-
Hür Kadını Avret Yerleri
İslâm fıkhında «hür kadın» denilince, karşılığında hürriyeti elinden alınmış câriye hatıra gelir. Gerçi günümüzde artık kölelik ve cariyelik diye bir konu kalmamıştır. Ancak kölelik müessesesinin işler bulunduğu asırlarda İslâ.m dini, insan haklarını korumak, köle*leri kölelik kaydından kurtarmak ve onlara insanca muamele edil*mesini sağlamak için bir takım maddi ve manevi müeyyideler, esas*lar ve prensipler koymuştur.
O halde «hür kadın» denilince, cariye olmayıp hürriyeti elinde olan kadın demektir.
İslâm kadını, erkeğin şehvet nazarından uzak tutmak, onun an*nelik ve kadınlık vakarını korumak, kişiliğinin zedelenmesini önle*mek, iffet ve namusunu, şeref ve itibarım muhafaza etmek için onu iffet, namus, şeref ve vakar örtüsü altına almış, saygınlığını en üst derecede tutarak hürmet telkin eden bir kıyafeti sunmuştur.
İlgili hadisler:
Hz. Aişe (R.A.) Validemizden yapılan rivayette, Peygamber (A.S.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
«Allah ayhali görme çağına gelmiş kadının namazım ancak hi-mar (başörtüsü) ile kabul eder..
Ümmü Seleme (R.A.)'den yapılan rivayette, onun, Peygamber (A.S.) Efendimizden:
«Kadın, üzerinde entarisi olmadığı halde sadece gömlek (veya gecelik, iç çamaşır) ve başörtüsü ile namaz kıhnabilir ini?» sordu*ğunda, Peygamber CA.S.) Efendimiz'in de ona: «Gömlek (gecelik) ye*terli olur da ayakların üst kısmını örterse (namaz kılınır).» buyur*du.
îbn Ömer (R.A.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (A.S.) Efen*dimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: «Kim elbisesini kibir ve bencillik olsun diye yerde sürüklerse, Allah kıyamet gününde ona ;(rahmetle) bakmaz.» Bunun üzerine Ümmü Seleme (R.A.) «Ya ka-tiınl&r eteklerini ne yapsınlar?» diye soruncu, Efendimiz «Bir karış sarkıtsınlar» buyurdu. Ümmü Seleme, «O takdirde ayakları açılmış olur» dedi, Peygamber (A.S.), «O halde bir zira' sarkıtsınlar ve artık bundan fazlasını yapmasınlar» buyurdu.
Hadislerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1- Ergenlik çağına girmiş olan kadının namazda mutlaka ba*şını örtmesi gerekir. Aksi halde namazı kabul olunmaz.
2- Kadının geceüğiyle namaz kılması caizdir, yeter ki uzun olup ayaklarının üstünü örtecek kadar uzun olsun.
3- Kadının ayaklarının üstü avrettir.
4- Kadınların entarilerinin de ayaklarını örtecek kadar uzun olması vâcibdir. Ancak bundan az kısa olur da kalın çarapla ayaklar örtülürse, buna cevaz verilmiştir.
Hadislerin ışığında müctehit imamalarm görüş, tesbit, istidlal ve ihticaclari:
a) Hanefilere göre:
Hür kadın bedeninin tamamı avrettir, ancak yüzü ve iki eli müs*tesna. Ayaklarının avret olup olmadığı hakkında iki rivayet vardır. Ebû Hanîfe'ye göre avret değildir. Çünkü birtakım ihtiyaçlar karşı*sında kadının yürümesi gerekmektedir ki, her zaman örtülü bulun*durması çok zordur. Hem yüz ve eller şehevî duyguyu daha çok tahrik edebilir. Onlar avret olmadığına göre, ayakların da avret ol*maması gerekir. Nitekim el-Hasan'ın Ebu Hanîfe'den yaptığı rivayete göre, kadının ayaklarına bakmanın helâl olduğu belirtil*miştir.
