Ezan İle İkameti Aynı Kişinin Okuması Gerekli Midir?
Ezandan maksat, önce Allah'ın varlığını ve birliğini; Hz. Muham-med'in (A.S.) risaletini ilân etmek, namaz vakti girdiğini duyurup mü'minleri kurtuluş ve saadete davet etmektir. İkamet ise, bu mana*da namazın kılınmak üzerine olduğunu duyurmak içindir. O halde bunları tek kişi yürütebileceği gibi, herbirini ayrı ayn kişiler de ye*rine getirebilir. Ne var ki, bazı farklı rivayet ve tesbitler söz konusu*dur, Konuyla ilgili hadîsler ve rivayetler;
Ziyad b. Haris es-Sadaî'den yapüan rivayette, Resûlüllah (A.S.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: «Ey Sada'ın kardeşi! Ezan oku.»Bu emri üzerine, Ziyad diyor ki: Ezan okudum. Bu da, fe-cirin aydınlığı belirginleşince cereyan etmişti. Resûlüllah (A.S.) Efendimiz abdest alıp namaza kalkınca, Bilâl ikamet getirmek istedi. Resûlüllah (A.S.) Efendimiz, ona: «Sada'ın kardeşi ikamet edecektir; çünkü kim ezan okursa, o aynı zamanda ikamet getirir.» buyurdu.
Abdullah b. Zeyd (R.A.) 'den yapılan rivayette, o rüyasında kendi*sine ezan öğretilmişti. O sebeple diyor ki: Peygamber (A.S.) Efen-dimiz'e gelip gördüğümü haber verdim. Bana, «Onu Bilâl'a ilka et. (ona okuyup öğret) buyurdu. Ben de Bilâl'a öğrettim. Bilâl kalkıp ezan okudu ve ikamet getirmek istediğinde, ben Resûlüllah'a (A.S.) «Onu ben rüyamda gördüm ve ikameti ben getirmek istiyorum» dedim Bunun üzerine Resûlüllah (A.S.) bana «Peki sen ikamet getir» bu*yurdu. Böylece Abdulah ikameti getirmiş, Bilâl ise ezan okumuş ol*du.
Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1- Ezan ile ikameti aynı kimsenin okuması müstehabdır.
2- Ezanı ayrı bir kişinin, ikameti de ayrı bir kişinin okumasın*da, bir sakınca yoktur.
Mezheb imamlarının bu husustaki görüş ve istidlalleri:
a) Hanefîlere göre:
Ezan okuyanın aynı zamanda ikamet getirmesi de sünnettir. İka-frıeti başkasının okuması, müezzini incitiyor veya üzüyorsa, o tak*dirde mekruhtur. Çünkü müslümana eziyet etmek mekruhtur. Eğer 'müezzin ondan dolayı incinmiyorsa, o takdirde bir sakınca yoktur. !
b) Şâfiîlere göre:
Ezam kim okuyorsa, ikameti de o okur. Başkasının ikamet oku*ması müezzini incitsin incitmesin, mekruhtur. Şâfiîler bu me*selede Ziyad b. Haris es-Sadi'nin hadîsiyle istidlal etmişlerdir. Hane-fîler ise, yukarıda naklettiğimiz 26i nolu Abdullah b. Zeyd hadîsiyle istidlal etmişlerdir.
c) Hanbelîlere göre:
Ezanı okuyan kimsenin aym zamanda ikameti de okuması daha uygundur. İmam Şafiî de aynı görüştedir. Bunlar da Ziyad b. Haris es-Sadaî hadîsiyle istidlal etmişlerdir. İkisi de namazdan önce zi*kir mahiyetinde birer fiildir ki, iki hutbe misali aym adamın yerine getirmesi sünnettir. Nitekim Ebû Mahzure'den önce bir adam çıkıp ezan okuyor ve hemen sonra Ebû Mahzure çıkageliyor ve çıkıp eza*nı kendisi okuyor, sonra da ikamet getiriyor. Bunu el-Esrem rivayet etmiştir. Ama ezanı iade etmeyip sadece ikamet getirirse, bunda da bir sakınca yoktur.
d) Mâİikîlere göre:
Ezanı başka biri, ikameti de başka biri okuyabilir ve her ikisini aynı adam da okuyabilir. Bunda bir sakınca yoktur. Nitekim İmam Mâlik'ten soruldu: «Müezzin bir topluluk için ezan okuduk*tan sonra nafile namaz kılıyor. O topluluk ise, başkasının ikamet okumasını ve öylece namaz kılmayı arzu ediyorlar, bunda bir sa*kınca var mıdır?» İmam Mâlik şu cevabı vermiştir: «Bunda bir be*is yoktur, müezzinin ikamet getirmesiyle başkasının getirmesi ara*sında bir fark söz konusu değildir...»
