir.
Enes tbnu Malik (R.A.)'dan, şöyle dedi:
Nebiyyu (S.A.V.) şöyle dedi: "Her kim ki, kasten
namazı" terkederse
açıkça küfre" düşmüştür." Bu Hadis'i Taberâni Evsafta rivayet etmiştir. Heysemi Mecmau-Zevaid'de (1/295) zikretmiştir.
Enes (R.A.)'dan, Resûlullah (S.A.V.)'i şöyle derken işittim dedi: "Kişi ile küfür ve ya şirk arasındaki şey
namaz'dır. "namazı
terk ettiği zaman kâfir olur.
Bu Hadis'i Muhammed Ibnu Nasr Kitabus-Salat'ta (899) rivayet etmiştir.
Bu mevzuda Allah Resulü (S.A.V.)'in ashabından rivayet edilen eserler.
Ibnu Mes'ud (R.A.)'dan, "Kim namazı terkederse "kâfir" olur" dedi.
Bu Eser'i Taberâni Kebir de (8939) ve Âcurri Şeria da (133) sahih olarak rivayet etmişlerdir.
Câbir tbnu Abdillah (R.A.)'dan, "namaz kılmayan kâflr'dir" dedi.
Bu Eser'i Ibnu Abdu'1-Ber Temhid'de (4/225) sahih bir senedle rivayet etmiştir.
Ibnu Abbas (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Her kim ki "namaz'ı" terk ederse "kâfir" olmuştur."
Bu Eser'i Muhammed tbnu Nasr Kitabu's-SaJat'ta (939) ve Ibnu Abdil'Ber * Temhid'de (4/225) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.
Ali Ibnu Ebi Talib (R.A.)'dan, şöyle dedi: "Her kim ki namaz'ı kılmazsa o kâfirdir."
Bu Eser'i Muhammed tbnu Nasr Kitabus-Salat'ta (*)33) Acurri Şeria'da (135) İbnu Ebi Şeybe Musannaf'da (10485) ve Iman'da (126) Beyhaki Şuabul'İman'da (41) ve Buhâri Tarihul'Kebir'de sahih olarak rivayet etmişlerdir
tahsin33 faydalı paylaşımlarınızdan dolayı sağolun, emeğinize sağlık. Allah(c.c) razı olsun.
ArzuNur
Göstermiş olduğunuz ilğiye teşekkür ederim.
RESÛLULLAH (S.A,V.)'lN ASHABININ CEMl'SlNlN
DE NAMAZI TERK EDENlN KAFİR OLDUĞUNA
KÂlL OLDUKLARI
Ebû Hureyre (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.)'in Ashabı "namaz'dan" başka hiç bir amelin terkini "küfür" olarak görmezlerdi.
Bu Eser'i Hâkim Müstedrek'te (1/7) Tirmizi Sunen'de (2624) tbnu Ebi Şeybe MusannaFda (10495) ve Iman'da (137) ve Muhammed tbnu Nasr Kitab'us-Salat'da (948) sahih olarak rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbani Terğib'in sahih'inde (564) tahric etmiştir.
Mücahid Ibnu Cebr (R.A.)'dan, (O da) Câbir İbnu Abdullah (R.A.)'dan, Allah Resulüne arkadaşlık yapmış
birisidir. Kendisine dedim ki: Allah Resulü (S.A.V.)'in zamanında, sizce amellerden, küfür ile iman'ın arasını ayıran ne idi (diye sordum) (O da) "namaz" (diye cevab verdi.)
Bu Eser'i Muhammed tbnu Nasr Kitab'us-Salat'da (892) ve Hibetullahit-Taberi Usulü' s-Sünne'de (1538) Hasen olarak rivayet etmişlerdir. Ayriyeten Şeyh Elbâni Terğib'in sahih'inde tahric ederek Hasen demiştir.