çocuğa yapılacak ilk telkin
Çocuk dünyaya gözlerini açınca, yıkanıp kundaklandıktan sonra yapılacak ilk iş, sağ kulağına Ezan-ı Muhammedî, sol kulağına kâmet okumak, ikinci yapılacak iş ise güzel bir isim koymaktır.
Ebu Râfi -radiyallahu anh- der ki:
“Fâtıma -radiyallahu anhâ- oğlu Hasan -radiyallahu anh-ı doğurduğu zaman, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-i kulağına ezan okurken gördüm.”(Tirmizi: 1514)
Çocuğun konuşmaya başladığı, kendisine söylenenleri tam olarak anladığı ve kendi düşüncelerini az çok ifade edebildiği yaşlardan itibaren dini esasların öğretimi yapılabilir.
Çocukta temyiz alâmetleri görülünce kontrol altına alınması gerekir. Bunun ilk işareti de hayâ belirtilerinin zuhurudur. Ne zaman utanarak bazı şeyleri yapmayı terkederse, bu durum akıl nurunun onda doğduğunu gösterir. Belli bir olgunluk seviyesi hâsıl olmadan öğretime zorlamak, fayda değil zarar getirir.
Çocuğa ilk öğretilecek şey Tevhid inancıdır.
Abdullah bin Abbas -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edildiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuştur:
“Çocuklarınızı ilk olarak ‘Lâ ilâhe illâllah’ kelime-i tevhidi ile açınız, ölüm anında onlara ‘Lâ ilâhe illâllah’ sözünü telkin ediniz.”(Hâkim)
Allah inancı küçük çocuklara onların anlayabileceği sade ve açık bir dille anlatılmalıdır. Çocuklarda küçük yaşlardan itibaren imanla birlikte ibadet şuurunun da geliştirilmesi gerekir.
Bir müslümanın kendisinin namaza bağlı bulunması yeterli olmayıp ev halkının da namaza bağlılığını sağlaması istenmektedir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de onda sebat ile devamlı ol!”(Tâhâ: 132)
Müslüman çocuğunun ilk önce eğitilmesi, alıştırılması gereken şey namazdır, çünkü dal küçükken eğilir.
Küçük çocuklara namazın dışındaki ibadetler hakkında da bilgi kazandırılması, bunlardan uygun olanların zaman zaman tatbik ettirilmesi de çok önemlidir.
Nitekim Asr-ı saâdet’teki uygulamanın da bu şekilde olduğu görülmektedir.
Aşure orucu tutulurken büyüklerle birlikte çocuklar da oruç tutmuşlardır.
Rubeyyi’ binti Muavviz -radiyallahu anhâ- der ki:
“Bundan sonra artık biz bu orucu tutmaya ve küçük çocuklarımıza da Allah’ın izniyle tutturmaya başladık. Mescide gider çocuklarımıza renkli yünden yapma oyuncaklar verirdik. Onlardan biri yemek için ağlarsa iftar zamanı oluncaya kadar oynamalarını sağlardık.”(Müslim: 1136)
Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-, oruç yiyen bir kimseye serzenişte bulunarak:
“Nasıl oruç yersin, halbuki bizim çocuklarımız oruç tutmaktadır.”buyurmuştur.
Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazerâtı çocuklarını toplar, iftar vaktinde kabulünü umarak Allah-u Teâlâ’ya duâ ederlerdi.
ÖMER ÖNGÜT
Cevap: çocuğa yapılacak ilk telkin
çok önemli bir konu Allah razı olsun...