Çocuklar imtihan vesilesidir
Bu konuda söyleyecek çok sözün, verecek çok misalin olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak bizler diğerlerine numûne olur, merak ve gönül kapılarını açar ümidiyle birkaç misali paylaşmak istiyoruz. Söze de, Büreyde (radıyallahu anh)ın anlattığı bir hatırayı paylaşarak başlamayı tercih ediyoruz.
Büreyde anlatıyor: "Resûlullah (sav) bize konuşma yapıyordu. Hasan ile Hüseyin çıkageldi. Üzerlerinde kırmızı uzun elbiseler vardı. Yürüyorlar, yürürken ayakları takılıyor, sendeliyorlardı. Resûlullah (sav) konuşma yaptığı minberden indi, her ikisini de kucakladı ve getirip minberde önüne koydu. Sonra: "Mallarınız ve çocuklarınız imtihan sebebidir" [Teğâbun Sûresi (64) - Ayet 15] buyuran Rabbimiz ne doğru buyurdu. Bu iki çocuğun yürüyüşünü ve sendeleyişlerini gördüm, sabredemedim; sözümü kestim ve onları kaldırıp getirdim" dedi. [Ebu Davud, Tirmizi]
Bu hatırayı yâd ettikten sonra da o an yaşananları zihnimizde canlandıralım: Allah Resûlü (sav) minberde sahabelere konuşma yaparken küçük Hasan ile Hüseyin üzerlerinde kırmızı uzun elbiselerle mescide geliyorlar. Henüz dengelerini tam kuramıyor, uzun elbiseleri de yürümelerini zorlaştırdığı, ayaklarına takıldığı için zaman zaman sendeliyorlar.
Resûlullah (sav) Efendimiz konuşma yaparken onların bu halini görüyor, sevgiyle kanı kaynıyor ve minberden inerek onları kucaklıyor, kucağında taşıyarak minbere çıkarıyor ve önüne oturtuyor. Onları görünce dayanamadığını da sahabelere söyleyerek yavrulara karşı hissettiği duyguları onlarla paylaşıyor, sonra da konuşmasına devam ediyor.
Allah Resulü'nün yaptığı bu konuşma daha sonraki yıllarda bütünüyle hatırlanıyor mu, bilemiyoruz. Ancak bu hadise unutulmuyor. Ayrıca Allah Resulü'nün müminlere: "Şüphesiz sahip olduğunuz mallar ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Allah katındaki ecir ise çok daha büyüktür" (Teğâbün 64/ 15) ilâhî ikazını da hatırlatıyor.
Ayet-i kerimenin mana inceliğine dikkat ediniz.
Sahip olunan malların ve çocukların çok ciddî bir imtihan vesilesi olduklarını vurguladıktan sonra Allah katındaki ecrin bütün dünya menfaatlerinden daha büyük olduğuna dikkat çekiyor. Böylece bir nevi çocuklara ve dünya malına sevgi ve düşkünlüğün varlığı vurgulandıktan sonra hiçbir sevgi ve düşkünlüğün, Allah'ın huzuruna çıkılarak muhasebe görüleceği gerçeğini unutturmaması, göz ardı ettirmemesi isteniyor. Çünkü o muhasebenin neticesi ebedî saadetle bağlantılıdır. Elbette ebedî azap ve dehşet ile de...
Dünya malı bir nimettir
Dünya malı bir nimettir. Çocuklar ise çok farklı bir nimettir. Onlarla olan bağlarımız, onlarla ilgili duygularımız, onlara karşı hareketlerimiz nikmete dönüşmemeli, ebedî hayatta da nimet olmaya devam edebilmelidir.
Allah katındaki ecri unutanın veya hesaba katmayanın sevgisi ve düşkünlüğü çok defa daha dünyada iken bitecek, acı ve eziyete dönüşecektir.
Dünya malı imtihan vesilesidir. Nereden nasıl kazanıldığıyla, nasıl sarf edildiğiyle, şükrünün eda edilip edilmediğiyle...
Çocuklar da imtihan vesilesidir. Nesebinin sıhhatiyle, dünyaya gelişinden itibaren nafakasının teminiyle, diğer ihtiyaçlarının giderilmesiyle, korunup gözetilmesiyle, gösterilmesi gereken ilgiyle, sevgiyle... Edeb, terbiye ve eğitiminin hak yolda sarsılmadan ilerleyebilecek şekilde yapılıp-yapılmasıyla veya yapılması için gereken gayretin gösterilip-gösterilmesiyle.
