İpek Elbise Giyinmek ve Altın Eşya Takınmak Erkeklere Haramdır
Az yukarıda da belirttiğimiz gibi, ipek ve altın en çok tanınan ve yaygın olan iki şeydir. Tarih boyunca ne ipek, ne de altın hiçbir zaman değerini kaybetmemiştir. O bakımdan her ikisi de birer bö*bürlenme, başkasına karşı üstünlük taslama ve gurura kapılma ara*cı olarak bilinir. İslâm dini ise, sadeliği, kardeşliği emreder, sınıf far*kını kaldırır, mü'minleri Allah katındaki durumlarını bir tarağın dişleri- gibi eşit sayar, ancak üstünlüğün, faziletin takvada olduğunu söyler; yani kim daha çok ilâhî hududa bağlı kalıp kötülüklerden sakmabiliyorsa, Allah katında daha değerli ve üstündür. O bakım-dan-erkeği atalete iten, onu bir biblo durumuna getiren, kibir ve gu*rur duygusunun kabarmasına sebep olan ipek elbise ve altın zînet kullanması yasaklanıp haram kılınmıştır. Ellerine, parmaklarına al*tın değil, nasır yakışır. Sırtına ipek değil ter ve emek lâyık görülür.
Kadınların durumu onlarınkinden çok farklıdır. Pazarda, çarşı*da tezgahta, büroda erkekler daha çok çalışır, İslâm kadın erkek bir-arada çalışmayı yasaklamış, her cinsin kendi hemcinsleri arasında çalışmasını uygun görüp vâcib kılmıştır. O bakımdan kadın daha çok ev işleriyle uğraşır, çocuklarını besleyip büyütme, temizleyip sıhhatli yetiştirme işini yüklenir. Kocasına karşı süslenmesi, zînet takınması güzel bir davranıştır, İslâm bunu sünnet veya müstehab kılmıştır. Evinin dışında ise, zînetini teşhir, etmesini yasaklamış ve o ancak kocası için süslenir hükümünü koymuştur. O bakımdan ka*dına hem ipek elbise giyinmek, hem altın takınmak mubah sayılmıştır.
Konuyla ilgili hadîsler:
Ömer (R.A.) den yapılan rivayette, Peygamber (A.S.) Efendimiz' den şöyle işittiğini söylemiştir:
İpek giyinmeyiniz. Doğrusu kim Dünya'da ipek giyinirse, âhiret-te giyinmez.».
Enes (R.A.) den yapılan rivayette Peygamber (A.S.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
Dünya'da ipek giyinen, âhirette dbette giyinemiyece Ebu Musa (R.A.)den yapılan rivayette, Peygamber (A.S) Efendimizin şöyle buyurduğunu söylemiştir:
«Altın ve ipek, ümmetimin kadınlarına helâl kılınmış, erkekle*rine haram kılınmıştır.».
Hz. Ali (R.A.) den yapılan rivayette demiştir ki: «Resûlüllah ÎA. S.) Efendimiz'e sarı çizgili ve altın işlemeli entari veya üstlük hedi*ye edilmişti, onu bana gönderdi, ben de giyindim. AnGak Peygam-ber'in (A.S.) yüzündeki Öfkeyi anladım. Bana dedi ki: «Ben onu sana giyinmen için göndermedim, belki baş örtüsü olcak şekilde kadınlar arasında bölüp vermen için gönderdim.»
Enes (R.A.) den yapılan rivayette deniliyor ki: Enes (R.A.), Pey*gamberimizin kızı Ümmü Gülsüm'ün üzerinde san çizgili veya al*tın işlemeli bir hırka görmüştür.»
Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1- Dünya'da ipek elbise giymen erkekler âhirette ondan mah*rum kalacaklardır.
2- Altın eşya takınmak ve ipek elbise giyinmek ümmetin er*keklerine haram, kadınlarına helâl kılınmıştır.
3- Kadınların ipek başörtüsü veya altın işlemeli ipek başörtü kullanmalarına cevaz verilmiştir.
