İçinde Boncuk ve Altın Bulunan Gerdanlığın Satışı Babı
89- (1591) Bana Ebu't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Ebû Hânî El-Havlânî haber verdi ki, kendisi Alî b. Babâh el-Lahmî'yi şunu söylerken işitmiş:
Ben Fadâle b. Ubeyd EI-Ensârî'yi şöyle derken işittim : Besûlüüah (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) 'e Hayber'de bulunduğu sırada içinde boncukve altın bulunan bir gerdanlık getirdiler. Bu gerdanlık satılık ganimet malların dan di. Resûlüllah (SaUallahü AieyhiveSelUm) emir buyurdular ve gerdanlığın içinden sâdece altını çıkarıldı. Sonra Peygamber (Sallatlalıü A leyhi ve Selîem) ashabına :
«Altına mukabil altın tartısı tartısına (satılır).» buyurdu.
90- (...) Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Leys, Ebû Şucâ' Saîd b. Yezîd'den, o da Halid b. Ebî İmi ân'dan, o da Haneş Es-San'ânî'den, o da Fadâle b. Ubeyd'deıı naklen rivayet etti. Fadâle şöy*le demiş:
Hayber gazası günü on iki dinara, içinde boncuk ve altın bulunan bir gerdanlık satın aldım; ve bunun boncuğunu, altınını ayırarak on iki dinardan daha fazla kıymeti olduğunu anladım. Müteakiben bunu Re*sûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Seiiem) 'e anlattığımda :
«Gerdanlık ayırmadan satılmaz.» buyurdular.
(...) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize İbni Mübarek, Saîd b. Yezid'den bu isnâdla bu ha*disin benzerini rivayet etti.
91- (...) Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Leys, İbni Ebî Ca'fer'den, o da Cülâh Ebû Kesîr'den naklen rivayet etti. (De*miş ki) : Bana Haneş es-San'ânî, Fadâle b. Ubeyd'den, rivayet etti. Şöyle demiş:
Hayber gazası günü Resûlüllah (SallallahüA leyhi ve Seltem) ile beraber bulunuyor; yahudîlerden bir okıyye altını [13] iki-üç dinara satın alıyor*duk. Bunun üzerine Resûlüllah (SallaHahü Aleyhi ve Sellem) :
«Altın mukabilinde altını ancak tartısı tartısına satın!» buyurdular.
92- (...) Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb, Kurre b. Abdirrahman El-Ma'âfirî ile Amr b. El-Hâris ve başkalarından naklen haber verdi; onlara da Âmir b. Yahya El-Ma'âfirî, Haneş'den nak*len haber vermiş ki, Haneş şöyle demiş:
Bir gazada Fadâle b. Ubeyd ile beraber bulunuyorduk. Derken bana ve arkadaşlarıma içinde altın, gümüş ve cevher bulunan bir gerdanlık isabet etti. Ben bunu satm almak isteyerek Fadâle b. Ubeyd'e sordum. Şu cevabı verdi: Bunun altınını çıkar da bir kefeye koy, kendi altınını da bir kefeye koy. Sonra sakın misli mislinden fazla bir şey alma! Zira ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i:
«Her kim Allah'a ve âhiret gününe îmân ediyorsa sakın misti mislin*den fazla bir şey almasın!» buyururken işittim.
Sahîh-i Müslim'in mu'temed nüshalarında gerdanlık ifadesiyle beyân olunmuştur. Birçok nüshalarda ise denilmiştir. Hatta Kaadî Iyâz ekseri üstadlanninnüshalarında bu şekilde zikredildiğini, fakat Ebû Alî El.Gasiânî'nin arkadaşında bu ifadenin kitabımızdaki şekilde tashih edilmiş gördüğünü, doğrusunun da bu olduğunu söyler.
Şâfiîler Fadâle (Radiyallahiianh) hadîsiyle istidlal ederek : Başka bir şeyle karışık olan altın, gümüş az olsun çok olsun ayrılmadıkçasatılamaz; ayrıldıkta altın tartısı tartısına yâni kendi ağırlığınca; gümüş dahî aynı şekilde satılır; buğday ve tuz gibi sair ribâ mallarının hükmü de budur; derler. Bu kavil ashab-ı kiramdan Hz. Ömer (Radiyallahü anh) ile oğlundan nakledilmiştir. Selef ulemâsından bir cemaat ile îmam Ahmed, îshak ve Mâlikîler 'den Muhammed b. El-Hakem'in mezhepleri budur.
İmam Âzam'a göre başka madenle karışık bulunan altım, mik*tarca ondan daha fazla altın mukabilinde satmak caizdir. Bu 'fazlalık al*tınla karışık bulunan diğer maden veya taşa mukabil verilir. Satılan ka*rışık altınla safî altın birbirlerine müsâvî olursa akid caiz değildir. Safî altın karışıktan az olduğu takdirde dahî hüküm budur. Sevrî ile Hasen b. Salih bu meselede İmam Âzam 'la beraber*dirler.
Mâlikîler'le diğer bir takım ulema karışık altın üçte bir veya daha az nisbette olmak şartiyle hâlis altın mukabilinde satılabilir; bu tekdirde satılan madendeki karışık altın o madene tâbi' olur; derler.
Hattâ Mâlikîler 'den Hammâd b. Ebî Süley*man: «Karışık altını safî altın mukabilinde mutlak surette satmak ca*izdir; safî altının az veya çok yahut karışık olana müsavi olması hükmen müsavidir.» demiş ise de bu kavil hadîsin sarahati karşısında hatâ sayıl*mıştır.