Onların hatalarının doğrultulması için sarf edeceğimiz gayretlerle. Bu hataların savunulup savunulmamasıyla... Bizi doğrularımızdan koparıp koparamamasıyla... Allah'a olan vazifelerimiz konusunda bizi meşgul edip etmemesiyle. Kibir ve gurur kaynağımız olup olmamasıyla. Ahireti unutturup unutturmamasıyla. Onlara göstereceğimiz sevginin sadece dünya menfaatlerine bağlı olup olmamasıyla...
Kısaca onlar da, dünya malı da gerçekten küçük-büyük bir dizi imtihan vesilesidir. Çocukların imtihanı şüphesiz daha büyük ve çeşnilidir. Çocuklardan söz ederken söze sevgi, ilgi ve dua ile başlamak en güzel olandır.
Çocuklara ilgi ve sevgi
İlgi ve sevgi her insanın hoşuna gider. Büyüklerin bile ilgi ve sevgiye ihtiyaçları vardır. İlgi ve sevgi hemen hemen her insan üzerinde müspet tesirler bırakır. Onun duygu, düşünce ve davranışlarında olumlu yönde değişikliklere sebep olacağı inkâr edilemez bir gerçektir.
Çocukların sevgi ve ilgiye olan ihtiyaçları ise şüphesiz daha fazladır. Bu onların şahsiyetlerine, düşünüş şekillerine, zekâlarının ve güven duygularının gelişmesine, bedenî ve ruhî sağlıklarına tesir eder.
Dikkat edilirse insanı en güzel fıtrat üzerine yaratan Rabbimiz, çocuğu da sevgiye, şefkate, yakınlık göstermeye, dikkatleri üzerine çekmeye uygun yaratmıştır. Esasen her canlı yavrusu kendi çerçevesinde sevimlidir. Safiyane, enerji dolu ve sevimli hareketleri ve davranış şekilleriyle hemen göze ve gönüllere hitap ederler.
Bir kuzunun, bir tayın, bir kedi yavrusunun davranışlarını göz önüne getiriniz. Onların davranışları, büyüklerinin davranışlarından ne kadar farklıdır ve dikkat çekicidir. İçten gelen bir ses sanki size "yakala ve sev" der.
İnsan yavrusunun sevimliliği ise diğerlerinden çok daha farklıdır. Küçücük parmaklarını oynatışı, yumuk ellerini uzatışı, gülünce gözlerinin içinin de çocuksu bir saflık ve samimiyetle gülüşü, yanakları, cilt tazeliği, sevinince koy verdiği sevinç çığlıkları, koşuşturuşu, seslenişi, üzülünce veya ağlamaklı olunca dudaklarını büzüşü ve daha nice davranışları ne kadar sevimli, sevgi ve şefkat uyandırıcıdır. Kalbi katılaşmamış, selim fıtratlı birisi ebetteki onun davranışları karşısında kayıtsız kalamaz.
Resûlullah (sav) Efendimizin çocuklara karşı sevgisi, yakınlığı, şefkatli muamelesi ise hayran olunacak boyutlardadır. Son derece tabii, tekellüfsüz, tevazu ve içtenlik doludur.
Efendimizden bize ulaşan hatıraların bir kısmını yâd etmek bu konuda bize bilgi verecektir. Ayrıca bu hatıraların yâd edilmesinde, dilden dile, gönülden gönüle aktararak yaşatılmasında ve örnek alınmasında da büyük fayda olduğuna inanıyoruz.
Daha önce dünyaya yeni gelen bebeklerin Resûlullah (sav) Efendimizin kucağına verildiği, Resûlullah'ın onları kucakladığı, tahnikte bulunduğu ve onlara dua ettiğiyle ilgili hadisler nakletmiştik. Yine Aişe Vâlidemiz'den gelen ve genel mana ifade eden bir hadiste: "Resûlullah'a çocuklar getirilir, o da bu çocuklar için dua ederdi" denilir. [Buhari]
Gelecek günlerde çocuklarla ilgili Asr-ı Saadetten bizlere ulaşan ve çocuklara duyulan sevgiyi ifade eden hatıraları paylaşacağız. O, bizim yol gösterimiz ve hidayet rehberimizdir.
