“Sen Hiç KADİR GECESİ’Nİ Yaşadın mı?”
İrşad ve mev’izaya dair bazı eserlerde şöyle anlatılır:
Bir kul “kabir azâbı” çekerse, mezarlıktaki arkadaşları ona sorarmış:
“Sen hiç Ramazan ayına ulaşmadın mı, Kadir Gecesi’ni yaşamadın mı?
Şayet, “Yaşadım” derse, hayret ederlermiş… Nasıl olup da kendini affettiremedin; sel gibi akan, çağlayanlar gibi coşan sevaplarla amel defterini dolduramadın da kabir azâbına mâruz kaldın? diye…
Mezardakilerin bu hayreti de, Kadir Gecesi’nin kadrini/kıymetini anlamamız bakımından oldukça mânidar değil midir?
***
Velhâsıl, bu mübârek ay, gün ve gecelerde kabını dolduran doldurmakta, dolduramayan da lâyık olduğu kötü âkıbeti beklemektedir. Rahmet-i İlâhî sağanak yağmurlar gibi yağmakta, mağfiret-i İlâhî bembeyaz karlar gibi üzerimize inmektedir. Kaçanlar elbette istifade edemeyecek; letâifini-gönüllerini açanlar ise, mutlaka bu İlâhî feyzden mahrum kalmayacak, umduklarına nâil, korktuklarından emin olacaktır.
İşte bu noktada önemli olan hususulardan biri de; insanın kendini kontrol etmesi, kimlerin arasında ve yanında olduğuna dikkat etmesidir… İlâhî rahmetten kaçan bedbahtların/manevi felakete uğramış kimselerin mi, yoksa kalbini-gönlünü açıp nûr-i İlahi, feyz-i Muhammedî ile alâkadar olan bahtiyarların mı?
***
Rabbimiz bizleri rahmet-mağfiret-feyz ve bereketinin yağmurlar, karlar gibi yağdırmakta olduğu Kadir Gecesi’nden a‘zamî derecede istifade ve istifaza edebilen seçkin kulları zümresine ilhak buyursun.
***
Alinti : Halis Ece
Cevap: “Sen Hiç KADİR GECESİ’Nİ Yaşadın mı?”
allah razi olsun emegİne saglik
Cevap: “Sen Hiç KADİR GECESİ’Nİ Yaşadın mı?”