Bu toplumun en büyük hastalıklarından biri de Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bizi bu hususda uyardığı ve nehyettiği halde bugün bir çok müslümanın sürüklene durduğu körü körüne takliddir.
Abdullah İbn-i Mes’üd radıyallahu anh’un bir rivayetinde Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Sizden hiçbiriniz “el-imme’a (hiçbir görüşü olmayan, herkes ne derse onu diyen) olmasın. “Ben insanlara bakarım. Onlar iyilik yaparsa ben de yaparım, günah işlerse ben de işlerim”demesin. Aksine nefsinizi alıştırın. Onlar iyilik yaparlarsa siz de yapın, kötülük yaparlarsa siz yapmayın.”
Yine Buhari ve Müslim’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur:
(Bir zaman gelecek) karış karış sizden öncekilere uyacaksınız. Şayet keler deliğine girseler (Bugün Avrupa ve Amerika’yı taklid ettiğimiz gibi, siz de onları taklid edeceksiniz ve) siz de o deliğe gireceksiniz” buyurmuştur.
Bir çok genç ve erkek kadın müslümanlar bulaşıcı taklid hastalığına yakalanmışlar, tırnaklarını ve bıyıklarını uzatmışlar, erkekler sakallarını kesmiş, kadınlar açılıp saçılmış ve haya gerdanını çıkarmışlardır.
Devamlı olarak yüz ve saçlarda bu gayrı ma’kül taklidin görüldüğünü müşahede ediyoruz.
Hakiki müslümanlar ise görüntüsü ile seçkin ve sağlam şahsiyete sahip olanlardır.
Çirkin hareketlerden uzak, adetlere esir olmamış, sünnetlere kendini bağlamış hür kişilerdir.
Heva ve hevesleri bunlarla oynamaz.
Zahiri görünüş onları aldatamaz; bozgunculuk kervanına da asla katılmazlar