4- Kadınların ipek entari, ipek dış kıyafet giyinmelerinde bir
takınca yoktur.
Hadîslerin ışığında müctehit imamların görüş, tesbit, istidlal ve ihticaclari:
a) Hanefîlere göre.-
İpek elbise erkeklere haranı kılınmıştır. Bu ister ince, ister ka*lın olsun farketmez. Onlar bu meselede, Ebû Musa hadîsiyle Enes (R.A.) hadisini sened olarak seçip istidlal etmişlerdir. Savaşta erkek*lerin ipek elbise giyinmelerine ruhsat verilmiştir..
b) Şâfiîlere göre:
İpek elbise erkeklere haram, kadınlara helâl kılınmıştır. Ancak giyilen elbise ipek ve diğer bir madde karışımından imal edilmişse, o takdirde eksere göre hükmedilir. İçindeki ipek daha çoksa haram*dır, daha azsa helâldir..
İpek elbiseyi sadece giyinmek değil, onu kullanmak da erkekle*re haram kılınmıştır. O halde erkeklerin ipek bir yaygı üzerinde otur*maları da helâl değildir. Ancak arayerde bir örtü veya astar bulu*nursa, o takdirde bir sakınca yoktur. Önün gibi elbisenin astan, yü*züne dikili bir vaziyette ipek olursa ona da cevaz verilmiştir. Çünkü astar kendi başına bir elbise. değildir. Üzerine oturulan yaygının as-farı da ipekten olursa, tahrîm hükmü cari olmaz. Erkeklerin ipek mendil kullanması da haram sayılmıştır.
c) Hanbelîlere göre:
Tahrîmi sadece erkeklere has olan elbise, ipektir. Altınla işlen*miş veya altın suyuyla* süslenmiş bir ipeği giymek, yaygı olarak kul*lanmak hem namazda, hem namaz dışında haramdır.
Hanbelîler bu meselede Ebü Dâvud ile Tirnıizî'nin rivayet etti*ği «İpek elbiseyi ve altını ümmetimin erkeklerine haram, kadınları*na helâl kılıyorum.» mealindeki hadîsle istidlal etmişlerdir. Tirmizî bu hadîsin hasen ve sahih olduğunu kaydetmiştir. Ayrıca Hz. Ömer' den (R.A.) rivayet edilen: İpek elbise giyinmeyin; çünkü gerçekten Mm dünyada onu giyinirse, âhirette giyinmez.» mealindeki Buharı ve Müslim'in ittifakla naklettikleri hadîsi delil olarak seçmişlerdir..
Bit ve benzeri haşereden sakınmak ve bedendeki bir hastalığı gidermek hususlarında faydalı olacağı biliniyorsa, o takdirde erkek*lerin ipek gömlek giyinmelerine cevaz verilebilir. Nitekim yapılan rivayetlere göre, ashabdan Abdurrahman b. Avf ve Zübeyir b.Av-vam, bitten şikayetçi olmuşlar, Resûlüllah (A.S.) Efendimiz onlara ipek giyinmeleri için ruhsat vermiştir..
Abdurrahman el-Cezîri'nin tesbitine göre: İpek elbise mutlaka, ister yüz, ister astar şeklinde; ister uçkur, ister teşbih püskülü ve ipi ve benzeri olsun kullanılması haramdır. Ancak düğme ve ilik gibi şeylerin, başkasına tabi olduklarından ipekten olması haranı değil*dir. Onun gibi, ipek yaygı üzerine oturmak, yastık olarak kullanmak ve duvarları ipekle kaplamak da haramdır.
Erkeklerin giyindikleri elbisenin çoğu yün, pamuk, keten ve ben*zeri bir madde, azı da ipek olursa, buna cevaz verilmiştir. Eşit olması halinde de hüküm aynıdır.
d) Mâlikîlere göre:
Ergenlik çağına giren her erkeğe ipek elbise giyinmek haramdır. Ergen olmayan erkek çocuklar hakkında ise iki farklı rivayet vardır. Yine bu mezhebe göre, bit ve benzeri haşereden korumak için ipek elbiseye cevaz verilmez, nasıl ki savaşta da giyinmesine cevaz verilmemiştir. İpek yaygı üzerinde oturmak da öyle. Aynı zamanda astarı veya elyafı ipek olan bir elbise giyinmek de haramdır. İki par*mak eninden az bir ipek parçanın elbisede bulunmasında bir sakın*ca yoktur.
