-
ÜÇÜncÜ Sua
ÜÇÜNCÜ SUA
Mukaddime
Bu Sekizinci Hüccet-i Imaniye, vücub-u vücuda ve vahdâniyete delâlet ettigi gibi, hem delâil-i katiye ile rububiyetin ihatasina ve kudretinin azametine delâlet eder. Hem hâkimiyetinin ihatasina ve rahmetinin sümulüne dahi delâlet ve ispat eder. Hem kâinatin bütün eczasina hikmetinin ihatasini ve ilminin sümulünü ispat eder.
Elhasil, bu Sekizinci Hüccet-i Imaniyenin her bir mukaddimesinin sekiz neticesi var. Sekiz mukaddimelerin her birinde, sekiz neticeyi delilleriyle ispat eder ki, bu cihette bu Sekizinci Hüccet-i Imaniyede yüksek meziyetler vardir.
Bu Risale-i Münâcât, hem vücûb-u vücud, hem vahdet, hem ehadiyet, hem hasmet-i rububiyet, hem azamet-i kudret, hem vüsat-i rahmet, hem umumiyet-i hâkimiyet, hem ihata-i ilim, hem sümul-ü hikmet gibi en mühim esasat-i imaniyeyi hârika bir îcaz içinde fevkalâde bir katiyet ve hâlisiyet ve yakîniyet ile ispat eder. Hasre isârâti ve bilhassa âhirdeki siddetli isârâti çok kuvvetlidir.
Said Nursî
-
Cevap: ÜÇÜncÜ Sua
Risale-i Nur Külliyatı
Şuâlar Risalesi
3ncü şuâ münacat 45-47'den bir bölüm....
Ey Fâtır-ı Kadîr! Ey Müdebbir-i Hakîm! Ey Mürebbi-i Rahîm!
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın ta’limiyle ve Kur’ân-ı Hakîm’in dersiyle anladım ve îman ettim ki; nasıl nebâtât ve eşcar seni tanıyorlar, senin sıfât-ı kudsiyeni ve esmâ-i hüsnanı bildiriyorlar.. öyle de: Zîhayatlardan ruhlu kısmı olan insan ve hayvanattan hiçbirisi yoktur ki;cisminde gâyet muntazam saatler gibi işleyen ve işlettirilen dâhilî ve haricî âzalariyle ve bedeninde gâyet ince bir nizâm ve gâyet hassas bir mîzan ve gâyet mühim faideler ile yerleştirilen âlât ve duygulariyle ve cesedinde gâyet san’atlı bir yapılış ve gâyet hikmetli bir tefriş ve gâyet dikkatli bir muvâzene içinde konulan cihâzât-ı bedeniyesiyle, senin vücub-u vücûduna ve sıfatlarının tahakkukuna şehâdet etmesin. Çünkü, bu kadar basirane nazik san’at ve şuurkârane ince hikmet ve müdebbirane tam muvâzeneye, elbette kör kuvvet ve şuursuz tabiat ve serseri tesadüf karışamazlar ve onların işi olamaz ve mümkün değildir. Ve kendi kendine teşekkül edip öyle olması ise, yüz derece muhal içinde muhaldir. Çünkü, o halde herbir zerresi; herbir şeyini ve cesedinin teşekkülünü, belki dünyada alâkadar olduğu herşeyini bilecek, görecek, yapabilecek; âdeta ilah gibi ihatalı bir ilim ve kudreti bulunacak, sonra teşkil-i cesed ona havale edilir ve “kendi kendine oluyor” denilebilir. Ve heyet-i mecmûasındaki vahdet-i tedbir ve vahdet-i idâre ve vahdet-i nev’iye ve vahdet-i cinsiye ve umumun yüzlerinde göz, kulak, ağız gibi noktalarda ittifak cihetinde müşahede edilen sikke-i fıtratta birlik ve herbir nev’in efradı sîmalarında görülen sikke-i hikmette ittihad ve iâşede ve îcadda beraberlik ve birbirinin içinde bulunmak gibi keyfiyetlerinden hiçbirisi yoktur ki, senin vahdetine kat’i şehâdette bulunmasın! Ve her bir ferdinde, kâinata bakan bütün isimlerin cilveleri bulunmakla, vâhidiyet içinde sen’in ehadiyetine işâreti olmasın.
