Oturarak namaz kilan İmama nasil uyulur?
823- Enes b. Malik (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), ata binmişti ve attan düşmüştü, sağ tarafı incinmişti, namazlarından birini oturarak kıldı. Biz de arkasında namazımızı oturarak kıldık. Rasûlullah (s.a.v) namazı bitirince şöyle buyurdu: “İmam kendisine uyulandır. O ayakta kılarsa siz de ayakta kılın, rükû’a gittiğinde siz de rükû’ edin. “Semiallahü limen hamideh” deyince siz de “Rabbena lekel hamd” deyin. İmam oturarak namaz kılarsa siz de oturarak namazınızı kılın.” (Dârimi, Salat: 44; Buhârî, Ezan: 51)
824- Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) son hastalığında iyice ağırlaşmıştı Bilal namaz vaktini bildirmek için gelmişti de Rasûlullah (s.a.v): “Ebû Bekir’e söyleyin insanlara namazı kıldırsın” demişti. Ben: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ebû Bekir yufka yüreklidir. Senin makamına geçtiğinde sesini cemaate duyuramaz. Ömer’e emretsen de o kıldırsa” dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Ebû Bekir’e söyleyin namazı kıldırsın” buyurdu. Bunun üzerine Hafsa’ya bir de sen söyle dedim o da söyledi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Sizler Yusuf zamanındaki kadınlar gibisiniz, Ebû Bekir’e söyleyin cemaata namazı kıldırsın” buyurdu.
Ebû Bekir’e söylendi. Ebû Bekir namaza başladığında, Rasûlullah (s.a.v) kendisinde biraz hafiflik hissetti, iki kişiyle birlikte yürümeye başladı, ayakları yerde sürünüyordu. Mescide gelince Ebû Bekir, Rasûlullah (s.a.v)’in geldiğini hissetti ve geri çekilmek istedi fakat Rasûlullah (s.a.v) olduğun yerde dur diye işaret etti sonra gelip Ebû Bekir’in sol tarafına oturdu. Rasûlullah (s.a.v), oturarak insanlara namaz kıldırıyordu. Ebû Bekir ise; ayaktaydı ve Rasûlullah (s.a.v)’e uyuyordu cemaat de Ebû Bekir’e uyuyordu. (Dârimi, Salat: 44; Buhârî, Ezan: 67)
825- Ubeydullah b. Abdullah (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe’nin yanına vardım. “Bana, Rasûlullah (s.a.v)’in hastalığından bahsetmeyecek misin?” dedim. O da şunları anlattı: “Rasûlullah (s.a.v)’in hastalığı ağırlaşınca: “Cemaat namaz kıldı mı?” diye sordu. Biz: “Hayır, Ey Allah’ın Rasûlü! Seni bekliyorlar dedik. O zaman, Rasûlullah (s.a.v) bana: “Leğen içerisinde su hazırlayın” dedi. Biz de hazırladık gusletti, kalkmaya davranırken tekrar bayıldı sonra ayılınca: “Cemaat namazı kıldı mı?” buyurdu. Bizde hayır seni bekliyorlar dedik. Bana leğende biraz su getirin buyurdu. Getirdik tekrar yıkandı kalkmaya davranırken tekrar bayıldı. Üçüncü defa aynı şeyler oldu. Cemaat ise mescidde yatsı namazı için Rasûlullah (s.a.v)’i bekliyorlardı. Rasûlullah (s.a.v) cemaate namaz kıldırması için Ebû Bekir’e haber gönderdi. Haberci Ebû Bekir’e gelip: Rasûlullah (s.a.v) sana cemaate namaz kıldırmanı emrediyor dedi. Ebû Bekir yufka yürekliydi. Ömer’e cemaate namazı sen kıldır dedi. Ömer cevaben: Sen bu işe benden daha layıksın dedi. Rasûlullah (s.a.v)’in hastalık günlerinde cemaate namazı Ebû Bekir kıldırdı. Sonradan Rasûlullah (s.a.v), vücüdunda hafiflik hissetti ve iki adam arasında -ki biri Abbas idi- öğle namazı için çıktı. Ebû Bekir Rasûlullah (s.a.v)’i görünce geri çekilmek istedi. Fakat Rasûlullah (s.a.v) geri çekilmemesi için işaret etti ve yanındaki iki kişiye de Ebû Bekir’in yanına oturtmalarını emretti. Ebû Bekir ayakta namaz kıldırıyor insanlarda ona uyuyorlardı. Rasûlullah (s.a.v)’de oturduğu yerde namaz kılıyordu. Ravi diyor ki: İbn Abbas’ın yanına girdim; “Aişe’nin, Rasûlullah (s.a.v)’in hastalığına dair anlattıklarını sana da anlatayım mı?” dedim. “Peki anlat” dedi. Ona anlattığında hepsini doğruladı sadece “Aişe, Abbas’la birlikte Rasûlullah (s.a.v)’in yürümesine yardım eden diğer kimsenin ismini söyledi mi?” dedi.
Hayır dedim. “O, Ali (r.a)’dir” dedi. (Dârimi, Salat: 44; Buhârî, Ezan: 67)