Tasavvufta Üç İlke: Zikir, Sabır, Şükür
Tasavvufta Üç İlke: Zikir, Sabır, Şükür
Zikir
Tasavvuf erbabı, aklından dünya ile ilgili işleri ve diğer insanları çıkarıp daima Tanrı'yı ve onun
büyüklüğünü düşünmek ve O'nu anmak durumundadır. İşte zikir budur. Mevlana zikirle ilgili şunları
söylemiştir:
Yüce Allah buyurdu ki: " Ben, kulum beni nasıl sanırsa öyleyim ona; Kim beni anarsa, anarken onunlayım ben. Malında beni ananı, malımla anarım ben; toplulukta beni ananı, toplulukta anarım ben. Kendi kendine beni ananı, kendim anarım Ben(Mektuplar: 140).
Bizim zikrimiz Allah Allahtır. Çünkü Allah'a ait olanlardanız., Allah'tan geliyor ve tekrar Allah'a gidiyoruz(Eflaki I:444).
Birşeyi seven onu çok anar(Mektuplar:204)
"Allah'ı zikredin" hitabı Hakk'ın ihsanı oldu. Ateşten bize nuru sığınak eyledi(Mesnevi II:1732).
Zaman arı, su da Hakk'ı zikirdir. Bunun dışındakiler derttir, tasadır(Mesnevi IV: 447).
Seni Hak'tan başka şeylerle meşgul eden dostlarınsa, hakikatte düşmanındırlar(Mesnevi IV:96).
Yunus Balığın karnında ızdırap çekti. Ona ancak Hakk'ın tesbihi kurtarıcı oldu (Mesnevi II:3165).
Balığın karnında tesbih edici olmasaydı, Orada kıyamete kadar mahpus kalırdı(mesnevi II:3166).
Günlük namaz beş vakittir ama Aşıkların namazı devamlıdır(Mesnevi VI:2694).
Mutasavvıflar ibadeti, sadece Allah'ı sevdikleri için yaparlar. Yoksa Allah'dan bir dünya menfaati istemek ve cennete girmek için değil. Mevlana, bu konuda şunları söylemiştir:
Peygamber: "Eğer sen Allah'dan cennet istiyorsan, hiç kimseden bir şey isteme. Eğer kimseden bir şey istemezsen, cennetin ve Allah'ın yüzünün senin olacağına kefilim,
buyurdu(Eflaki I:438).
Tasavvufta zikir ibadettir. Sıradan insan günün belirli saatlerinde ibadet ederken Allah aşkı ile yanıp tutuşan insan, sürekli ibadet halinde ve dolayısıyla Allah ile beraber olacaktır. Çünkü seven, daima sevgilisi ile birlikte olmak ister. Ayrıca sadece kul Allah'ı anmaz, aynı zamanda Allah da kulu anmaktadır. Kul, Allah'ı nerede ve nasıl anarsa Allah da o kulu orada ve o şekilde anar.
Sabır
Tasavvufta insanın olgunlaşmasında sabrın büyük önemi vardır. Mevlana sabırla ilgili şunları söylemiştir:
Tesbihlerin ruhu sabırdır. Sabır, başlı başına bir tesbihtir(Mesnevi II:3175).
Allah yüzbinlerce kimya yarattı ama, insan sabır gibi bir kimya görmedi(Mesnevi III:1854).
Sabret , zira sabırla güçlük ortadan kalkar. Sabır, ferahlığın anahtarıdır(Mesnevi III: 1848).
Allah, kendi eserine bakanın yanında var, zatına bakanın yanında ise yoktur. Allah'dan başkasına kavuşmak ona gitmekle olur. Halbuki Allah'a sabır ile ulaşılabilir(Eflaki I:479).
Mevlana'ya göre sabır, kişi için bir ibadet, Allah'ı düşünme ve anmadır. Allah'a ancak sabırla ulaşılabilir. Sabır aynı zamanda insan için bir ilaç ve huzura kavuşma yoludur.
Şükür
Tasavvufta şükür de önemli bir prensiptir. İnsan, onu yarattığı ve verdiği nimetler ve sağlık dolayısıyla Allah'a şükretmelidir. Mevlana şükür konusunda şunları söylemiştir:
Hakk'a şükretmek herkese vaciptir. Ekşi yüzlü itirazcı mahrum ve meyus olur(Mesnevi 1:1587).
Nimete şükür can; nimetse posttur. Zira şükür dosta götüren rehberdir(Mesnevi III:2912).
Şükür, nimeti artırır(Mektuplar:204).
Nimete şükürle gözlerin doyarsa, sen de fakirlere yüzlerce nimet dağıtırsın(Mesnevi III: 2914).
Mevlana'ya göre şükretmeyen insan memnuniyetsiz, itirazcı, mahrum ve üzüntülü olur. Oysa şükür nimetleri artırdığı gibi, insanı Allah'a ulaştırır. Allah'a ulaşan insanın gönlü zengin olur ve bu yüzden cömert olup fakirlere yardım eder.
Cevap: Tasavvufta Üç İlke: Zikir, Sabır, Şükür
Cevap: Tasavvufta Üç İlke: Zikir, Sabır, Şükür
allah c.c razı olsun emeğine sağlık
Cevap: Tasavvufta Üç İlke: Zikir, Sabır, Şükür
Emeklerinize sağlık Abi.Allah razı olsun.
Cevap: Tasavvufta Üç İlke: Zikir, Sabır, Şükür
"Sabır nusret bulmanın,kadri yüce olmanın ve şerefli yaşamanın sebep ve anahtarıdır."