Konuyla ilgili diğer rivayetler, yorumlar ve tahliller, îbn Ebî Müleyke'den yapılan rivayette Masavver b. Mahreme (R.A.) şöyle demiştir: Resûlüllah (A.S.) Efendimiz'e (bir yerden) hayli kaftan takdim edilmiştir. Ebû Mahreme bu haberi alınca bana: «Oğulcağızım, bana ulaşan habere göre, Resûlüllah'a (A.S.) birçok kaftan takdim edilmiş de onları dağıtıyormuş. Bizi beraberinde Pey*gamber'e (A.S.) götür» dedi. Ben de kalkıp gittik, Peygamber'i (A.S.) evinde bulduk. Babam bana: «Resûlüllah'ı (A.S.) bana çağır, dedi. Ben de, onun bu sözünü gözümde büyüttüm ve «Sana Peygamber'i (A.S.) çağıracağım öyle mi?! «diyerek hayretimi belirttim. Babam,
«Oğulcağızım, Peygamber CA.S.) zorba ve mağrur bir kimse değildir» dedi. Onun üzerine Resûlüllah'ı (A.S.) çağırdım. Dışarı çıktı, üzerin*de kalın ipekten imal edilmiş bir kaftan bulunuyordu ki, düğmeleri altından idi. Babama şöyle seslendi; «Ya Mahreme! bunu senin için sakladım» dedikten sonra ona verdi.
Ebû Cafer et-Tahavî diyor ki: «bir topluluk bu rivayete dayana*rak demişler ki: «Erkeklerin ipek elbise giyinmesinden bir sakınca yoktur.» Diğer ilim adamları ona muhalefet ederek, erkeklerin ipek elbise giyinmelerini hoş karşılamamışlar ve bu mesele hakkında ri*vayet edilen mütevatir hadîslerle istidlal etmişlerdir.»
Ebû Cafer, bu açıklamadan sonra seksen kadar rivayeti birara-ya getirip nakletmiş ve böylece ipek elbisenin erkeklere haram oldu*ğu hakkındaki rivayet ve tesbitlerin ağırlık kazandığını belirtmek istemiştir. Biz o rivayetlerden birkaç tanesini lüzumuna binaen ki*tabımıza meâlen nakletmeyi uygun bulduk:
«Resûlüllah (A.S.) Efendimiz ipek elbiseyi giyinmeyi yasakladı, ancak iki veya üç veya dört parmak kadarını yasaklamadı.»
İbn Merzuk'un yaptığı rivayete göre, Hz. Ali (R.A.) bir adamın üzerinde ışıl ışıl parıldayan ipekten bir hırka veya üstlük gördü ve onu alıp iki parmağının arasına yerleştirerek ikiye böldükten sonra şöyle dedi: «Ben bunu sana kıskandığım için yapmadım ama Resûlül-lah'ın (A.S.) ipeği yasakladığını işittim de ondan...»
Hz. Ömer (R.A.) Peygamber (A.S.) Efendimiz'e dedi ki:
- Ya Resûlüllah! Utarid veya Lebîd'e uğradım, ipek elbise satışa arzediyordu, cuma günü ve bir de hariçten elçiler geldiğinde (giyin*meniz için) almış olsaydım, (isabetli olurdu). Onun bu sözü üzerine Resûlüllah (A.S.) şöyle buyurdu:
- Dünya'da ipek elbiseyi ancak, âhirette nasibi olmayan giyinir.
Ebû Hüreyre (R.A.)den yapılan rivayette, Resûlüllah (A.S.) Efen*dimiz şöyle buyurmuştur: «Dünya'da ipek giyinen Ahiret'te giyin*mez. Dünya'da içki içer Ahiret'te (Cennet şarabından) içemeyecek*tir. Altın ve gümüş kaplarda su içen, âhirette o (gibi) kaplarda su içemeyecektir.»
