Ölü Çiçekler...

http://www.zumrutcicek.com.stabilisi...esimi/1794.jpg

Öyle çok uzun boylu değil di mesele..

Öyle gittikçe giden çeşidinden de değil..

Birkaç damla yağmur..

Sabahı zor olan geceler..

Kalpçe bir şeylerdi…

Öyle karışıkta değildi..

Yaz günü, kış günü, bir iki oruç ayı

Biraz nemli biraz soğuk biraz subaşı şeylerdendi..

Yara denmez belki acı da belki alabildiğine sevgili bir şeydi…

Hayat heyhat dolu cümleleriyle..

Elleri gözleri gibi şeylerle işliyordu varlığı..

Ve yoklukta onların olmadığı anların izleriydi..

İçi kıyılır gibilik..hani bir şeyler olur gibiisnden benzerlik içeren diretmelere de benzemez..

Gitmek se alıp başını gitmekti..

Heyulam şilebezi..Muhayilem kağıt..Kafeni ağıttan müteşekkil yıkımları da taşımıyorum içimde bu sıra şu an az önce demin gibi..

Yine ömrün eyvahlık geçitlerinde tükenen sermayemi bir çift çizgiyle ay cemale atfen intizar etmenin baki ucunu açmaktı gönlün ekime elverişli alanlarında..Ekeneklerin intizarı…

Bilir misin sen ve bilmemelisin aslında ve anlamamalısın nasıl oldu bittiye geldiğini ve tesbihinin boncuklarına dizilmiş benliği sabırla çekerken her şeyin başlayıp başlayıp bittiğini..bittiğinin başladığı yerlerin bambaşkalığını…

Öyle çok muamma..

Öyle naçar dilpençe suskunluklar da değildi şu aydınlığın külhanlığı..

Öyle karanlığa kabadayılık geceye nara çekmek,dibine dibine konuşmak ile mangalın rüzgara peşrevi de değildi..Uzaktan bir tren geçti..Bir otobüse el salladık..Bir yolcu uğurladık bir asker bıraktık kışlaya bir vedia tevdi ettik türaba..Ve ölümün kendisi yaşamak istedi…

Öyle aman aman da bir şey değildi..Un kurabiyesi bir iki tür yaş pasta..Bir iki dilim susamlı börek..Çörek otlu az pişmiş bir çile..Avuçlarını koklamak istediğim dualar…

Şu her neyse var ya her neyse..ameliyat iğnesinin deriden her çıktığı anın soluğumudur nedir..İçini boşaltıyor içimin…

Öyle abartılacak bir şeyde değil belki ayrılık..Belki bir olanın olmamak görüntüsüyle mutlaka olduğu bir alemde olmuş olmanın bir vade binaen olmak ihtimalinin muhtemel umusunda sabrı gibi..beklemek beklemek beklemek..cansız bir uçurmayı farazi bir gökyüzünden beklemek…

Çok zor bir şey de değil yanmak kandilce..Sokak varsa cadde uğulduyorsa o günden beri..Ve aynı karanlık kararlılıkla karartıyorsa karanlığı akşam ve sonrası zor değil bendince bir alev olmak…

Öyle bittim şikarım ben ceylanın kuzusuyum hani sekte-i halimin sektiği şu pat patikada, ip iri gözlerimin yaşardığı nazenin naif çırpınışların, sultanımın firakıyla geda olmuş bir köle-i kulubun viranesinde feryad etmekten aciz bir cefayım filan..Rikkat-i aşkın şapşal şapşal kaldığı anlarda değil..Ki eğer acımak ve acınmak varsa olmadı ki aşk..Belki beklersin ki beraber mevte mazhar olalım..Hani beceremedi şu nahiyenin mal müdürü belediyesi kaymakamı bilmem feleği vs..Bari gelsin şu terhis meleği de davamız ötelere taşınsın ..var mı cesareti şu meydanı haşirde ben şu dünyayı faniyede şu leyla denilen asude güzeli sevdim seveli marifet-i tamda hayli füyüzat ile ilme malikim..Belki vardır şu sevdamın yoldaşı ile tutuşmuş muhabbet yetisinin yetimliğini,ol sermedi mahbubun vedut menzilesindeki tecellisine rahmet ışığı merhamet şuasına emnü eman ile emanet ettim..Bakiyesini düşünmem gayri..Vazife-i memlukiyetimin boyun büktüğü hal ile uhdemde deruhte ettiğim vezaife doğru say ederim..gibi…

Öyle çok derin de değildi..

Söyledim deniz maviyse gölde mavi..

Ve her renkte maviden müteşekkil bir şebekenin suç örgütü değildi..

Bazı mor bazı siyah bazı eflatun bazı sarı..bazı bej ila ahir…

Öyle sap sahipsizlik te değil yaşamak..Öyle düz duvarda değil maniler..Kim gide kim kala işlerinin muhasipliğini yapan simsarlıkta değil…

Belki sağlam bir nefes çekerek içine..

Öyle ciğerlerini şişirerek ..bir “Hu” çekmektir ardından önünden bilmem hangi yönünden.. ne pervaza kalkmış ne yolu tutmuşsa…

Öyle kaybolmakta zor değil aslında..Bir minik toz zerresi..bir kurşun kalem çentiği..Bir silinebilir leke olarak yok olmakta..

Her neyse… Bakiyesi günün aydınlığında bir demli çaydır belki…

Şekerini karıştır karıştırabilirsen gibi…

Evet bitti…

…m vs…………….