“...Sen o zalimleri can çekişirken bir görsen! Melekler ellerini uzatıp: "Haydi çıkarın canınızı bedenlerinizden!" derler. "Bugün Allah adına haksız yere söyledikleriniz ve O'nun ayetlerine karşı büyüklük tasladığınız için hor ve hakir edici azabla cezalandırılacağınız gündür.”(En'am; 93) Hz. Osman radiyallahu anh, bir kabir başında durduğu zaman ağlar ve sakalını göz yaşlarıyla ıslatırdı. Bu şekilde ağlamasının sebebi sorulduğunda da şunu söylerdi:
“Hz. Peygamber (sav)’den duydum, buyurdu ki; “Kabir, ahiret duraklarının birincisidir. Kurtulanlar ve helak olanlar bu merhalede ayrılırlar. Burada kurtulanların işi sonraki duraklarda daha kolay, helak olanların işi ise sonraki merhalelerde daha zordur. Kabirden korkunç (daha ibret verici) manzara görmedim.”(Tirmizi)
İnsanın ölümünden itibaren başlayıp tekrar dirileceği ana dek, kabirde geçen zamana berzah alemi denir. Her insan dünyada ne ekti ise ahirette onu biçecektir. Buna göre dünyada nasıl yaşamış ise kabirde de ona göre karşılanacaktır. Eğer dünyada iyi olarak, yani iman ve iyi amel sahibi olarak yaşamış ise, kabirdeki hali iyi olur.
Dünya hayatını kötü olarak günahlarla geçirmiş ise, kabirdeki durumu da kötü olacaktır. İnsan dünyada yaptığı tüm işlerinden sorumludur. İyi işlerinden dolayı mükâfat kötü işlerinden dolayı da ceza görecektir.
Ahiret aleminde mükafat ve ceza görmenin ilk yeri de kabirdir.
Anlatıldığına göre, yeryüzü her gün beş kere dile gelerek insanlara şöyle seslenir:
1-) Ey Ademoğlu! Şimdi sırtımda yürüyorsun, ama varacağın yer benim karnımdır (kabirdir).
2-) Ey Ademoğlu! Şimdi benim sırtımda renk renk yiyecekler yiyorsun, ama sonunda seni böcekler yiyecektir.
3-) Ey Ademoğlu! Şimdi sırtımdayken gülüyor-sun, ama sonunda karnımda ağlayacaksın.
4-) Ey Ademoğlu! Şimdi sırtımda sevinçlisin, ama yarın karnımda üzüntü çekeceksin.
5-) Ey Ademoğlu! Bugün sırtımda günah işli-yorsun, ama yarın karnımda azap çekeceksin.
Seyda Muhammed Konyevi, Ölüm ve Kıyamete Bakış