Ey gönül! İşlediğin suçlara, kusurlara karşılık, Hakk'tan özür dilemek için neler düşünüyorsun? O'ndan sayılamayacak kadar lütuflar, iyilikler, ihsanlar, vefalar gelmede, senden de bunca hatalar, kusurlar, cefalar görünmede...
O'nun tarafından, bunca keremler, senden ise manasız aykırı işler; O'ndan pek çok nimetler, senden ise sayılamayacak kadar çok hatalar, suçlar, günahlar...
Senden bunca haset, bunca kötü düşünce, bunca dedikodu. O'ndan ise bunca ihsan, bunca lütuf, bunca iyilikler…
Yaptığın kötülüklerden, işlediğin günahlardan pişman olup ta, candan ‘Allah!’ dediğin zaman, seni belalardan kurtarmak için senin imdadına yetişen, sana o duyguyu veren, kendini hissettiren O'dur.” diyor Hazreti Mevlana!
Bütün bunları bize karşılıksız olarak veren Rabbimize karşı nasıl bir sorumluluk içerisindeyiz hiç düşündük mü acaba?
O Allah ki, yer ve gök ve arasında yaratılmış her ne varsa eksiksiz bir nizam ve intizam içerisinde yaratan ancak O’dur.
O Allah ki, mutlak hâkim ve mutlak galip olandır.
O Allah ki, kahredici bir güç ve kudret sahibidir. Büyük bir sabır ve merhamet sahibidir, kullarının fiillerine, tarafından belirlenmiş bir vakte kadar sabreden ve onları affetmek için çeşit çeşit fırsatlar yaratarak merhamet eden Rabbimizin şanı ne yücedir.
"kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. kulum bana bir kulaç yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. kulum bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim.” (hadisi kutsi)
ALLAH'Ü ZÜLCELAL'İN MERHAMETİ HER DAİM ÜZERİNİZDE ÜZERİMİZDE OLSUN İNŞAALLAH....
(KAYNAK : GÜLİSTAN DERGİSİ)