Şerafeddin Kalay
Araştırmacı yazar
Cevap: Çocuklar imtihan vesilesidir
Dünya malı bir nimettir
Dünya malı bir nimettir. Çocuklar ise çok farklı bir nimettir. Onlarla olan bağlarımız, onlarla ilgili duygularımız, onlara karşı hareketlerimiz nikmete dönüşmemeli, ebedî hayatta da nimet olmaya devam edebilmelidir.
Allah katındaki ecri unutanın veya hesaba katmayanın sevgisi ve düşkünlüğü çok defa daha dünyada iken bitecek, acı ve eziyete dönüşecektir.
Dünya malı imtihan vesilesidir. Nereden nasıl kazanıldığıyla, nasıl sarf edildiğiyle, şükrünün eda edilip edilmediğiyle...
Çocuklar da imtihan vesilesidir.
yine çok güzel ,faydalı bilgiler,ve anlamlı bir konuya değinmişsin eRaSeR paylaşımın için teşekkürler.
ALLAH C.C Razı olsun .Dua ile...
Cevap: Çocuklar imtihan vesilesidir
Çocukla İmtihan
Fethullah Gülen
Hz. İbrahim (as) ve Hz. Zekeriyya'nın (as), Yaşlılıklarında Çocuk Arzularının Altında Dünyevî Bir İstek Yatmakta mıdır? Bu Hâdiselerin Bize Bakan Hikmetleri Neler Olabilir?
Evvelâ, Kur'ân-ı Kerim'in beyanına göre, Hz. İbrahim ve Hz. Zekeriya'da çocuk sahibi olma arzusu vardı. Ben, bu arzuyu; tertemiz bir şecereden tevarüs ettikleri ilâhî bir gerçeği temsil edebilecek bir sürgün arama cehdi şeklinde değerlendirmenin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Zira enbiya-yı izam dünya malına ve çoluk-çocuk sevdasına, onların zatlarına bakan yanlarıyla kat'iyen iltifat etmemişlerdir.
İnsanlığın İftihar Tablosu (s.a.s)'nun; Biz peygamberler miras bırakmayız.' hadisi de bu hakikate işaret etmektedir. Peygamberlerin bıraktıkları miras, peygamberlik ilmi ve nübüvvet davasıdır. Bu itibarla da onlar, kendi sulblerinden gelecek olan temiz nesiller tarafından bu kudsî davanın temsil edilmesini arzu etmiş olabilirler.
Sâniyen, onların yaşlılıklarında çocuk sahibi olmaları, diğer mucizeleri gibi esbap alaşımlı ayrı bir mucizedir. Kur'ân-ı Kerim'de Hazreti Zekeriya (a.s)'nın mucizesine işaret eden 'Zekeriyya: 'Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı, eşim de zaten bir kısır.' dedi. Allah: 'Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar.' buyurdu' (Âl-i İmran, 2/40) âyeti, her şeyi gayet net olarak ortaya koymaktadır. Âyette geçen 'âkir' yani hayızdan nifasdan kesilmiş sözcüğü bu mucizenin en önemli referansıdır.
Sâlisen, beşerin sıkıntılı, bunalımlı, karanlık dönemlerinde Allahu Teâlâ, insanlar arasında sürekli taze sürgünler meydana getirerek insanlığa yeni 'ba'sü ba'de'l-mevt'ler yaşatmıştır. Zamanın ve beşerin iyice ihtiyarladığı bir zaman diliminde inşaallah O, yeni Yahyalar, İsmailler lütfederek, onların eliyle insanlara bir kere daha diriliş yollarını açacaktır.
Evet, insan dünyada kendisine verilen her şeyle imtihan olur. Hz. İbrahim ve Hz. Zekeriya'nın çocuk sahibi olma istekleri, peygamberane bile olsa, zahirî yönü itibarıyla dünyayı talep gibi göründüğünden, her ikisi de evlâtlarından dolayı ciddî imtihanlara tâbi tutulmuşlardır. Hz. İbrahim (a.s), belki isteğini içinde tuttuğu için, çocuğunu kesme emriyle Hz. Zekeriya (a.s) ise, açıktan istekte bulunduğu için hem kendisi hem de oğlu, ümmetleri tarafından kesilmekle imtihanın peygamberâne olanını yaşamışlardır.
Cevap: Çocuklar imtihan vesilesidir
varlığıda yokluğuda büyük bir imtihan rabbim kolaylıklar nasip etsin inşallah
paylaşımlar için Allah CC razı olsun
Cevap: Çocuklar imtihan vesilesidir
Allah razı olsun çocuklar için bizim için imtihan vesilesii