O halde bu mezhebe göre, namazda kadının yüzü ve iki eli açık bulunursa, bir sakınca yoktur. İmam Ebû Hanîfe'ye göre, ayakları*nın da açık olması namaza mani' değildir. Dışarıya çıkınca da yü*zünü ve ellerini açık bir vaziyette bulundurması men'edilmez. Erkek*lerin de kadının yüzüne ve ellerine şehvetle bakmaları haramdır.
b) Şâfiîlere göre, hür kadının yüzü ve iki eli dışında kalan yer*leri avrettir. O halde kadının ayakları da avrettir ve namaz kılar*ken örtmesi vâcibdir.
c) Hanbelîlere göre:
Hür kadının yüzü dışında diğer her yanı avrettir. O halde namaz kılarken ellerini ve ayaklarım örtmesi gerekir. Sokak kıyafeti de yine bu ölçüde olmalıdır..
d) Mâlikîlere göre:
İki elin içi ve üstüyle yüzün tamamı dışında kalan yerler avret*tir. O halde kadının yüzü ve iki eli örtülü olmadığı halde namaz kıl*ması caizdir;aynı şekilde sokakta da bu iki azasını açık bulun*durmasına cevaz verilmiştir.
Diğer rivayetler, yorumlar ve tahliller:
324 nolu Hz. Aişe (R.A.) hadîsini aynı zamanda İbn Huzayme ve el-Hakim de rivayet etmişlerdir. Darekutni ise, hadîsin mevkuf olduğunu ,el-Hakim ise mürsel olduğunu söylemiştir. Bilindiği gibi mevkuf, ashab-ı kiramdan rivayet edilen söz, fiil ve takrirdir. Mur-sel ise, senedinden bir sahabi düşen hadistir. Gerek mevkuf, gerek*se mursel hadisler daha çok zayıf hadisler arasında sayılır. Ancak mevkufun böyle olduğunda tam ittifak yoktur.
Taberânî ise, bu mealde bir hadisi es-Sağîr ve'1-Avsat'da Ebû Katade'ten şu lâfızla rivayet etmiştir: «Allah, zînet yerlerini örtme-dikçe kadmm ;ergenlik çağına giren kızın da başını örtmedikçe na*mazım kabul etmez.» İbn Huzeyme ise, şu lâfızla kendi sahihinde ri*vayet etmiştir: «Allah ergenlik çağına giren kadının namazım ancak başörtüsüyle kabul eder.»
Hadisler kadının namaz kılarken başını örtmesinin vâcib oldu*ğuna delâlet etmektedir. Ayrıca hür ve cariye arasında bu hususta bir fark olmadığı da anlaşılıyor. Ancak İmam Şafiî, İmam Ebû Ha-nîfe ve cumhur, hür kadınla cariye kadın avretleri arasında fark bulunduğunu belirtmişler ve ona göre bir tarifte bulunmuşlardır. Hadîsin zahirine bakıp ikisi arasında fark yoktur, diyenler ise, Za*hiri mezhebine mensup olanlardır. Sözünü ettiğimiz imamlara gö*re, cariyenin avret yeri dizkapağıyla göbek arasıdır. İmam Mâlik'e göre, cariyenin avret konusunda hür kadından farkı sadece saçları*dır; cariyenin saçları avret değildir.. Kuvvetli ihtimalle, İmam Mâlik, Hicaz'da cariyelerin başaçık gezdiğini görünce, sahabenin böyle uygun gördüğüne kail olmuştur. el-Iraki ise Tirmizî şerhinde diyor ki: «îmanı Mâlik'ten meşhur olan rivayete göre, cariyenin av*reti erkeğin avreti gibidir.»
Bize göre, el-Irakfnin bu tesbiti isabetli değildir. Çünkü îbn Ku-dame gibi, kendi mezhebinde yetkili bir ilim adamı sözü edilen me*sele hakkında şöyle diyor: «İmam Mâlik hür olmayan (cariye) kadm hakkında, "başörtüsüz namaz kılabilir.» demiştir..
325 nolu Ümmü Seleme hadisini el-Hâkim de tahrîc etmiş, Ab-dülhak ise, Mâlik ve diğer râvilerin bunu mevkufen rivayet ettikle*rini söylemiştir. el-Hâkim ise, Buharî'nin şartına göre, hadisin ref'i sahihtir, diyerek Abdülhakk'm görüşüne katılmamıştır. Ancak hadîsin isnadında Abdurrahman b. Dînar bulunuyor ki bu zat üzerinde hay*li şeyler söylenmiştir, et-Takrîb de onun sadûk (doğru, güvenilir) olduğu belirtilmiş, ancak bazan hatâ yaptığına dikkatler çekilmiştir.
