Cevap: Vahiy'i Anlayabilmek...
Hevâsina tâbi oldu. Hevâ ve heveslerini putlastirdi. Allah’in âyetlerinin içinden siyrilip çiktigi için, Allah’in âyetlerinin korumasindan mahrum kaldigi, hayatini düzenleyecek Allah âyetleri güdümlü, vahiy kaynakli bir programi kalmadigi için elbette artik onun yapabilecegi baska bir sey yoktur. Artik böyle bir adam seytanlarin maskarasi olmaktan, kurtulamayacaktir. Alçak dünyanin alçak makamlarini elde edecegim diye, filanlar bana biraz makam verecekler diye, zengin olacagim diye, söhrete ulasacagim diye, evim, apartmanim, arsam, dükkanim tezgahim olacak diye bir ömür boyu çirpinip duracaktir artik. Arzusu, hevesi, hevâsi, keyfi kendisine neyi fisildamissa, onlarin pesinde kendi kendisini helâk edecek bir hayatin içinde yuvarlanip gidecektir artik cehenneme kadar. Allah diyor ki:
Iste bunlar tipki köpek gibidirler. Üzerine gitsen de, kendi haline biraksan da, dilini sarkitip soluyan köpegin durumu gibidir. Sen onlara bu kissayi anlat, belki üzerinde düsünürler.
Burada Rabbimizin bu tip insanlari köpege benzetmesini bir kaç vecihte anlamaya çalisiyoruz:
Bildigimiz gibi köpek bir türlü doyma bilmeyen, sürekli cigeri açlikla yanan bir hayvandir. Doyumsuzlugu simgeleyen bir hayvan tipidir köpek. Sehvetine ve bogazina düskünlügü yüzünden basina gelmedik kalmaz köpegin. Bu doyumsuzlugundan ötürü onun üzerine bir tas atsaniz bile acaba yiyecek bir sey mi atildi diye onun pesinde kosturur.
“Yelhes” diyor Rabbimiz. Yâni zirve noktasinda zilletin ve sifiri tüketmenin ifadesi. Üzerine gidilip zor durumda birakildiklarinda da solurlar, kendilerine herhangi bir baski yapilmayip serbest birakildiklari zaman da solurlar.
O kadar hos anlatiyor ki Rabbimiz, zamanimizda Allah’in âyetlerini bilen, kitabin âyetlerini taniyan, dinden diyanetten haberdar olan kimi prof, kimi doktor, kimi doçent, kimi müdür ve amirler görüyoruz ki, bugün, tipki burada anlatilan köpek gibi din adina türlü türlü naneyi yemektedirler. Allah’in lütfu keremiyle kitap ve sünnet bilgisine ulastiklari halde kitabin âyetlerinden siyrilarak köpeklige özenmektedirler. Üzerlerine varsan da solurlar, varmasan da solurlar. Üzerlerine gidilip baski yapilsa da pes ifadesi gösterirler, kendi kendilerine iken de.
Yâni zorlanmadiklari zaman da ayni tavri sergilerler. Yâni mecbur degillerken bile teslimiyet izhâr edip el kaldirirlar. Hani bir sorusturma, bir sikistirma söz konusu oldugu zaman neyse de hiçbir baskiya maruz degillerken bile yine düzen adina, yine güçlüler adina dini yamultmadan yana, dini zâlimler lehine bozmadan yana bir tavir sergiliyorlar. Dinlerini, dünyalari adina satmis, üç kurusluk dünya menfaati için dinlerini dünyalari haline getirmis, dinlerini dünyalarina yama yapmis, dünyalik bir kisim makamlar adina Allah âyetlerinden uzaklasmis, konumlarimiz sarsilacak endisesiyle Allah âyetlerini her yerde gündeme getirmekten korkan, bu korkularindan ötürü gündeme getirmedikleri âyetlerden kopmus, uzaklasmis, Allah âyetlerini kendileri için islemez hale getirmis bu insan tiplerinin böylece köpeklestiklerine sahit oluyoruz bugün.
Ne atarsan kendilerine, onu yiyecek bir sey zannederler. Daima kendi çikarlarini düsünürler. Herhangi bir kapidan kendilerine bir seyler geldi mi belki ileride bunun devami gelecektir diye o kapiya sadik kalmaya özen gösterirler. Baska bir kapidan biraz fazlasi geldigi zaman önceki kapiyi unutup bu defa da oraya sadik kalirlar. Iste Allah kapisini unutmus, Allah âyetlerinden uzaklasmis baska kapilarda kemik arayan materyalist insan tipleri. Hangi kapidan ne atilacak diye o kapilar hatirina dini gündeme getirmeyerek ya da o kapilarin istedigi biçimde Allah’in âyetlerini yorumlayarak beklesip dururlar. Devletten bir makam koparabilme hatirina Allah’in dinini egip bükerler. Zâlim iktidarlarin bozuk düsüncelerine, Islâm disi hayat-larina Kur’an’dan ve sünnetten destekler bulmaya çalisirlar. Allah âyetleriyle zâlimleri desteklemeye çalisiyorlar.
Bu köpeklerin bir özelligi de Allah’in dini gündeme geldigi za-man, Allah’in yüce âyetleri okundugu zaman, Allah’in sistemi ortaya konuldugu zaman, sistem için bir tehlike söz konusu oldugu zaman her birinin bir inden uluyup ürmeleridir. Birisi çikip Allah âyetlerini gündeme getirdigi zaman buna tepki olarak bu köpeklerden bir tanesinin ürmesiyle ötekilerin de hep bir agizdan onu takip ettiklerini ve o müslümanin sesini solugunu bogmaya ve meydana getirdigi tesiri silmeye çalistiklarini görüyoruz.
Allah için bu âyetlerle kendimizi bir sorgulayalim. Eger su anda müslümaniz diyen bizler Allah’in kitabiyla ve Rasûlünün sünnetiyle ilgisiz bir hayatin içindeysek, hayatimizi kitap ve sünnete sormadan yasiyorsak veya kitabi bildigimiz, tanidigimiz halde, Allah’in âyetlerinin bilgisine sahip oldugumuz halde yine de kitap kaynakli bir hayata yanasmiyorsak; o zaman bilelim ki, bizler de bildigimiz o âyetlerle yücelmek yerine, dünya ve âhirette serefli bir hayata talip olmak yerine dünya ve âhirette rezil bir hayatin mahkumu olanlardan olacagiz demektir. Allah âyetlerini birakir da hevâ ve heveslerimiz istikâmetinde bir hayat yasamaya kalkisirsak o zaman bilelim ki biz de köpeklige raziyiz demektir.