Salat-i Vüsta (Orta Namaz)
İkindi namazı «salat-i vüsta» mıdır?
Bilindiği gibi, Kur'ân-ı Kerîm'de özellikle «salat-i vüsta» üzerin*de durulmuştur. Bakara sûresi 238. âyette şöyle buyuruluyor:
«Namazlara, özellikle orta namaza devam edin, onu gerektiği gibi koruyun ve Allah'a saygı ve korku dolu bir gönül ile elbağlayıp du*run!»
Hadîslerde de o nisbette bu namazın fazileti üzerinde durulmuş ve ümmetin dikkati, namazı, özellikle orta namazı muhafazaya çekil*miştir.
Bunun birtakım sebep ve hikmetleri vardır.
a) İkindi vakti duaların en çok kabul olunduğu bir zaman par*çasıdır.
b) Şehir ve kasabalarda alım-satımm en çok hareketlendiği bir dönemdir. Kendini dünyalığa kaptıran her mü'minin o saatta işini bırakıp Hakk'a yönelmesi kadar eğitici, yönlendirici, ahlâk ve fazilet verici bir şey yoktur.
c) Köylerde tarla ve bahçede havanın serinlemesinden yarar*lanılarak daha verimli bir çalışmaya girişilir, yorgunluk başlar. Böy*le bir sırada abdest ahp ikindi namazım kıldırmak kadar ruh ve be*deni dinlendiren başka bir şey düşünülemez.
d) Rahmet meleklerinin sabahleyin ve bir de ikindi vakti en çok inip, rahmet saçtığı vakitlerdir. Bundan yararlanmak için, bu namazları vaktinde gönül huzuru içinde kılmak gerekir.
Konuyla ilgili hadîsler:
Hz. Ali'den (R.A.) yapılan rivayette, Peygamber (A.S.) Efendi-miz'in Ahzâb savaşında şöyle dediği tesbit edilmiştir: «Onlar bizi gü*neş batmcaya kadar salât-i vüsta'dan meşgul edip alıkoydukları gi*bi, Allah onların kabirlerini ve evlerini ateş doldursun.»
Müslim, Ebû Dâvud ve Ahmed'in tesbitinde hadîsin son cümlesi şu lâfızla rivayet edilmiştir: «Bizi salât-i vüsta —ikindi namazın*dan — meşgul edip alıkoydular...»
Yine Hz. Ali Cr.a.) diyor ki: «Biz, salât-i vüsta'yı sabah namazı olarak biliyorduk. Bunun üzerine Resûlüllah (A.S.) Efendimiz, «O, ikindi namazıdır» buyurdu.»
îbn Mes'ud (R.A.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (A.S.) Efen-dimiz'i, Hendek savaşında müşrikler o kadar meşgul ettiler ki, güneş kızarmaya veya sararmaya yüztuttuğu halde, O hâlâ ikindi nama*zını kılamamıştı. Bunun üzerine Resûlüllah (A.S.) şöyle bedduada bulundu: «Bizi salât-i vüsta ikindi namazı'ndan alıkoyup meşgul et*tiler; Allah onların içlerini ve kabirlerini ateşle doldursun. Allah on ların içlerini ve kabirlerini vakşetle doldursun!
İbn Mes'ûd (R.A.) diyor ki, Resûlüllah (A.S.) Efendimiz, «Salâ*t-i vüsta ikindi namazıdır» buyurdu.
Semure b. Cündüb (R.A.) 'den yapılan rivayette, Peygamber (A. S.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: «Salât-i vüsta (orta namaz), ikin*di namazıdır.
Ahmed b. Hanbel'in yaptığı rivayette, Peygamber (A.S.) Efen*dimiz buyurdu ki: «Namazlara, özellikle salat-i vüsta (orta namaza) devam ediniz!» Böylece Peygamber (A.S.) bize onun ikindi namazı olduğunu ismen bildirdi.