Rivayetler, yorumlar ve tahliller:
260 nolu Ziyad b. Haris hadîsinin isnadında Abdurrahman b. Zi*yad b. En'ûm el-İfrikiy, Ziyad b. Naîm el-Hadremî'den, o da Ziyad b. Hars (veya Haris) es-Sadâî'den rivayet etmiştir. İmam Tirmizî, biz bu hadîsi ancak el-îfrikîy tarikiyle biliyoruz ki, bu zat zayıftır. Yahya b. Saîd el-Hattan da onun zayıf olduğunu belirtmiş ve Ahmed b. Hanbel «Ben, el-îfrikiy'nin hadîsini yazmam» demiştir. Ancak Muhammed b. ismail'in, onun kaviy olduğunu söylediğini yine Tir-nıizî nakletmiştir.
Afrika'da kadılık yapan Abdurrahman b. Ziyad hakkında Ze-hebî de bir çok rivayetleri naklederek durmuş, Yahya b. Maîn'in onun hakkında bir beis bulunmadığını söylediğini nakletmiştir. Ay*rıca Nesâi onun için «zayıf» tabirini kullanmış, Dârekutnî onun ka*viy olmadığını; İbn Hibban ise, onun güvenilir râvilerden uydurma hadisler rivayet ettiğini söylemiştir. İshak b. Rahûye ise, hadis âlimi Yahya b. Saîd'in onun için «sıka» güvenilir, bir ravî olduğunu söy*lediğini işittiğini nakletmiştir.
Anlaşıldığı gibi, Abdurrahman b. Ziyâd, Enûm'ün zayıf olduğu*nu söyleyenler kadar, kaviy olduğunu belirtenler bulunuyor. O ba*kımdan yukarıdaki rivayetine itibar edilebilir. İlim adamları da o ri*vayete dayanarak amel etmişler ve o bakımdan kim ezanı okuyor*sa, ikameti de o getirir, demiştir.
Bu konuda, «İkameti ancak ezan okuyan kimse getirir» mealin*deki hadisi Taberani tahrîc etmemiş ve onu zayıf hadisler arasında Zikretmiştir. el-Akıylî de aynı şeyi söylemiştir. Nitekim isnadında Öaîd b. Reşid bulunuyor ki, bu zatın zayıf olduğu tesbit edilmiştir. jNitekim îbn Ebi Hatim, diyor ki: «Saîd b. Reşid hakkında babamdan Bordum onun zayıf olduğunu söyledi.»
Zehebî'nin tesbitine göre, Buharî onun için «münkerü'l-hadîs» ıdemiştir. Nesâî de onun «metrukü'l-hadîs» olduğuna dikkat çekmiş*tir.
Böylece, ikameti ancak ezan okuyan okur, hükmü kesinlik ka*zanmamıştır. O nedenle birçok yerlerde ezanı başka bir kişi okurken, ikameti diğer bir kimse okumaktadır. Bununla beraber her ikisinin aynı şahıs tarafından okunması, îmam Şafiî'nin de el-Ümm'de dediği gibi daha uygundur.
261 nolu Abdullah 'b. Zeyd hadîsinin isnadında Muhammed b. Amir el Vakıfî el-Basrî bulunuyor ki, bu zat zayıftır. el-Kattan da onu zayıflar arasında zikretmiştir. Yahya b. Maîn de aynı görüştedir, îbn Abdilberr ise, onun isnadı, el-İfrikiy'ninkinden daha hasendir, diyerek ayrı bir tesbit ortaya koymuştur. İbn Şahin ise, bu hadîsi en- Nâsih ve'1-Mensûh'ta zikrederek bir bakıma 260 nolu hadisin bunun*la hükmü kaldırıldığını anlatmak istemiştir.
Çıkarılan Hükümler:
1- İkameti, ezan okuyan kimsenin okuması evlâdır.
2- Ezan ve ikametin ayrı kişiler tarafından okunmasında bir sakınca yoktur.
3- Ancak görevli müezzinden izin almadan birinin kalkıp ika*met getirmesi, eğer müezzini incitiyorsa, kerahet vardır. Çünkü müslümanı incitmek mekruhtur.