Hem, nasıl ki insan ile beraber hayvanatın, zeminin bütün yüzünde yayılan yüz bin enva’ı, muntazam bir ordu gibi teçhiz ve ta’limat ve itaat ve musahhariyetle ve en küçükten tâ en büyüğe kadar, rubûbiyyetin emirleri intizamla cereyanlariyle o rubûbiyetinin derece-i haşmetine ve gâyet çoklukla beraber gâyet kıymetli ve gâyet mükemmel olmakla beraber gâyet çabuk yapılmaları ve gâyet san’atlı olmakla beraber gâyet kolay yapılışlariyle, kudretinin derece-i azametine delâlet ettikleri gibi; şarktan garba, şimalden cenuba kadar yayılan mikroptan tâ gergedana kadar, en küçücük sinekten tâ en büyük kuşa kadar bütün onların rızıklarını yetiştiren rahmetinin hadsiz vüs’atine ve herbiri emirber nefer gibi vazife-i fıtriyesini yapmak ve zemin yüzü her baharda, güz mevsiminde terhis edilenler yerinde yeniden taht-ı silâha alınmış bir orduya ordugâh olmak cihetiyle,hâkimiyetinin nihayetsiz genişliğine kat’i delâlet ederler. Hem nasıl ki hayvanâttan herbirisi, kâinatın bir küçük nüshası ve bir misal-i musağğarı hükmünde gâyet derin bir ilim ve gâyet dakik bir hikmetle, karışık eczaları karıştırmayarak ve bütün hayvanların ayrı ayrı sûretlerini şaşırmayarak, hatâsız, sehivsiz, noksansız yapılmalariyle, ilminin her şey’e ihatasına ve hikmetinin her şeye şümûlüne, adedlerince işâretler ederler; öyle de: Herbiri birer mu’cize-i san’at ve birer hârika-i hikmet olacak kadar san’atlı ve güzel yapılmasiyle, çok sevdiğin ve teşhirini istediğin san’at-ı Rabbânîyenin kemâl-i hüsnüne ve gâyet derecede güzelliğine işâret ve herbirisi, husûsan yavrular gâyet nazdar, nâzenin bir sûrette beslenmeleriyle ve heveslerinin ve arzularının tatmini cihetiyle, senin inâyetinin gâyet şirin cemâline hadsiz işâretler ederler.
Ey Rahmanürrahîm! Ey Sâdık-ul Va’d-il Emin! Ey Mâlik-i Yevmiddin! Senin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmının ta’limiyle ve Kur’ân-ı Hakîminin irşadiyle anladım ki: Mâdem kâinatın en müntehap neticesi hayattır ve hayatın en müntehap hülâsası ruhtur ve zîruhun en müntehab kısmı zîşuurdur ve zîşuurun en câmii insandır ve bütün kâinat ise, hayata musahhardır ve onun için çalışıyor ve zîhayatlar, zîruhlara musahhardır, onlar için dünyaya gönderiliyorlar ve zîruhlar, insanlara musahhardır, onlara yardım ediyorlar ve insanlar fıtraten Hâlıkını pek ciddî severler ve Hâlıkları onları hem sever, hem kendini onlara her vesile ile sevdirir ve insanın istidadı ve cihâzât-ı ma’nevîyesi, başka bir bâki âleme ve ebedî bir hayata bakıyor ve insanın kalbi ve şuuru, bütün kuvvetiyle beka istiyor ve lîsanı, hadsiz dualariyle beka için Hâlıkına yalvarıyor; elbette ve herhalde, o çok seven ve sevilen ve mahbub ve muhib olan insanları dirilmemek üzere öldürmekle, ebedî bir muhabbet için yaratmış iken, ebedî bir adavetle gücendirmek olamaz ve kabil değildir. Belki başka bir ebedî âlemde mes’udane yaşaması hikmetiyle, bu dünyada çalışmak ve onu kazanmak için gönderilmiştir. Ve insana tecelli eden isimlerin, bu fâni ve kısa hayattaki cilveleriyle âlem-i bekada onların âyinesi olan insanların, ebedî cilvelerine mazhar olacaklarına işâret ederler...
-
Cevap: ÜÇÜncÜ Sua
Allah c.c. razı olsun abim emeğine sağlık...
-
Cevap: ÜÇÜncÜ Sua
Rabbim bu hakikatları hayatımıza tatbik etmeyi nasip etsin ...Emeklerinize sağlık