Berâ' b. Azıb (R.A.)'den yapılan rivayette, demiştir ki: «Namaz*lara, özellikle ikindi namazına devam edin...» mealindeki âyet indi, biz de onu Allah'ın dilediği kadar okuduk. Sonra o âyeti neshetti ve «Namazlara özellikle orta namaza devam edin, onu gerektiği gibi koruyun...» mealindeki âyet indi. O zaman bir adam şöyle dedi: O takdirde, saiat-i vüsta ikindi namazıdır.
Ebû Yunus Mevlâ, Hz. Aişe (R.A.) 'den yaplan rivayette, demiş*tir ki: «Hz. Aişe kendisine bir mushaf yazmamı emretti ve şöyle ten-bihte bulundu: Namazlara, Özellikle orta namaza devam edin, mea*lindeki âyete geldiğinde bana haber ver! Ben de o âyete gelince ona haber verdim. Bana o âyeti şöyle yazdırdı: «Namazlara, özellikle orta namaza ve ikindi namazına devam edin...»
Hz. Aişe (R.A.) devamla şöyle dedi: «Ben bunu Resûlüllah A. S.) Efendimiz'den işittim,..»
Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1- Salât-i vüsta, ikindi namazıdır. Biz buna «orta namaz» di*yoruz.
2- Orta namazın ayrı bir fazileti ve başka bir hususiyeti var*dır.
3- İkindi namazını —müşriklerin saldırısından dolayı— ka*çıran Resûlüllah (A.S.) Efendimiz'in çok üzüldüğü ve bu yüzden müşriklere betduada bulunması, namazın ve özellikle ikindi nama*zının önemini yansıtmaktadır.
Hadîsler üzerinde tahliller ve görüşlerle rivayetler:
49 nolu Hz. Ali (R.A.) hadîsi sahihtir. Muhalefet eden olmamıştır.
50 nolu yine Hz. Ali (R.A.) hadîsini İbn Mehdi şu tarikle rivâ yet etmiştir: Ubeyde'ye dedim ki, Hz. Ali'den salât-ı vûsta'yı sor. O da sorduğunda Hz. Ali (R.A.) şöyle demiştir: «Bizler salât-i vüsta'yı sabah namazı olarak görüyorduk. Ama Hendek günü Rasûlüllah'ın şöyle dediğini işittim:
«Bizi salât-i vüsta, ikindi namazından alıkoyup meşgul ettiler!» Bu rivayet de, salât-i-vüsta'nın ikindi namazı olduğuna açık ve net biçimde delâlet ediyor.
Bununla beraber bu rivayetlerin hilâfına bazı rivayetler daha tesbit edilmiştir:
Zeyd b. Sabit (R.A.) 'den yapılan rivayette, demiştir ki: «Resûlül*lah (A.S.) Efendimiz Öğle namazını günortasmda sıcağın iyice art*tığı bir zamanda kılardı. Hiçbir namaz bundan daha çok ashaba ağır gelmezdi. Bunun üzerine 'Namazlara, özellikle orta namaza devam edin...' mealindeki âyet indi ve Resûlüllah (A.S.) şöyle buyurdu: 'Şüphesiz ki, öğle namazından önce iki namaz, sonra da iki namaz vardır.'» Böylece salât-i vüsta, öğle namazı oluyor.
Üsâme b. Zeyd (R.A.)'den yapılan rivayette salât-i vüsta hak-kinda şöyle demiştir: «O, öğle namazıdır. Resûlüllah (A.S.) Efendi-
miz öğle namazını günortasmda iyice sıcakta kılardı da arkasında ancak bir veya iki saf cemaat bulunurdu. İnsanların çoğu sıcaktan gölgeliğe çekilmiş ve ticaretiyle meşgul bulunurlardı. Bunun üzerine Allah, Bakara sûresi 238. âyeti indirdi.
O bakımdan ilini adamları «salât-ı vüsta» hakkında farklı yo*rum ve görüşler ortaya koymuşlardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1- Salât-i vüsta —orta namaz—, ikindi namazıdır. Ashab-ı kirâm'dan Hz. Ali, Ebû Eyyub, Abdullah b. Amir b. As,
Hz. Aişe, Hz. Hafsa, Hz. Ümmü Seleme; tabiînden Ubeyde es-Selma-nî, Hasan el-Basrî, İbrahim Nahaî, Kelbî, Katâde, Dehhak, Mukatil, Ebû Hanife, Ahmed, Davud b. Münzir bu görüştedirler.