Hz. Ali (R.A.) den yapılan rivayette demiştir ki: Peygamber (A. S.) Efendimiz, ipeği sağ eline, altını sol eline aldıktan sonra şöyle buyurdu: «Şüphesiz ki bu ikisi, ümmetimin erkeklerine haramdır.»
Ebû Cafer et-Tahavî rivayetleri sıraladıktan sonra, şöyle diyor: «Rivayetlerin çoğu, ipek elbisenin önceleri giyilmesinin mubah ol*duğuna delâlet ediyor, Haram kılınması, mubah sayılmasından son*radır. Böylece ipek elbisenin giyilmesinin yasaklanmasının, daha ön*ce mubah olduğu hükmü neshettiğini anlıyoruz. Nitekim bu, aynı zamanda İmam Ebû Hanîfe'nin, Ebû Yusuf'un, Muhammed'in ve ek*seri ilim adamlarının kavlidir..
İpek elbisenin ergen olmayan çocuklar için de haram olduğun*da ilim adamlarının ittifakı. yoktur. Çoğuna göre, onlar hakkında da tahrîm hükmü câridir. Çünkü hadîste «ümmetimin erkeklerine» buyurulmuştur ki, bu küçük, büyük her erkeği kapsamına alan bir tabirdir. Nitekim Ebû Davud'un Sevbân'dan (R.AJ yaptığı rivayet*te, adı geçen şöyle demiştir; «Peygamber (A.S.) Efendimiz bir sa*vaştan döndüğünde, kızı Fatıma'nm evine uğradı, zaten her savaş*tan dönüşünde önce Fatıma'ya uğrardı. O gün, Fatıma'nın kendi ka*pısına bir (ipek) perde astığı ve Hasan ile Hüseyin'in kollarına bi*leziğe benzer gümüş taktığım gördü. O balamdan onlara doğru gel*di ama içeri girmedi. Hz. Fatıma, O'nun o asılı perdeden ve Hasan ile Hüseyin'in kollarına taktığı gümüş bilezikten dolayı girmediğini zannederek perdeyi yırttı ve o iki sabinin kollarındaki bilezikleri açıp çıkardı. Çocuklar da ağlayarak Resûlülllah'a (A.S.) gittiler. Pey*gamber (A.S.) o bilezikleri onlardan aldı ve Sevbân'a vererek, bunu falan aileye götür, diye emretti...» Bu olay, her ne kadar erkek ço*cuklarına takılan zînet eşyası hakkında ise de, onların bu hususta mükelleflerin hükmüne tabi olduğuna delâlet etmektedir. O bakım*dan ipek elbise hususunda da mükelleflerle ilgili hükmün kapsamı*na girerler.
İlim adamlarından bir cemaat ise, bu hususlardaki teklif ergen olanlara yöneliktir, küçük çocuklara değil, demişlerdir. Nitekim Mu-hammed b. Hasan bu konuda şöyle demiştir; «Çocuklara, ipek elbise giydirmek caizdir.». Şafiî mezhebine bağlı olan ilim adamları ise, bayram günlerinde erkek çocuklara ipek elbise giydirmekte bir sakınca yoktur, demişlerdir. Çünkü çocuklar ilâhî tekliflerle mükel*lef değillerdir.
347 nolu Ebu Musa hadisini aynı zamanda Hâkim tahrîc etmiş ve Taberânî sahîhlemiştir. Ancak isnadında Said b. Ebî Hind bulu*nuyor ki, bu zatın Ebû Musa'ya yetişmediği söylenir. O bakımdan îbn Hibban kendi Sahîh'inde, «Said b. Ebî Hind'in hadisi malûldür, sahih sayılmaz», demiştir Tirmizî ise bu hadîsi sahîhlemiştir. İbn Ha*zım da sahîh olduğunu belirtenler arasında bulunuyor.
