Îkinci Rekatte Doğrudan Kıraate Başlamak
Bilindiği gibi, birinci rekâtte Sübhaneke okunduktan sonra EUZÜ BÎLLAHÎ MÎNE'Ş-ŞEYTANİ'R-RAOIM denildikten sonra BESMELE söylenir ve öylece kıraate başlanırdı. Gerek Sübbaneke'yi okumak, gerekse eûzü-besmele- çekmek sünnettir. Ancak ikinci ve müteakip rekâtlere kalkıldığında yine eûzü-besmele çekmek sünnet midir? Bu hususta tesbit edilen bir hadîs mevcuttur. Önce onu, sonra da mez*heplerin tesbit ve istidlallerini nakledelim.
İlgili hadîs : ,
Ebu Hüreyre (R.A.) den yapılan rivayette, demiştir ki : «Resûlüllah (A.S.) Efendimiz (namazda) ikinci rekâte kalkınca,
doğrudan EL-HAMDÜ LİLLAHİ RABBİ'L-ÂLEMÎN diyerek kıraate ıslardı ve bu arada biv sekte yapmazdı.»
Hadîsin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır :
1- İkinci rekâte kalkıldığında sübhaneke okunmaz.
2- İkinci rekâtte kıraatten önce eûzü-besmele çekilmez. Hadîsin ışığında mezhep imamlarının tesbit ve istidlâllleri :
a) Hanefîlere göre :
Namaza başladıktan sonra kıraatten önce teavvüzde bulunmak, kni EÛZÜ BİLLAHİ MÎNE'Ş-ŞEYTANÎ'R-RACÎM demek sünnettir, u sadece farz ve sünnet namazlarda birinci rekâtte söylenir. Nâfi-; namazlar dört rekât halinde kılmıyorsa -ikindinin ve yatsının dör-er rekât gayr-i müekked sünnetleri gibi üçüncü rekâte kalkıldığın-a da kıraatten önce eûzü-besmele çekmek sünnettir.
Namazın birinci rekâtinde teavvüzde bulunmak imam ve mün-, srit için sünnettir, muktedi, yani imama uyan kimse için sünnet de-ildir. Bu İmam Ebu Hanîfe ile İmam Muhammed'in kavlidir. İmam Ibü Yusuf'a göre, muktedi hakkında da sünnettir, çünkü teavvüz enâya, yani Sübhaneke'yi okumaya tabi'dir.
b) Şafiîlere göre:
Namazın her rekâtinde teavvüz'de bulunmak, yani kıraatten nce EÛZÜ BİLLAHİ MİNE'Ş-ŞEYTANİ'R-RACÎM demek sünnettir. Xinkü her rekâtte kıraata başlanır ve kıraatten önce de teavvüzde lulumüur. Hem iftitah duası, hem teavvüz gizli okunur. Bu, aşikâr e gizli okunan bütün namazlarda böyledir.
Kur'ân'daki ilgili âyete dayanarak namazda Fatiha'dan sonra eavvüzde bulunmak sünnettir, diyenler olmuştur. İmam Şafii, Fâ-iha'dan önce söylenmesini müstehab görmekte ve lafız olarak da, SÛZÜ BİLLAHÎ MİNEŞ'Ş-ŞEYTANİ'R-RACÎM denilmesini, daha uy-;un bulmaktadır.
c) Hanbelilere göre : .
Bu konuda İmam Ahmed'den iki farklı rivayet yapılmıştır. Bir rivayete göre, her rekâtte teavvüzde bulunmak sünnettir. Diğer ri*vayette ise, sadece birinci rekâtte teavvüzde bulunulur. Nitekim bu ikinci rivayete Atâ', el-Hasan, Nahai ve Sevrî de katılmışlardır, yani onların da içtihatları bu doğrultudadır. Hepsi de yukarıdaki Ebu Hü-reyre hadîsiyle istidlal etmişlerdir.
İbn Kudame bu konuyu işlerken şöyle diyor : Zira namazın hep*si bir bütündür... Birinci rekâtte istiazeyi terkeden kimse onu ikin*ci rekâtte okur. Istiftah duasını terkederse onu ikinci rekâtte oku*maz. Çünkü istiâze kıraat içindir. Ama istiazeden önce kıraate baş*larsa, artık o rekâtte istiâze okumaz. Zira yerini kaçırmış bulunuyor.
Şafiî ile îbn Skin, bu hususta 16/98. âyete dayanarak her rekât*te istiâzede bulunmak sünnettir, demişlerdir.
d) Mâlikilere göre :
Farz namazlarda kıraatten önce istiâze getirmez, ancak Rama-zan'da (teravih) namazı kıldıklarında teavvüzde bulunurlar. Namaz dışında Kur'ân okuyan kimse, isterse kıraatten önce istiâzede bulu*nur.
îmam Mâlik'in bu içtihat ve görüşünden anlaşılıyor ki, namaz*da kıraatten sonra teavvüzde bulunulabilir.
Tahliller :
Ebu Hüreyre hadisini Nesâî ve îbn Mâce de tahrîc etmişlerdir. Ayrıca Ebû Dâvud da tahrîc etmiş, ancak sekte lafzını nakletmemiştir.
Çıkarılan Hükümler:
1- Namaza başlandığında istiftah duasından sonra istiâzede bulunmak sünnettir.
2- Namazda sadece birinci rekâtte teavvüzde bulunmak sün*nettir. Bu, Hanefîlere göredir. Şafiîlere ve bir rivayette Hanbelîlere göre, her rekâtte sünnettir.
3- İkinci ve diğer rekâtlerde kıraatten önce sekte meşru' de*ğildir.
4- Kıraatten önce teavvüzde bulunulmaz, namaz dışında Kur'-tn okununca kıraatten önce teavvüzde bulunmak müstehabdır. Bu, Uâlikî'lere göredir. Çünkü 16/98, âyette Kur'ân okunduktan sonra leavvüzde bulunulması emredilmiştir.