2- Salât-i vüsta, öğle namazıdır.
el-Vahidî bunu Zeyd b. Sabit'ten, Ebû Said el-Hudfîden, Usâme b. Zeyd'den ,Hz. Aişe'den rivayet etmiştir. İbn Müzir de Abdullah b. Şeddad'dan, el-Mehdı Bahır'da Hz. Ali'den (R.A.) rivayet etmiştir.
3- Salât-i vusta sabah namazıdır.
Bu,, imam Şafii'nin görüş ve içtihadıdır. Nevevî aynı hususu Ömer b. Hattab'dan, Muaz b. Cebel, İbn Abbas, İbn Ömer, Câbir, Atâ', İk-rime, Mucahid, Rebî' b. Enes, İmam Mâlik b. Enes ve Şafii'nin he*men bütün arkadaşlarından rivayet etmiştir. Maverdî ise, Şafiî'nin mezhebi onun ikindi namazı olduğu hakkındadır. Çünkü bu konu*da sahih hadîsler mevcuttur, demiştir.
îmam Şafiî'nin, «sabah namazıdır» demesine gelince, ikindi na*mazı olduğu hakkındaki sahih hadisler ona o zaman ulaşmamış bulu*nuyordu. Oysa o hadîslerden haberli olsaydı, mutlaka, salât-ı vüs*ta, ikindi namazıdır, derdi. Çünkü onun mezhebi, daha çok hadîsle*re dayanmaktadır.
4- Saiât-i vüsta akşam namazıdır. Kubeyse b. Züayb bu görüştedir.
5- Salât-i vüsta yatsı namazıdır.
îbn Seyyidünnas bunu bazı ilim adamlarına nisbet etmiştir, el-Mehdî ise el-Bahır adlı kitapta, İmamiyye mezhebinin görüşünün de bu doğrultuda olduğunu belirtmiştir.
6- Cuma günündeki cuma namazıdır. Diğer günlerde ise öğle namazıdır. Bunu Kadı İyaz, bazı ilim adamlarından nakletmiştir.
7- Bu da beş vakit namaz içinde kapalı kalıp bilinmeyen hu*suslardan biridir, yani hangi vakit namazı olduğu kesinlikle bilin-
ıemektedir. Bunu, tbn Seyyidünnas, Zeyd b. Sâbit'ten, Rebi' b. Hay-sem' Saîd b. Müseyyeb Nâfi', Şürayh ve benzeri ilim adamlarından ıakletmiştir.
8- Beş vakit namazın hepsidir.
Bunu Kadı ile Nevevî nakletmişlerdir. Aynı zamanda îbn Seyyi-jdünnâs bazı ilim adamlanndan rivayet etmiştir.
9- Yatsı ve sabah namazlarıdır.
Bunu îbn Muksim kendi tefsirinde nakledip Ebû Derda'ya (R.A.) |nisbet etmiştir.
10- Sabah ve ikindi namazlarıdır.
Bu, Ebûbekir el-Ebherî'nin görüşüdür.
11- Cemaatle namaz kılmaktır.
Bu, İmam Ebû Hasan el-Mâverdî'den nakledilmiştir.
12- Korku namazıdır.
Bu, Dimyatî'nin görüşüdür ki, şöyle demiştir: «îliıu ehlinden gü*venilir kişiler bu yorumu bize bildirdi...»
13- Vitir namazıdır.
Bu, Ebû Hasan Ali b. Muhammed es-Sahavî'nin görüşüdür.
14- Kurban bayramı namazıdır.
îbn Seyyidinnas Tirmizi şerhinde nakletmiştir.
15- Ramazan bayramı namazıdır. Bunu Dimyatî nakletmiştir.
16- Sadece Cuma namazıdır. Bunu îmam Nevevî zikretmiştir.
17- Kuşluk namazıdır.