Darekutnî ise, aynı hadîsi Nâfı'dan, o da Saîd b. Ebi Hind'den, o da Ebû Saîd'den rivayet etmiştir.
Bu konuyla ilgili bir başka hadîsi Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvud, Nesâı, İbn Mâce ve İbn Hibban şu lâfızla Ali b. Ebi Tâlib'den (R.A.) rivayet etmişlerdir: «Resûlüllah (A.S.) Efendimiz ipeği sağ eline, al*tım sol eline aldıktan sonra şöyle buyurdu: Şüphesiz ki bu ikisi, üm-motirnin erkeklerine haramdır.»
Az yukarıda aynı hadîsi Ebû Cafer et-Tahavî'nin de rivayet ettiği*ni belirtmiştik. Ancak İbn Mâce bu rivayetin son kısmını şu fazlalık*la teabit etmiştir: «Kadınlarına ise helâldir.»
Abdülhakk'ııı Ali b. Medenî'den yaptığı rivayete göre, Ali şöyle demiştir: «Bu hadîs hasendirve ricali de tanınmış kişilerdir.» isna*dında Yezîd b. Ebî Habîb ve Eflah adında iki kişi bulunuyor ki, îbn Kattan onları cehaletle vasıflamış ve o bakımdan hadîs malûldür, demiştir.
Yine bu konuda Beyhakî, Akabe b. Amir'den isnad-ı hasen ile bir hadis rivayet etmiştir. Ebû Musa hadîsinin bir benzerini İbn Ma-ce, Bezzar, Ebu Ya'lâ ve Taberânî, el-İfrikıyJye isnad ederek rivayet etmişlerse de, el-İfrikıy'nin zayıf olduğu tesbit edilmiştir. Nitekim Taberânî ve İbn Hibban onu zayıflar arasında zikretmişlerdir. Ay-rıoa hadîsin isnadında Sabit b. Zeyd bulunuyor ki; Ahmed b. Han*bel onun birçok münker rivayetleri olduğunu söylemiştir. İbn Hib*ban ise, «onun hadîsinde galip gelen şey, vehimdir. O bakımdan mün*ferit kaldığı rivayette onunla ihticac edilmez», demiştir.
Bütün bu tesbitlerle beraber Ebu Musa hadîsini kuvvetlendiren birçok rivayetlerin tesbiti, konuya sıhhat kazandırmakta ve istidla*le uygun olduğunu ortaya koymaktadır.
348 nolu Ali (R.A.) hadîsi sahihtir ve ipek elbisenin erkeklere haram, kadınlara helâl kılındığına açık delildir.
349 nolu Enes b. Mâlik hadîsi de sahîh kabul edilmiş ve yuka*rıdaki Ali hadisini kuvvetlendirir anlamda bir hüküm taşıdığı or*taya konmuştur.
Çıkarılan Hükümler:
1- İpek elbise giyinmek, ipek yaygı ve döşek üzerinde otur*mak erkeklere haram kılınmıştır.
2- Kadınların ipek elbise giyinmelerinde, ipek yaygı, döşek ve benzeri eşya kullanmalarında bir sakınca yoktur.
3- Ergen olmayan erkek çocuklarına ipek elbise giydirmeğe cevaz verilmiştir. İlim adamlarından bir kısmı, bunlar için tahrîm hükmünün geçerli olduğunu söylemişlerse de, cumhurun görüşü bunun hüâfmadır.
4- Erkeklerin altın zinet taşımaları, kullanmaları haramdır. Kadınlar için helâldir.
5- Giyilen elbisede iki parmak kadar ipek kordon bulunursa buna cevaz verilmiştir.
6- Elbise astarının veya üzerinde oturulan döşek ya da yaygı*nın astarının ipek olması ve alt tarafta kalması sakıncalı değildir. Ancak müctehid imamların bu husustaki tesbit ve ictihadları fark*lıdır. O bakımdan meseleyi biraz daha açıklığa kavuşturmak için, ilgili hadîsleri ayrı bir başlık altında nakletmeyi ve imamların gö*rüşlerine yer vermeyi uygun bulduk.