Diğer yandan bu hadîsi Mâlik b. Enes, Bekir b. Mudar, Haf& b. Ğıyas, İsmail b. Cafer, İbn Ebî Zid'b ve İbn İshak, Muhammed b. Zeyd' den, o da Ümmü Seleme'den rivayet etmişler ve hiçbiri, Ümmü Sele-me'nin Peygamber (A.S.) Efendimiz'den rivayet ettiğini zikretme-mistir..
Darekutnî'den ise bu hadîs sorulduğunda, şu cevabı vermiştir: «Muhammed b. Zeyd b. Muhacir b. Kunfez kendi anasından, o da Ümmü Seleme'den rivayet etmiştir. Ancak merfu, olduğu hakkında farklı tesbitler vardır: A'jdurrahman b. Abdullah b. Dıhar yaptığı rivayette Peygamber (A.S.) Efendimiz'e. kadar ref'etmiştir. Hişam b. Sa'd da bu hususta ona tabi olmuştur. İbn Vehb ise muhalefet ederek hadîsi Hişam b. Sa'd dan mevkufen rivayet etmiştir. Doğru olan da budur.. et-Tenkîh sahibi ise, Abdurrahman b. Abdillah b. Di*nar'dan Buharî'nin kendi Sahîh'inde rivayet ettiğini belirterek bazı ilim adamlarının onun sıka (güvenilir) olduğunu söylemişlerse de yukarıdaki hadîsi ref'etmekte hatâ etmiştir, diyor,.
Namazda avret yerinin örtülü tutulmasının aslı şu âyete dayan*maktadır; «Ey âdemoğuilan! Her mescidde güzel ve temiz elbisenizi alıp giyinin,» Ayette, «zînet» tabiri kullanılmıştır ki ilim adamlarının çoğu bunu avret yerini örtüp kapatan elbise, ile yorumlamışlardır.
«Mescid'den maksat, namazdır, aym zamanda namaz kılman cami anlamına da gelir. Nitekim -Seleme b. Ekva, (R.A.)dan yapılan riva*yette demiştir ki: Resûlüllah (A.S.) Efendimiz'e dedim ki: «Ya Resû-lellah! kamîs (gömlek) ile namaz kılayım mı?, «Evet, bir dikenle ol*sa bile onu düğümle (öylece kıl)» buyurdu.
Kadının namaz kılai'ken ne gibi elbise giymesi gerektiği hakkın*da Hz. Âişe (R.A.) Validemiz'den sorulduğunda, sorana, git bu me*seleyi önce Ebû Tâlib oğlu Ali'den sor, sonra da gel bana ne dediğini haber ver, dedi. Sonra sahibi Hz. Ali'ye (R.A.) gelip sordu. O da, «Ba*şörtüsü ve ayakların üzerini örtecek kadar uzun bir iç çamaşırla.» diye cevap verdi. Adam durumu gelip Hz. Âişe'ye (R.A.) haber ve*rince, «Ali doğru söylemiştir» diyerek onu tasdik etti
Çıkarılan Hükümler:
1- Hür kadının iki eli ve yüzü dışında diğer bütün bedeni av*rettir. Namazda avret yerlerini örtmesi vâcibdir. Aksi halde namazı kabul değildir.
2- Kadının ayakları da avret değildir. O bakımdan ayakları açık olduğu takdirde namaz kılabilir. Bu iki hüküm İmam Ebû Hani-fe'nin içtihadıdır.
3- Kadının ayakları da avrettir. Bu, Şâfiîlerle Hanbelîlere gö*redir. Yani iki müctehidin içtihadı bu anlamdadır.
4- Kadının elleri de avrettir. Bu, İmam Ahmed b. Hanbel'in içtihadıdır.
5- Kadının namaz kılarken geceliği veya entarisi ayaklarının üstünü örtecek kadar uzun olması gerekir. Entari veya gecelik bu kadar uzun olmazda açık kalan kısımlar teni göstermeyecek çorapla örtülürse, bu.da caizdir.
6- Tek gömlek veya gecelikle namaz kılındığı takdirde, vücu*dun açılması için düğmelemek vâcibdir. Üzerinde iç çamaşırı bulu*nanlar için düğmelemek söz konusu değildir, yeter ki avret yeri gö*zükmesin.