Bunu Dimyatî bazı şeyhlerden nakletmiştir.
Birincilerin delili, konunun başında Enes (R.A.) ile Büreyde ha-
dişidir. Sahih olan da budur, tlim adamlarının çoğunun ittifakı var*dır. Öğle ve diğer vakitler olduğu hakkındaki rivayetler, sözü edilen sahih ve muttafakun aleyh hadîs karşısında istidlale pek şalin gö*rülmez.
İkinciler ise, öğle namazının tam ortada bulunduğunu, aynı za*manda Müsned-i Ahmed'de «salât-i vüsta» ile ilgili âyetin iniş se*bebini dikkate almışlardır ki hem o hadîs, hem iniş sebebi üzerin*de ittifak yoktur.
Üçüncüler ise, sabah namazının uykunun iyice tatlı olduğu za*mana rastladığını ve mutlaka kaçırılmaması hakkında sahîh riva*yetlerin bulunduğunu delîl göstermişlerse de, bu da sözü edilen sa*hîh hadîsler karşısında hüccet sayılmaz
Diğerlerinin de seçtikleri delillerin çoğu yetersizdir. Böylece or*ta namazın ikindi namazı olduğu hem ağırlık, hem sıhhat kazan*mıştır.
52 nolu îbn Mes'ûd hadîsi sahihtir ki, Müslim tahric etmiştir.
53 nolu Semure hadîsini Tirmizi hasenlemiştir. Aynı zamanda tefsir bölümünde sahih olduğunu kaydetmiştir. Ancak hasan'm Se-müre'den işittiği ihtilâf konusudur:
a) Şu'be'ye göre, ondan işitmemiştir.
b) Buhari ve Ali b. Medenî'ye göre, Hasan'm ondan işittiği sa-hîhtir. O bakımdan hadisin hasen ve sahih olduğu ağırlık kazan*mış oluyor.
54 nolu Ahmed b. Hanbel rivayetine gelince, Hafız îbn Seyyi*dünnas Tirmizî şerhinde ondan söz etmişse de üzerinde pek ko-nuşmamıştır. Ancak Sahihayn'deki sahih rivayetler ona şehadet et*mektedir.
55 noul Berâ' hadîsini Müslim, Şakıyk b. Akabe tarikiyle tahrîc etmiştir .Ancak Müslim'de Şekıyk'den bundan başka hiçbir rivayet nakletmemiştir.
56 nolu Amir b. Nâfi' hadîsi, «salât-i vüsta'nm ikindi namazı ol*duğuna dair âyet bulunduğuna delâlet ediyor. Zira Hz. Aişe CR.A.)'-nin yazdırdığı ilk hatıra gelen ancak Kur'ân âyetlerinden bir parça
Solabilir. Oysa Kur'ân âyetleri tevatür yoluyla sabit olmuştur. Amir :b. Nafî' ise «haber-i vahid» sınırında kalmıştır. O halde Hz. Aişe'nin ; «ve salâtü'1-asri» sözü âyet olamaz. Sadece salât-i vüsta'nm ikindi i namazı olduğuna delâlet eden bir rivayet derecesinde kalır.
57 ve 58 nolu Zeyd ve Üsâme hadislerine gelince: Birincisi hak*kında Ebû Dâvud ve Münzir'i susup konuşmamışlar. Buharı Tarih'-de tahric etmiş, Nesâi ise sıkat (güvenilirler) sayılan ricale isnad ederek rivayet etmiştir. Buna benzer bir rivayeti Muvatta'da gör*mekteyiz. Tirmizî de Zeyd'den rivayet etmiştir.
İkincisini ise, Nesâî, İbn Meni', îbn Cerir rivayet etmiş, ez-Ziya I ise. Muhtarat'te nakletmiştir. Ricali ise, Nesâi'nin Sünen'inde geç*tiği üzere güvenilir kişilerdir.
Hadislerin sahih olduğu kabul edilse bile, ikindi namazı olduğuna dair rivayetler derecesinde iddia edilemez. Nitekim ilim adamlarının çoğunun da görüş ve tesbiti bu doğrultuda görülmüştür.