-
Ashab-i uhdud
Peygamberimizin anlattığına göre bir kral vardı. Bu kralın bir kâhini vardı. Kâhin ihtiyarlayınca yetiştirilmesi için bir genç istedi. Bu genç kâhine eğitim almak için giderken yolda bir rahibe rastladı. Ondan da eğitim almaya başladı. Fakat hem eve hem de kâhine geç kalır dayak yerdi. Kâhinle rahibin dedikleri birbiriyle çelişiyordu.
Delikanlı günün birinde insanların yolunu kesen bir kervana rastladı. Elinde taş olarak “Allah’ım eğer rahibin işini kahinden çok seviyorsan bu taşla bu hayvanı öldür yoksa öldürme dedi.” Taşı attı ve hayvan öldü. Durumu rahibe anlattı. Rahip “yavrucuğum bugün sen benden daha üstünsün senin başına bela gelecek, yerimi söyleme “ dedi. Delikanlının duaları kabul oluyordu. Hataları duasıyla iyileştiriyordu. Kralın arkadaşlarından biri kör olmuştu. Birçok hediyelerle yanına gitti. Gençten kendisini iyileştirmesini istedi o da şifanın Allah’a ait olduğunu iman etmesi gerektiğini söyledi. İman etti, Allah da şifa verdi.
Padişah durumu öğrenince bu adamı tutukladı işkenceyle gencin yerini öğrendi. Genci yakalattı. Genç kendisinin bir sihirbaz olmadığını iyileştirdiği hataların şifalarını Allah’ın verdiğini söyleyip kralı Allah’a davet etti. Fakat kral ona da işkence ederek rahibin yerini öğrendi. Rahibe dininden dönmesini söyledi. Rahip dinlemeyince kral testere istedi ve rahibin başını orta yerinden ikiye ayırdı. Her parçası bir yana düştü. Meclis arkadaşına dön dedi. O da dönmeyince ona da aynısını yaptı. Genci de kendi arkadaşına teslim ederek yüksek bir dağa götürülüp tepesinden atılmasını istedi. Genç dua etti dağ sarsıldı. Ellerinden kurtulup kralın yanına geldi. Kral:
-Arkadaşlarım ne oldu? Dedi. Delikanlı:
- Allah beni onlardan kurtardı, dedi. Bunun üzerine kral gencin deniz ortasına atılmasını istedi. Gemi battı onlar boğuldular genç kurtulup kralın yanına geldi. Kral şaşırdı Genç emrettiğim işi yapmadıkça beni öldüremezsin” dedi ve halkı meydana toplayıp okunu çekip Bu gencin Rabbi olan Allah’ın adıyla demesini istedi. Ancak bu şekilde öldürebileceğini söyledi. Kral halkı meydana topladı. Gencin dediğini yaptı ve genç şehit oldu. Bunu duyan ve halk Müslüman oldu.
Kral hendekler kazdırdı ve hendeklere ateşler yaktırdı. İman edenleri ateş dolu hendeklere attırdı. O sırada hendeğin başında bir anne tereddüt geçiriyordu. Kucağındaki yavrusu “ anneciğim dişini sık hak yoldasın” dedi. O da dönmedi ve ateşe atıldı. Onlar Allah için bu işkencelere sabrettiler. Kuran’da zalimler için çetin bir ateş ve inananlar için cennet vaat edilmiştir.
-
Cevap: Ashab-i uhdud